Bu yıl büyük verinin yılı
Hızlı bilgi üretiminin ve değer yaratan çözümlerin temeli olan verilerin yönetilmesi giderek BT sektörünün en önemli konularından biri haline geliyor. Bir milyar civarında PC’nin, 600 milyon akıllı telefonun, 45 milyon sunucu hizmet biriminin faaliyette olduğu ve her gün 100 binden fazla uçuşun gerçekleştiği günümüzde, bütün sektörler dünyanın her yanından veri topluyor ve depoluyorlar. Bu durumu büyük veri dönemi diye adlandıran Fujitsu Technology Solutions Teknoloji Direktörü Dr Joseph Reger, şirketlerin ve kurumların topladıkları verileri nasıl değerlendirebileceklerini, veri okuma ve düzenleme gibi eğilimlerin önümüzdeki dönemde bilişim sektörü ve iş dünyası üzerindeki etkileri anlattı.
Daha fazla veri ile daha başarılı karar verme süreçleri
Büyük veri döneminde, birçok kaynaktan gelen farklı veri setlerinin hiper hızlı analizlerle anlamlı bilgiye dönüştürülmesi yeteneğinin arttığını ifade eden Dr Reger, birkaç sene içinde yeni iş tekliflerinin veya müşteri yönetimiyle ilgili uygulamaların birden fazla kaynaktan veri almadan yapılmasının mümkün olmayacağını vurguladı. Reger şunları söyledi:
“Elimizdeki verilerin yoğunluğu ve çeşitliliği nedeniyle artık bir konuda karar vermek için aynı ortamda hatta aynı formatta bile olmaya gerek kalmadı. “Büyük Veri”nin analizi ve gerçekçi modellenmesi sayesinde hükümetler sosyal problemlere daha kesin ve güçlü tepkiler verebilecek ve şirketler yeni yatırım alanlarına girmenin sonuçlarını sadece elindeki verilerin analizleri doğrultusunda daha sağlıklı tahmin edebilecek. Şirketler ve yönetimler kaynaklarını, doğru kararları vermek için üçüncü parti gruplar ile bilgi ticareti yapmak ve gelecek hakkında daha kesin sonuçlara ulaşmak için kullanacaklar”
“Enformasyon ticari değer kazanacak”
Dr Reger’e göre, büyük veri dönemiyle beraber enformasyon brokerlığı endüstrisi ortaya çıkacak. Bilgi brokerlarının aynı zamanda hem brokerlık ve küratörlük, hem de danışmanlık yapacağı öngörüsünde bulunan Dr Reger şöyle devam etti:
“En geç 2020 yılına kadar bilgi brokerlığı her yere yayılacak. Gelecek 10 yıl içerisinde büyük veriyi yorumlayabilen ve kendi hedefleri için kullanabilen şirketler diğer şirketlere karşı çok daha avantajlı olacak. Bu da yeni iş sektörlerinin ortaya çıkmasını sağlayacak. Veri depolama ve analizi teknolojisindeki gelişmeler doğrultusunda, toplanan verilerden değer çıkarılması ve analiz edilmesinde uzmanlaşan veribilimciler ortaya çıkacak.”
IDC: “Dünyadaki verinin yüzde 1’inden azı analiz ediliyor”
EMC’nin sponsorluğunda IDC tarafından yapılan “Big Data, Bigger and Biggest Growth Digital Shadows in the Far East” adlı çalışmaya göre, yaratılan inanılmaz veri yığınına rağmen yalnızca yüzde 0,5’i analiz ediliyor.
Bulut bilişim ve getirileri hızla artarken, piyasaların bu gelişime ayak uyduramadığı görülüyor. Buluta dayalı BT çalışanlarının 2015 yılına kadar yıllık yüzde 26’lık bir büyüme göstermesi bekleniyor. IDC’nin raporuna göre, bu durum da dünya çapında 7 milyon yeni bulut bağlantılı iş imkanı doğmasını ifade ediyor. Buna rağmen BT çalışanı istihdamına bakıldığında 2012 yılında 1.7 milyon bulut bağlantılı pozisyonun boş kaldığı ortaya çıktı. Sebep olaraksa eğitim ve sertifikasyonun zayıf olması gösterildi.
Yetişmiş eleman sıkıntısının yanı sıra büyük veriye temel oluşturacak veri yığınlarının analiz edilmediği ortaya çıktı. Yine IDC’nin yaptığı araştırmada, dünyadaki verilerin yalnızca yüzde 0,5’inin analiz edildiği belirtildi.
Bilgisayar, akıllı telefon gibi cihazların yaygınlaşması, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerdeki internet erişiminin artması ve CCTV kameraları ya da akıllı algılayıcılar gibi makinelerin yarattığı verinin çoğalması sayısal dünyanın 2.8 zetabayta kadar ulaşmasını sağladı. Raporlara göre 2020 yılında dünyada 40 zetabaytın üzerinde veri birikmesi bekleniyor. Buradaki en belirleyici etkenin 2005’te tüm verilerin yüzde 11’ini oluşturan makinelerin, 2020’de yüzde 40’ını oluşturacak olması.
Bu değerli veri yığınlarının analiz edilememesi ya da sınıflandırılamaması önemli bir sorunu ortaya çıkartırken, eğer yapılabilseydi 2012 yılındaki verilerin yüzde 23’ü (643 eksabayt) büyük veri için faydalı olacaktı. Şu anda yalnızca verilerin yüzde 3’ü sınıflandırılırken, yüzde 0,5’i analiz edilebildi.
Yetersiz sınıflandırma ve analizin sebebi olarak, sayısal evrenin boyutundan çok daha hızlı büyüyen korunmaya ihtiyaç duyan veri gösterildi. Bölgeler arasındaki koruma seviyesi ile gelişmekte olan ülkelerin düşük koruma seviyelerinin etkili olduğu belirtildi. Yetersiz güvenlik ve düşük uyum verinin değerlendirilme oranını düşürüyor.
Büyük veri, bulut bilişim ile buluşursa…
“Bugünlerde herkes bulut bilişim hakkında konuşuyor. Bugünlerde ayrıca pek çok kişi büyük veri (big data) hakkında konuşmaya başladı. Bu iki trend muhtemelen bu onyıl boyunca devam edecektir. Nedir bu iki trend?
Bulut bilişim, bilişim altyapısının emtialaşması, büyümesi, kullanım bazlı bir modele dönüşmesi demektir. Sunum modeli internet üzerinden verilen hizmet şeklindedir. Gelişmiş ülkelerde bu halihazırda oldukça gelişmiş durumda, bizim ülkemizde gelişmekte ve önümüzdeki yıllarda çok daha hızlı gelişecek ve yaygınlaşacaktır.
Büyük veri ise, kurumlar bünyesinde yapılan analizlerin sınırlı bir veri seti üzerinden değil, çok geniş veri setleri üzerinden yapılmasını kastetmektedir. Bunun yapılması, çok güçlü bilişim gerektirmektedir. Bilgisayarlar büyüdükçe ve özellikle depolama alanı genişledikçe, bu veri miktarı artabilir ve analiz süreleri günlerden, saatlerden, daha çok dakikalar ve hatta saniyeler mertebesine düşecektir. Böyle olunca, kullanılabilir hale gelecektir.
Peki, mali imkanları sınırlı olan bir kurum, özel veya sivil veya kamu, o kadar güçlü bilişim gücünü nasıl bulabilecek ki? Bulut bilişim burada devereye girecektir. Biraz daha ileri gidersek, bulut bilişim herkesin bilişim kabiliyetine erişmesini ve fırsatların ve imkanların yaygınlaşmasını ve ucuzlamasına yardımcı olacaktır. Bu çok önemli.
Bu durumda pek çok büyük veri çalışmaları bulut bilişim imkanları üzerinde yürütülecektir. Asıl sorun, bu çalışmaları kimlerin yapacağıdır. Büyük veri alanında yeni meslekler, yeni disiplinler, yeni yetkinlikler ve yeni yöntemler gereklidir. Bu konuda ciddi bir açık vardır.
Ey Gençler! Birinci vazifen veriden değer üretmektir. Bunun için gerekli bilişim gücünü bulutta bulacaksın. Öğrendiğin matematik, programlama ve analiz yetkinliklerin ile her problemin üstesinden geleceksin. Yaptıkça öğrenecek, öğrendikçe yapacaksın. Laf aramızda, bu işte çok ekmek var. Hayırlı işler…”