Akademik dünya için analiz iş dünyasından geldi
Araştırma şirketi Barem, iş dünyasına en itibarlı üniversiteleri sordu. Türkiye’deki üniversitelerin itibarını ölçmek, devlet ve vakıf üniversiteleri arasındaki algı benzerlikleri ve farklılıkları ortaya koymayı hedefleyen Barem’in araştırmasına iş dünyasının 286 temsilcisi katıldı. Buna göre, Koç ve Sabancı Üniversiteleri tüm performans alanlarında başarılı sayılarak itibar skalasında birinci sırada yer alıyor. Bu üniversiteleri sırasıyla ODTÜ, Boğaziçi, Bilkent, Galatasaray, Yeditepe, İTÜ, Özyeğin, Bilgi ve Bahçeşehir Üniversiteleri izliyor. Araştırmada Koç ve Sabancı Üniversitesi girişimci, rekabetçi ve yenilikçi, Boğaziçi ve Galatasaray Üniversitesi evrensel ve seçkin, ODTÜ cesur, çevreci ve topluma duyarlı, Bahçeşehir ve Bilgi Üniversitesi özgün, öğrenci odaklı ve yenilikçi başlıklarında öne çıkıyor.
Araştırma, 24-27 Şubat arasında Bilgisayar Destekli Web Görüşmesi yöntemiyle yapıldı. Sonuçlara göre, bir üniversitenin kamuoyu nezdinde itibarlı olması için yönetmesi gereken ilk üç konu şöyle: Çok boyutlu ve bağımsız düşünce yeteneğiyle donanmış mezunlar yetiştirmek, uluslararası düzeyde kaliteli eğitim verip, eğitimde dünya akımlarını takip etmek, eğitimde uygulamaya önem verip öğrencileri profesyonel yaşama hazırlamak. Araştırmaya göre, devlet ve vakıf üniversiteleri en kötü performansı toplumsal sorunlara duyarlılık konularında gösteriyor. Vakıf üniversiteleri finansal istikrar, devlet üniversiteleri ise yetiştirdiği mezun niteliği konularında ön plana çıkıyor.
İtibar öncelik
İtibar yönetiminin artık şirketler kadar üniversitelerin de gündeminde yer alan önemli bir kriter olduğunu vurgulayan Barem Stratejik Araştırmalar Yöneticisi Zafer Natan da şu yorumu yapıyor:
“Üniversitelerin itibar yönetimi stratejilerine yol gösterecek bu çalışmada, iş dünyası, üniversitelerin itibarını değerlendirirken öncelikle verilen eğitim kalitesine ve yetiştirilen mezunların niteliğine odaklanırken, finansal güç konusunun değerlendirmede daha az öneme sahip olduğu gözlemleniyor. Bir diğer nokta ise araştırma kapsamında sorgulanan rasyonel kriterlerde vakıf üniversiteleri daha başarılı olurken, duygusal alanlarda aynı başarıyı sağlayamadıkları. Bu konu, önümüzdeki dönemde vakıf üniversiteleri için yönetilmesi gereken en önemli risk olarak öne çıkıyor.”