Ekonominin çarkları
Dünyanın genişbant internet ile tanışmasından sonra, çok sonra, 122 ülkede 250 milyon hane genişbant bağlandıktan sonra, 2004 yılında ülkemizde de 256 Kbps ADSL ve kablo hizmeti başlamıştı. Milenyuma girerken, Y2K’in gün çizgisini aşan şehirlerde olup bitenleri yazanları 56 Kbps bağlanıp okumuştuk. O günlerde yeni bir ISS ortaya çıktı. Büyük bir sermaye, yenilikçi modeller ile işe koyulan ixir’in ömrü çok kısa, sadece 2 yıl sürdü. Bu sürede öyle geniş fuleler ile koştu ki mesela ixir alan adı alınması unutulmuştu.
“Ekonominin çarkları” sık geçen bir deyim. Devinen, yarı-canlı ekonomi için fazlaca mekanik bir metafor. Yine de bunu ciddiye alsak, acaba nasıl bir mekanizmadır? Öncelikle Escher’in elleri gibi birbirini çizen Sermaye-İş (S-İ) ikilisi olmalı. Uzaklaşırsak, bu S-İ popülasyonunun fraktal biçimde katlanarak tüm ekonomi mekanizmasını oluşturduğunu, yakınlaşırsak S-İ’nin vites dişlileri gibi kademeli bir çift olduğunu göreceğiz.
Yeni işler önce küçük ve eş-dost desteği ya da kişisel kaynakla başlıyor. Biraz filizlenince, iş fikri netleşip oluru görününce, ortaya prototip çıkınca, bir iş meleğine tutunup ölüm vadisi geçiliyor. Yani prototip ilk ürüne dönüşüp gelir elde edilmeye başlanıyor. Sonra erken ya da çekirdek girişim sermayesi ile ticari modeli oturtup gelirde bir ivmelenme sağlanıyor. Buna ilk kat, 1. raund ya da A serisi adı verilir. Takibinde genişleme ve ürün çeşitliliğinin sağlandığı orta katın (B serisi ya da 2. round) finansmanı, son olarak da şirketin son dönüşümden geçip kurumsallaştığı, işin artık sürdürülebilir olduğu ve halka açılış ya da parlak bir birleşme ile sonuçlanacak üst katın (C serisi ya da 3. Round) finansmanı yapılır. Bu mutlu sona nefesi yetmeyenler için, son hamleyi fonlayan mezzanine yatırımcılar da var! S-İ’nin ikiz vitesleri beş ya da altı kademeli. Bu kademeli yapı organik perspektifle de anlamlı, çünkü büyüme süreci aynı zamanda bir yapılandırmacı öğrenme süreci.
Harekete üçüncü viteste başlayan ixir’in hikayesi şimdi anlam kazanmış olmalı. Büyük sermaye ile büyük projeler yapılır ama büyük işler açılmamalı. Bu prensip elbette devlet ve belediyeler için de geçerli.