İş kesimini çocuklar dijitalleştirir
Bir şirketin ihtiyaçlarının doğru ölçeklenmesi onların daha ucuza teknoloji transferi yapmasını sağlayabilir. Doğru şirket içi eğitimlerle çalışanların daha verimli iş yapması ve hatta sıfırdan teknolojik bir kadronun yaratılması sağlanabilir.
Tansu Yeğen
Türkiye’de teknolojinin gelişmesi, elbette teknolojinin işe dönüşmesine bağlı. Ülkelerin gelişmişlik kriterlerine bakıldığında hep bir yanlış yapılıyor ve cihaz kullanımı ön planda tutuluyor. Yani daha çok bilgisayarın daha çok akıllı telefonun, daha çok monitörün satılması değil, bunların iş yerinde ihtiyaç karşılamak için kullanılması önemli ülkemiz için.
GFK ile Türkiye’de şirketleri daha iyi anlamak ve daha yakından tanımak için bir araştırma yaptık. KOBİ ve 10 kişinin altında çalışanı olan mikro işletmeler masaya yatırıldı. Gerçekten Türkiye’nin çalışan nüfusunun çok büyük bir bölümünü temsil eden, ülkenin ekonomik olarak itici gücü sayılan bu işletmelerin teknolojiyi nasıl kullandıkları çok önemliydi.
Eğer öğrenirlerse kullanacaklar
Her ne markalı büyük şirketlerin sesleri daha çok duyulsa da ekonomiyi esas sürükleyen küçük şirketler: KOBİ’lerin 35, mikro işletmelerin 4 civarında çalışanı var. Teknoloji kullanmama sebepleri aslında içinde bulunduğumuz bilgi toplumu adına çok üzücü: En büyük oran, yüzde 52’lik bir kısım teknolojiyi pahalı olduğu için kullanmıyor. Yüzde 44’ü yeterince iyi teknoloji kullanabilecek çalışanı olmadığı için bu alandan uzak duruyor. Yüzde 36’lık bir kesim teknolojiyi kullanması çok zor derken yüzde 12 ise çok iyi bilgilendirilmediklerini ifade ediyor.
Bunların hepsi doğru bir eğitimle ortadan kaldırılabilir: Bir şirketin ihtiyaçlarının doğru ölçeklenmesi onların daha ucuza teknoloji transferi yapmasını sağlayabilir. Doğru şirket içi eğitimlerle çalışanların daha verimli iş yapması ve hatta sıfırdan teknolojik bir kadronun yaratılması sağlanabilir. Teknolojinin kullanımının aslında sanıldığı kadar zor olmadığını anlatmak da yine küçük eğitimlerin işidir.
KOBİ’ler çocukları örnek alsın
KOBİ ve mikro işletmelerin çocuklarımızı örnek alması gerektiğini söyleyebiliriz. Çünkü çocuklarımız teknolojik cihazları tek başına telefon, tablet veya bilgisayar olarak görmüyor. Bir telefon ya da tablet onlar için hem TV, hem ders çalışma aleti, hem radyo, hem fotoğraf makinesi hem de iletişim cihazı. Şirketlerin eğitimlerini de bu şekilde yönlendirmek gerekiyor.
Buna örnek olarak Kore’nin dijital dönüşümünü verebiliriz. Çocuk yaştan başlayan teknolojik eğitimler, çalışma hayatına giren gençlerin Türkiye’deki bilgisizlik sorununa düşmesini engelledi. Bu sayede birkaç kişilik şirketlerden global yapılara kadar uzanan bir bilgi ekonomisi doğdu. Bu eğitimin temelinde Samsung School gibi teknolojiyi yine teknolojiyle anlatan, daha ucuz ve etkin hale getiren çözümlerin olduğunu da unutmamak lazım.
Şirketler, doğru cihazlarla şirketlerini farklı bir yapıya büründürecek, daha doğru teknolojiyle daha az harcayıp işlerini daha kolay hale getirebilecekler. Peki teknolojiyi daha iyi kullanabilecek çalışanı yok mu şirketlerin? Yine çocuklardan yola çıkalım: Yapılan bir araştırmaya göre bir çocuğun ortalama derece tablet kullanabilmesi için cihazla birlikte geçirmesi zaman 12 gün olarak gösteriliyor. Şirketlerin ihtiyacı olan her tür iletişim, dosya paylaşımı ve benzeri ihtiyaçlar için ölçeklenebilir derecede uygun ve hayata geçirmesi kolay çözümler var.
Yapılması gereken tek şey teknolojiye inanmak, dünyadaki örneklere bakarak bu konuda doğru eğitimi almaya karar vermek…