İK yönetimine yapay zeka dokunuşu…


Teknolojinin İK süreçlerine entegrasyonu, özellikle yapay zeka (AI) ve veri analitiği kullanımı, şirketlerin çalışan performansını daha etkin şekilde yönetmesini sağlıyor. Yapay zeka destekli performans değerlendirme ve yetenek yönetimi yazılımı F4e, şirketlerin kendilerine özgü stratejileri ve kültürlerine özel tasarlanan, yapay zeka tabanlı performans ve yetenek yönetimi platformunu sunuyor. Yenilikçi ve etkili araçlarla, tüm seviyelerdeki çalışanların şirket stratejisi ile uyumlu hedeflere odaklanmaları öncelik. Adını “Feedback for Excellence” (Mükemmelliyet için geri bildirim) kavramından alan şirket, 2024’ün son çeyreğinde Arya GSYF, Türkiye İş Bankası bünyesindeki Maxis Ventures ve Boğaziçi Ventures’ın katıldığı turda aldığı 1 milyon dolarlık tohum yatırımını global büyüme ve teknolojik ilerleme için kullanmayı hedefliyor.
F4e Kurucu Ortağı ve CEO’su İrem Yelkenci, globalde ve yereldeki büyük ölçekli kurumsal firmalarla işbirliklerini artırırken, kurumsallaşma adımını atmaya hazır orta ölçekli şirketlerle de know-how paylaştıklarını vurguladı. F4e, Türkiye’den çıkan bir teknoloji girişimi olarak Avrupa ve Orta Doğu’daki 14 ülkede 100’ü aşkın şirkete de hizmet sunuyor. Kurumsal verimliliğin artmasına destek olmak istediklerini belirten İrem Yelkenci, Gartner’ın “Top 5 priorities for HR Leaders in 2025” başlıklı raporuna dikkat çekti. Buna göre, İK yöneticilerinin yüzde 87’si, değişen iş ihtiyaçlarının sürekli bir dönüşümü mecbur kıldığını kabul ediyor. Ama yüzde 55’i mevcut teknolojik çözümlerin iş hedefleriyle uyum sağlayamadığını da ifade ediyor. “Oysa iş hedefleriyle iş stratejilerini hizalayabilen şirketlerin verimliliğini %50’ye kadar artırabildiğini biliyoruz” bilgisini paylaşan İrem Yelkenci’ye göre, teknoloji de bu noktadaki boşlukların kapatılmasında önemli rol oynuyor. Detayları Yelkenci ile konuştuk:
Yapay zeka, yetkinlik bazlı organizasyon dönüşümünü nasıl destekleyebilir?
Organizasyonlar, iş tanımları etrafında şekillendirilmiş geleneksel yapılardan çıkarak, beceri temelli organizasyonlar haline dönüşüyor. Yapay zeka entegrasyonuna sahip performans değerlendirme ve yetkinlik yönetimi yazılımları da bu süreçte, ölçülebilir sonuçlar ve verimlilik sunan, kullanıcı dostu teknolojik araçlar olarak öne çıkıyor.
F4e, yapay zeka desteğiyle şirket hedeflerinin yapılandırılması, bu hedeflere yönelik gerekli yeni yetkinliklerin belirlenerek ekiplere adapte edilmesi, gelişimin net şekilde ölçülerek performans ve yeteneklerin değerlendirilmesi, üstün performans gösteren çalışanların belirlenerek takdir ve teşvik araçlarının devreye sokulması gibi süreçlerin tek platform üzerinden yönetilmesini sağlıyor.
Yapay zeka destekli İK yazılım teknolojilerinin hedef belirleme ve hayata geçirme süreçlerindeki etkisi, katkısı nedir?
Örneğin F4e yazılımına entegre yapay zeka araçları, organizasyon içindeki birimlerin iş hedeflerini belirlemelerine destek oluyor, şirketin genel stratejik iş hedefleri ile çalışanların bireysel hedeflerini ilişkilendirebilmeyi sağlıyor. Dinamik yetenek yönetimi imkanı sunarak, belirlenmiş hedeflere ulaşmak için şirketlerin hangi yetkinlikleri bünyesinde barındırması gerektiğini ortaya koyuyor. Spesifik hedeflere yönelik mevcut çalışanların hangi alanda geliştirilmesi gerektiğinin ve organizasyon içindeki yeni görev ve projelerde en verimli şekilde nasıl değerlendirilebileceklerinin belirlenmesini kolaylaştırıyor. Çalışanların bu süreçlere dahil olarak, anlık geri bildirimler ve ödüllendirme sistemleriyle kendilerinden beklenen hedeflere ulaşmasına yardımcı oluyor. Tüm bu süreçlerin çalışanların performansına yansımasının ölçümlenmesi; belli periyotlarda iş hedeflerine ulaşılıp ulaşılmadığının ve genel bir verimlilik sağlanıp sağlanmadığının izlenmesini kolaylaştırıyor.
Kurumsal ve bireysel performans 2024 yılında nasıl bir seyir izledi?
Avrupa ve Orta Doğu’daki 14 ülkede hizmet verdiğimiz toplam 50 bin çalışana sahip 100’ü aşkın şirketin verilerini analiz ettik. Buna göre, 2024 boyunca geribildirim ve takdir sistemlerini kullanan şirketler çalışan performansında dikkate değer ilerleme kaydetti. Turnover oranlarında yüzde 15 düşüş görüldü. Geribildirim ve takdir kültürünü en hızlı benimseyenlerin başında gelen fintech ve teknoloji sektörlerinde, bireysel performansın arttığı gözlemlendi. Düzenli geribildirim alan çalışanların bağlılık oranları yükselirken, fintech ve teknoloji sektörlerinde çalışanlardan yönetime tersine geribildirim uygulamalarında da artış görüldü. Özellikle müşteri memnuniyeti ve satış hedefleri gibi metriklerin öne çıktığı perakende ve finansal hizmetler sektörlerinde, geri bildirimlerin operasyonel verimlilik ve müşteri ilişkileri üzerindeki olumlu etki yaptığı gözlemlendi. Holdinglerde ve üretim sektöründe ise geri bildirimler halen daha sistematik hale gelme sürecinde. F4e’nin çalışanların ve yöneticilerin birbirine takdirlerini iletme sistemi Kudos, çalışan bağlılığını artırmada önemli bir araç. Sektör fark etmeksizin, çalışanların başarılarının takdir edilmesi, bağlılık ve motivasyonda ortalama %20 artış sağladı. En yüksek etkiler yüzde 22 ile finansal hizmetler, yüzde 20 ile teknoloji ve yüzde 18 ile perakende sektörlerinde gözlemlendi.
İş dünyası neleri hedefliyor? Sektörlerin stratejileri nasıl değişiklik gösteriyor?
Hizmet sunduğumuz şirketlerin datalarına bakıldığında, 2024 yılında OKR’ların yarısından fazlasının inovasyon, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik odaklı hedeflere ayrıldığını görüyoruz. Tüm sektörler genelinde, şirketlerin %40’ı iş geliştirme ve müşteri kazanımını öncelikli hedef olarak belirlemiş durumda. %30 operasyonel iyileşme, %20 çalışan eğitimi ve gelişim, %10 ise sosyal sorumluluk ve çeşitlilik alanındaki hedeflere odaklanıyor. Sektörler özelinde öne çıkan hedefler de var. Finansal hizmetlerde ürün geliştirme ve mevzuata uyum, teknolojide ürün odaklı iş modelleri ve inovasyon, e-ticarette dönüşüm oranları ve aktif müşteri artırımı, perakendede müşteri deneyimi ve omnichannel, üretim ve otomotivde %40 verimlilik artırma hedefleri ön planda.
2025 yılı beklentilerinizi paylaşır mısınız?
Türkiye’de, Avrupa ve Ortadoğu’da şirketlerle yoğun bir mesaimiz var. 2025’in global ekonomik konjonktür gereği zor bir yıl olacağı konusunda herkes hemfikir. Bununla birlikte, teknolojinin sunduğu imkanlar da belirsizlikleri ve zor dönemeçleri daha kolay yönetebilmemizi ve stratejik hedeflerimizden sapmadan yol alabilmemizi sağlıyor. Özellikle yapay zeka, hızlı gelişim hızıyla bu yolculuktaki vazgeçilmez araçlarımızdan biri haline gelecek. Bununla birlikte, yine Gartner’ın raporunda, çalışanların %47’sinin, yani neredeyse yarısının yapay zekanın beklenen verimlilik hedeflerine erişmede ne şekilde işlerine yarayabileceğine dair bir fikri olmadığı vurgulanıyor. %77 ise bu tip teknolojik araçların aslında verimliliklerini düşürdüğünü ve iş yüklerini artırdığını söylüyor.
Çalışanların, İK tarafında “niyet edilen” dönüşümün bir parçası olabilmeleri için yetenek ve performans yönetimi odağına “insanı” koymak gerekiyor. Çalışanların, günümüz teknolojik araçlarını verimli şekilde kullanabilmeyi öğrenmeleri için desteklenmesi ve bunun kariyer gelişimleri için pozitif etki yaratacağına ikna edilmeleri şirketlerin sorumluluğunda. Bu “öğrenme” sürecinin en kısa sürede ve en az maliyetle tamamlanabilmesi noktasında, tercih edilen araçların kullanıcı dostu, iyi arayüzlerle oluşturulmuş, şirketin kendine has ihtiyaç ve özelliklerine uygun şekilde uyumlanabilir olması çok önemli.