İş sürekliliği yönetiminin durağan olmadığı ve sürekli yaşayan bir süreç olduğu unutulmamalı
İş sürekliliği sağlama görevinin Türkiye’de genelde tersine bir yaklaşım eğilimi olsa da- sadece BT sorumluluğuna bırakılabildiğini ancak konunun bu keyfiyette olmadığını belirten Eczacıbaşı Bilişim Satış Yöneticisi Şenol Vatansever, bu sürecin tüm iş birimlerinin aktif olarak dahil olması, üst yönetimin sahiplenmesi ve desteklemesi gereken bir süreç olduğunu vurguladı. Vatansever, sözlerini şöyle sürdürdü: “İş sürekliliği sistemlerini kullanacak şirketlere ve kurumlara önerimiz iş gereksinimleri çerçevesinde politika ve prosedürlerini belirlemeleridir. Olağanüstü bir durum ya da felaketle karşılaşıldığında organizasyonun teknolojik altyapısını işler hale getirmesi, hizmetlerini ve ürünleri sağlamaya devam etmesi kritik öneme sahiptir. Burada sistemlerdeki kaybın ne kadarının kabul edilebildiğinin (Recovery Point Objective – RPO) ve sistemlerin ne kadar zamanda ayağa kaldırılabileceğinin (Recovery Time Objective – RTO) kararı verilmelidir. Teknolojik olarak her türlü altyapı tasarlanabilir durumda ve ihtiyaçlara göre maliyetler değişmekte. İş sürekliliği yönetiminin durağan olmadığı ve sürekli yaşayan bir süreç olduğu unutulmamalı. Bu sebeple planlama aşamasındaki senaryolar düzenli olarak test edilmeli ve risk yönetimi yapılarak potansiyel kayıplar gözden geçirilmelidir. Gerektiğinde planda güncellemeler yapılmalı ve tepki vermedeki esneklik geliştirilmelidir.Olağanüstü durum riski gözardı edilebilecek bir risk değildir. Kesinti sebebiyle maruz kalabileceğiniz gelir kaybı riskinin ötesinde bir anda itibarınızı ve markanızın değerini dibe indirebileceğini unutmamanız gerekir.”