“Fikir tarlamızı genişletiyoruz”
Girişimcilere ve şirketlere, pazar yaratma potansiyeli olan buluşlarını geliştirmek için fırsatlar sunan İnventram, yeni buluşları, doğru yatırımcılarla bir araya getirerek, teknoloji dünyasına katkıda bulunuyor.
Yenilikçi, özgün ve erken aşamadaki teknolojik buluşları, geliştirdiği doğru iş modelleri ile ticarileştiren İnventram, Genel Müdür Cem Soysal’ın deyişiyle samanlıkta altın iğne arıyor. Cem Soysal, şirketin yatırım politikalarını ve girişimcilik ekosistemi konusunda sorularımızı yanıtladı.
Inventram’ın kuruluş sürecinden ve aldığı yoldan söz edebilir misiniz?
Inventram, en temel anlamda Koç Holding kültürünün bir uzantısı. 5 bin küsür patenti, 3500 Ar-Ge çalışanı bulunan Koç Holding’in teknoloji yatırım şirketi olan Inventram, kurulduğu günden bu yana Türkiye’de üst segmentte, farklı ve özgün iş yapan şirketleri bulmaya çalışıyor. Yüksek mühendislik içeren projelere yatırım yapmak için yapılanmış ve bütün süreçlerini bu mantık üzerine oturtmuş bir yapıya sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Bunun yanı sıra Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri ile birlikte çalışarak, gelecek vadeden projelerin ve fikirlerin de değerlerini kazanmasına yardımcı olurken, bir yandan da kendi “fikir tarlamızı” genişletmeyi amaçlıyoruz.
Melek yatırımcılıkla sizin izlediğin yatırım politikasının farkını anlatabilir misiniz?
Bu noktada Türkiye’deki yatırım ve girişim ekosistemden söz etmek gerek. Ortada bir fikir varsa ve bu şirketleşmediyse buna proje diyoruz. Bu aşamada devreye kuluçka merkezleri giriyor. İşi ayağa kaldırmak için gereken para yaklaşık 50 bin dolar civarında oluyor. Bir üst aşamaya gelindiğinde şirket kuruluyor ve servis oluşuyor. Başlangıç sermayesi dediğimiz noktada biz yer alıyoruz. Buradaki banda baktığımızda ise 50 bin – 1 milyon dolar gibi bir ihtiyaçtan söz edebiliriz. Şirket ölçeği ve politikası olarak bu ihtiyacı karşılayabilecek düzeyde olduğumuzu ifade edebilirim. Melek yatırımcılar ise belirli ve genellikle uzmanı oldukları alanlara yatırım yapmak isteyen bu yapıların, yaptığı yatırımların birkaç yüz bin dolarla sınırlı kaldığını görüyoruz.
Yatırımlarınızı yaparken farklı yöntemleri tercih ediyor musunuz? Yoksa belirli bir sistem üzerinden mi ilerliyorsunuz?
Yatırımlarımız 3 farklı şekilde gerçekleşiyor. Bunların ilki şirket yatırımları. Gerçekten içinde teknoloji bulunduran, ürünlerinde mühendislik kullanan şirketleri sıfırdan kuruyor veya bu şirketlere yatırım yapıyoruz. İkinci yatırım şeklimiz ise patentler. Inventram olarak sadece Türkiye patentleri değil dünya platformunda da kullanılmak üzere patent başvuruları gerçekleştiriyoruz. Bu patentleri Almanya, İtalya, ABD, Japonya, Çin gibi gelişmiş ülkelerde de koruma altına alıyoruz. Üçüncü modelimizde ise Koç Topluluğu'nun ihtiyaçlarına cevap verebilecek, yüksek teknoloji üreten birtakım genç şirketleri bulup onları Koç Topluluğu'nun lider firmaları ile iş ortağı haline getirerek ürün ve servisler bazında yüksek teknoloji hizmetleri verebilmelerini amaçlıyoruz.
Yüksek mühendislik üreten şirketleri tercih ettiğinizi söylediniz. Şu ana dek hangi sektörler bu anlamda öne çıkmayı başardı?
2010 yılından bu yana, biyoteknoloji, sağlık, otomotiv, bilgi ve iletişim teknolojileri, savunma sanayi teknolojileri, malzeme bilimleri, elektronik ürünler ve uzay sistemleri alanlarında yatırım yaptık. Bunun yanı sıra enerji, çevre teknolojileri, internet ve mobil tabanlı hizmet, gıda teknolojileri alanlarına da destek veriyoruz.
Şirketlerin başvuru süreçlerine ve onları nasıl değerlendirdiğinize de değinebilir misiniz?
Bugüne kadar 3 bin 500’den fazla şirket ve proje başvurusu aldık. Bu projelerin sadece 53 tanesine yatırım yapma kararı aldık. Bunların içerisinde 37 tane patent yatırımı, 3 şirket yatırımı ve 13 adet de teknoloji ticarileştirme iş ortaklığı bulunuyor. Bunu yüzdeye vurduğumuzda ortaya çıkan yüzde 1,5, dünyadaki yatırım fonlarıyla da paralellik yakalıyor. Sürece gelecek olursak, samanlıkta altın iğne aradığımızı söyleyebilirim. Ön eleme, inceleme, değerlendirme gibi süreçlere sahibiz. Bununla birlikte yatırım komitemiz gelen her projeyi detaylı bir şekilde inceleyerek, bu projelerin ne kadar yaratıcı ve özgün olduğunu değerlendiriyorlar. Komite, bir projeye yatırım yapmadan önce 5 açıdan bakıyor. Bu alanlar hukuki, fikriyat, büyütülebilirlik, finansal tablolar ve teknolojinin kendisinden oluşuyor. 5-6 kişiden oluşan komiteye destek amacıyla oluşturulan ve sözleşmeli olarak çalışan 54 kişilik uzman bir ekibin desteğiyle birlikte elekten geçirerek altın iğneyi bulmaya gayret ediyoruz.