İnternet ve siyaset
Dr. Mishio Kaku adlı Japon asıllı Amerikalı fizikçi, enerjinin denetimi ve yönetimini esas alarak bir medeniyet sınıflandırması yapıyor: Özetleyecek olursak, biz dünyalılar sınıflandırmaya girmeyen tip 0 medeniyetiz. Enerjimizi çürümüş bitki artıklarından elde ediyoruz. Kaku’ya göre tip 1 medeniyet kendi gezegeninin magma enerjisini; tip 2, yıldızının (güneş); ve tip 3 de galaksisinin enerjisini yönetiyor.
Kaku, dünya üzerindeki bizlerin büyük olasılık 2100 yılına kadar tip 1 medeniyete dönüşeceğimizi ileri sürüyor. Dünyanın siyasal yapısı, toplumsal yapısı, tek dünya topluluğu olmaya doğru gidiyormuş. Tek devlet (dünya konfederasyonu), tek dil (İngilizce-Mandarin karışımı), tek hukuk sistemi. AB’yi örnek gösteriyor ve günümüzde kutupsuz bir siyasal yapı olmasına dikkati çekiyor. Tek dünya devleti olmamız, bu asır içinde olacakmış. Fakat gezegenimizin enerjisini yöneterek, depremleri ve volkanları nasıl önleyip, fırtınaları nasıl zararsız hale getireceğimizi anlatmıyor. Demek ki, iş başa düşecek.
Kaku’nun bir gözlemi, ABD eğitim sisteminin çok kötü olduğunu, doktora öğrencileri ve bilim insanlarının çoğunun ABD doğumlu olmayan kişiler olduğu üzerine. Bana göre bu ABD’nin sorunu. Hem, kim bilir, belki tek dünya devleti oluşturmaya giden yolda bilimsel denge böyle sağlanacaktır. Bunu avantaja dönüştürmek de bizim işimiz olmalı.
Yürekten katıldığım bir diğer saptaması ise, bu küresel siyasi yakınsamayı internete borçlu olduğumuz. Doğru, ama internet taşıyıcı ortam. Sosyal paylaşım ağlarını da göz ardı etmemek gerek. İnsanları buluşturan, asıl sosyal paylaşım ağları. Sürekli okurlarım hatırlar, benzer bir sav ileri sürüp, “artık vâdi projelerine gerek kalmadı” demiştim. Entelektüel etkileşim için artık aynı pastahanede yan yana oturmak gerekmiyor.
Beri yanda 10. Kalkınma Planı için yapılan çalışmalara bakıyorum. Ülkemizin gidişini izliyorum ve orta teknolojili ürünlerden yukarıya geçemeyişimizi üzülerek görüyorum. Bilişim, çoğu geliştirmesi, laboratuvardan çok zihinde yapılan bir alan. Haydi düşünceye dalalım…