Bilgi dönüşümüne profesyonel bakış öne çıkıyor
KoçSistem Veri Merkezi Yönetilen Hizmetler Grup Yöneticisi Murat Saraçoğlu
Yedekleme yol haritasında güvenlik, performans, ölçeklenebilirlik ve maliyet unsurlarını en iyi şekilde değerlendirmek gerekiyor. Her şirketin veri yedekleme ihtiyacı, kendine has nitelikler taşıdığından, bu altyapıların en optimum şekilde kullanılabilmesi amacıyla, bu tür danışmanlık hizmetlerine ihtiyaç olduğunu düşünüyor ve bugüne kadarki tecrübemizle bu servislerinden faydalanılmasını tavsiye ediyoruz. Geçici ya da doğru şekilde oluşturmayan yedekleme altyapı ve politikaları, çoğunlukla veri kaybı olarak şirketlere geri dönmekte ve maddi kayıpları çok ağır boyutlara ulaşabilmekte.
Son 20 sene içinde gelişen iş modellerine bakıldığında, verinin her geçen gün kurumlar için öncelik ve önem kazandığını söyleyebiliriz. Bu sebeple, kurumların BT uzmanlarının da bu öncelikler doğrultusunda, veri depolama/yedekleme altyapılarını önemsediğini ve artık veriye her an ihtiyaç olunacağının bilincini kurumsal olarak da benimsediklerini görüyoruz. Artık kurumlar veri yedekleme için tek bir plana bağlı kalmayıp, sistemin ayakta kalabilirliği için birden fazla modeli kendi altyapıları için uyguluyorlar.
Veri depolama ve veri yedekleme teknolojilerinde, kurumların proaktif hizmetlere yöneldiklerini, iş sürekliliği planlarını önceliklendirdiğini görüyoruz. Bunun için, kurumsal müşteriler, sanallaştırma altyapıları için, fiziksel sunucuları için, sürekli erişilebilirlik çözümlerini tercih ediyor; birden fazla veri merkezine sistemlerini yaygınlaştırıyorlar. Veri yedekleme başlığı altında ise gelişen teknolojiler ışığında, bilgileri hızlı yedeklemek ve bu bilgiyi herhangi bir veri merkezinde istenildiği an erişilebilir hale getirmek istiyorlar. Genel eğilim olarak, farklı yazılımların ve donanım platformlarının getirdiği avantajları bir arada ve konsolide olarak kullanarak, yedekleme ve geri dönüş sürelerini daha hızlı hale getirerek verimliliği de artırıyorlar.
Kurumsal müşteriler, bütünsellik başlığı altında, ikinci ya da üçüncü veri merkezine sahip olmaktan ziyade, halihazırda altyapısını kurmuş olan ve bu hizmetleri veren, teknoloji tecrübesi yüksek olan servis sağlayıcılarla bir arada çalışmayı tercih ediyor. Kimi zaman, almış oldukları yedekleri veya veri depolama sistemleri üzerinde yaşayan birincil veriyi, servis sağlayıcının sunduğu ikinci bir veri merkezine yaygınlaştırabiliyorlar. Böylelikle kurum, servis sağlayıcıların kendilerine sunmuş oldukları hazır yatırımlardan faydalanarak, hem teknolojik tecrübeye sahip olma hem de platform anlamında, toplam sahip olma maliyetlerini düşürerek, daha verimli yatırımlar yapma şansı elde ediyor.
Kurumsal verinin, kurumsal sistemler üzerinde saklanabiliyor olması, sürekli iş üretkenliğine pozitif olarak katkıda bulunuyor. Kullanılan teknolojilerin birbirleriyle entegre olabilme yetenekleri, veri saklama ve veri yedekleme için yedekli olan insan iş yükünü azaltarak, daha otomatize ve kolay yönetilebilir altyapılar sağladığından, sistem yöneticileri operasyonel problemlerle vaktini harcamak yerine, şirketi farklılaştıracak ve rekabette öne çıkarak yeni iş planlarına odaklanabiliyorlar.
Türkiye’de özel sektör ve kamu kuruluşlarının kendi iç standartlarını geliştiriyor olması ve resmi regülasyonlara uyumluluk ihtiyacı, aslında bilgi dönüşümüne daha profesyonel bakabilme kabiliyetini kurumlara kazandırıyor. Gelişen teknolojiyle birlikte, son kullanıcıda ortaya çıkan beklentiler, kurumların daha yetenekli ve bu ihtiyaçları karşılayacak insan odaklı hizmetler vermesini sağlayabiliyor. Dolayısıyla, kurum-teknoloji-insan üçgeninde, hayatı kolaylaştıran değerler ortaya çıkıyor.