Yerli geliştirme ön planda
Süreyya Yiğit, ülkemizde son 20 yılda bilişim sektörünün gelişimini değerlendirip 90’lı yıllara bakıldığında sınırlı sayıda kullanıcının evlerinden internete ‘dial-up’ modemlerle 14.4 kbps hızla bağlanabildiğini hatırlatarak konuşmasına başladı. Yiğit, “Bugün servis sağlayıcılar evlere fiber-optik altyapıları götürebilmekte, ev kullanıcıları 100 Mbps hızlara ulaşabilmekte. 3G teknolojisinin gelmesi sayesinde dünyayla birlikte ülkemizde de mobil teknolojiler her alanda kullanılmaya başlandı, geniş bant gerektiren hizmetler yaygınlaştı. Geçmişten bugüne baktığımızda, mobilitenin arttığını, cep telefonu ve tabletlerin neredeyse bütünleştiğini ve pazara hakim olmaya başladığını görüyoruz. Artan mobilite, bant genişliği talebini de artırdı ve 4G, 5G ve LT, LTE gibi yeni nesil iletişim altyapıları kullanılmaya başlandı” dedi.
Bilişim sektöründeki gelişme, diğer sektörlerin de büyümesine ve gelişmesine altyapı sağladı
İnternet altyapısındaki bu gelişmelerin ülkemizde bilişim sektöründe hızlı bir ivmelenmeye olanak sağladığının altını çizen Yiğit, sözlerine şöyle devam etti: “Bilişim sektöründeki bu gelişme, teknoloji içeren diğer sektörlerin de büyümesine ve gelişmesine altyapı sağladı. Gerek mobil cihazlar üzerinde gerekse sabit bilgisayarlara yönelik birçok yenilikçi uygulamalar, projeler geliştiriliyor. Sağlıktan ulaştırmaya, savunmadan eğitime her alanda bilişim projeleri geliştirilip hızlı internet altyapıları sayesinde birbirleriyle haberleşen, etkileşen sistemler devreye alınıyor. Özelikle kamunun bilişim alanındaki gelişmeleri desteklemesi, bu alandaki çalışmalara öncülük etmesi bilişim sektörünün ilerlemesine büyük katkı sağladı. Kamu, e-devlet uygulamalarında olduğu gibi sunduğu hizmetleri sürekli olarak elektronik ortama taşıyıp teknolojinin her alanda kullanılmasına ön ayak oluyor. Bu da işlemlerin hızlanmasını, kolaylaşmasını ve çok daha ekonomik yapılmasını sağlıyor. Neredeyse günde binlerce gazete, dergi, kitap, radyo ve televizyon yayınları bedava internet ortamında masrafsızca dünyanın her yerinden her yerine iletilerek okunuyor, dinleniyor.”
Bilgisayar destekli komuta ve kontrol sistemleri ciddi mesafeler aldı
Yiğit, yazılıma paralel olarak donanımlarda da ciddi mesafeler alındığını kaydederek “1987 yılında ilk kullandığım PC’nin nin hızı 4.7 Mhz, belleğimiz 1 MByte ve diskimiz 10 MB idi. Biz bunun üzerinde CAD çalışabilmek için 149 USD’ye matematik işlemci alıp takmıştık. Neredeyse bin kat artmış. 4 GHz hızlar ve terabytları bir PC için bile rahatça konuşabiliyoruz. Bugün gelinen nokta gerçekten önemli. Savunma sektörü de bu durumdan etkilendi. Esasen eskiden pek çok teknolojik gelişim savaşlarda ortaya çıkarken, ticari sektörlerin devasa büyüklüğü artık bu durumu tetikliyor. Savunma alanında temel felsefe, av olmamak ve sezdirmeden avlanmaktır. Bu nedenle bu dönemde, bütünleşik, güvenli, dayanıklı iletişim sistemleri ve çözümleri yanında bilgisayar destekli komuta ve kontrol sistemleri de ciddi mesafeler aldı.
Bunun sonucu olarak da, platformlarımızdaki pek çok analog gösterge yerini sayısal, bilgisayar tabanlı çok işlevli göstergelere bıraktı. C130 modernizasyonunda olduğu gibi pek çok platform da bu tip sistemler yerli imkânlarla geliştirildi ve yenilendi. Bir kısım sistemler de tamamen milli imkânlarla üretildi ve yeni sistemlere montajına başlandı” açıklamasını yaptı.
BThaber dinamik ve proaktif iletişim örneği sergiliyor
BThaber Gazetesi ile ilgili görüşlerini de aktaran Yiğit, düşüncelerini şöyle ifade etti: “Sektörün nabzını tutan, gelişmelerden okurlarını haberdar eden, sektörün beklentilerini ve sektörden beklenenleri ortaya koyabilen dinamik ve proaktif bir iletişim örneği sergiliyor. Yayınlarınız okuyucularına tatmin edici bilgiler iletmekte ve öngörüler sunabilmekte. Gazetenizin yurt içi ve yurt dışı gelişmeleri yakından takip ediyor olması, sektörün farkındalığına ve dinamizmine çok önemli katkı sağlıyor. Ülkemizin gelecekte bilişim teknolojilerinde söz sahibi olmasında Gazetenizin yadsınamaz bir desteği olacağını ve bilişim sektörüyle sınırlı kalmadan bilişim teknolojilerinden yararlanan başta savunma, finans, bankacılık, eğitim, ulaştırma ve sağlık gibi diğer sektörlere de katkı vereceğini düşünüyoruz. Önümüzdeki dönemde BThaber de kendini mobil, özgür geleceğe hazırlamalıdır. Daha önce de kısmen işaret ettiğim gibi gelecek hepimizi değişime zorluyor. Bunun başında da siz basın-yayın camiası ve bizler geliyoruz.”
SSM ile çalışmanın ön şartı
Bilişim sektörünün geleceğiyle ilgili öngörülerini de paylaşan Süreyya Yiğit, konuşmasında şunları kaydetti: “Geçmiş yıllardaki gelişmelere baktığımızda, ülkemiz bilişim sektöründe daha çok kullanıcı konumunda olmuştur. Ülkemizin bu alandaki insan kaynağı potansiyeli, bilgi birikimi ve genç nüfusun oluşturduğu pazarı göz önünde bulundurulduğunda, gelecekte sektörün teknoloji üreteni ve standart belirleyicisi olmasının önünde engel yoktur. Üniversitelerimizin lisans ve lisansüstü programlarında bilişim teknolojilerine yer verilip akademi, kamu ve sanayi iş birliğini içeren projeler yürütülüyor. İleride bu iş birliği kapsamının ve finansmanının artacağı öngörülüyor. Bu doğrultuda geçmişten günümüze kadar uzanan süreçte Müsteşarlığımızın yerli katkı, sanayi katılımı ve Ar-Ge katılımı politikalarının büyük fayda sağladığına ve örnek olduğuna inanıyoruz. Bu doğrultuda ülkemiz geliştireceği teknolojik çözümlerle dünyada belli başlı teknoloji üreten ülkeleri arasında yer alabilecek. Müsteşarlığımız; misyonu ve stratejik planı doğrultusunda gerek Ar-Ge projelerine verdiği destekle, gerekse diğer projelerde yerli geliştirmeyi ön plana çıkarmakla ülkemizin gelecekte ulaşmak istediği hedeflere büyük katkı sağlamaya devam edecek.”
“Esasen yürüttüğümüz projelerde yerli katkı oranı bizim için önemli bir kriterdir” diyerek konuya dikkat çeken Süreyya Yiğit, hem ekonomik getirisi ve hem de milli çıkarlarımız açısından bunun son derece önemli olduğuna inandıklarını ifade etti. Yiğit, “Gelecekte özellikle savunma ve havacılık sektöründe bizimle çalışmak isteyen ve bu konuda var olmak isteyen firmalarımızın buna önem vermesi gerektiğini bir kere daha vurgularım” dedi.