“Akıllı Şehirler” temalı Bilişim Kongreleri ve bir üniversite…
Bilişim teknolojilerinin tüm alanlarda etkili kullanımı, şehirlerde ortaya çıkan ve çıkabilecek sorunların çözümü ve daha yaşanabilir kentlerin oluşturulması için daha bugünden “akıllı” dönüşümlere ihtiyaç olduğu kesin.
K.İhsan Mutlu
TBD tarafından düzenlenmekte olan Akıllı Şehirler” temalı VIII. İstanbul Bilişim Kongresi, Kasım ayında Kadir Has Üniversitesinin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Bu kongrelere her katılışımda aradığım tek husus; bir önceki kongre ile yenisi arasında olumlu bir değişim olup olmamasıydı…
Bu sebeple, son iki yılın ev sahipliğini yapan Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Şirin Tekinay açılış konuşmasında: Kadir Has Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesinin, IBM'in Shared University Research (SUR) ödülüne layık görülen 400 dünya üniversitesinden biri olduğunu, fakültenin hemen her bölümünden sekiz öğretim üyesinin imzasıyla sunulan projenin başarılı olmasıyla, üniversitenin bilişsel altyapısına eklenen IBM hibesiyle ilk “Şehir Mühendisliği İleri Araştırma Laboratuvarı”nı açmış olmaktan dolayı büyük memnuniyet duyuyoruz” dediğinde büyük bir heyecanla görüşme talebimi aktardım.
Görüşmemiz sırasında, IBM tarafından kurulan ve her tür Akıllı Şehir planlamalarının yapılabildiği laboratuvar üzerinde çalışmaları yürütmekte olan Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Dekan yardımcısı Doç.Dr.Taner Arsan ile de çalışma hedefleri hakkında konuşma fırsatı buldum. Bu işbirliği kapsamında, Kadir Has Üniversitesi, aynı zamanda IBM Akademik İşbirliği Platformu’nun da bir üyesi olmuş. Küresel bir program olan IBM’in Akademik İşbirliği Platformu kapsamında bilgi teknolojileri alanında rekabetçi işgücü yetiştirmek üzere eğitimcilerle işbirliği sağlanmış oluyor. Örneğin; 2015 sonu itibariyle büyük veri alanında 4.4 milyon yeni iş fırsatı yaratılacağı tahmin ediliyor. Bu farkındalıkla Şehir Mühendisliği alanına bakılacak olursa; süreç yönetimi, işbirliği, büyük veri, analitik ve optimizasyon ve modelleme konuları ile birlikte sensor ağları konuları da büyük önem taşıyor. Önümüzdeki dönemde -benzer başlıklarla- öğrenciler arasında çeşitli proje yarışmaları düzenlenmesi söz konusu olursa şaşmamalıyız.
Öncelikle Akıllı Şehirler konusunun önemi üzerinde birkaç söz edelim…
Tarihte ilk kez insan nüfusunun çoğu şehirlerde yaşamaya başladı ve bu her geçen gün hızla artıyor. 1900 yılında dünya nüfusunun sadece % 13’ünün yaşadığı şehirlerdeki nüfusun 2050 yılına kadar % 70’e çıkacağı hesaplanıyor. Her yıl dünyaya İstanbul’a eşdeğer 5 şehir eklendiği dile getiriliyor. 2010 yılı verilerine göre 5 milyondan fazla nüfusa sahip 59 metropol var, bu rakam 2001’deki sayının % 50 daha fazlası demek. Bir de ülkemiz için bu değişimin çok daha kısa sürede gerçekleşeceğini iddia eden ve 2030 yılını işaret edenler var.
Daha önce benzeri görülmemiş bu şehirleşme, özellikle büyümekte olan ülkeler için ekonomik ve sosyal ilerlemenin bir simgesi olduğu kadar, altyapı için de çok büyük riskler getiriyor. Şehirleşme, yerel ve ulusal yönetimlerin; eğitim, kamu güvenliği, sağlık, enerji, su, iletişim, gıda, trafik, bankacılık, ulaşım, inşaat gibi birçok alanda çözüm geliştirme ve ortaya çıkan sorunları çözmek için “akıllı sistemler” geliştirmelerini zorunlu hale getiriyor.
Bilişim teknolojilerinin tüm alanlarda etkili kullanımı, şehirlerde ortaya çıkan ve çıkabilecek sorunların çözümü ve daha yaşanabilir kentlerin oluşturulması için daha bugünden “akıllı” dönüşümlere ihtiyaç olduğu kesin. Bu nedenle, bilişim teknolojileri desteği ile, akıllı ürün, yeni düşünce okulları, akıllı binalar, akıllı güvenlik sistemleri, akıllı teşhis, akıllı kaynak, akıllı diyalog, akıllı para, akıllı altyapı, akıllı yollar geliştirilerek çevreye saygılı akıllı bir dünya inşa edilmesi gerekiyor. Yani kısacası vatandaş olarak özellikle yerel yönetimlerden çok şey umut ediyor ve bekliyoruz. Yukarıda okuduğunuz hususları zaten eski yazılarımda çok daha geniş şekilde ele almış ve sizlerle paylaşmıştım.
Gelelim Kadir Has Üniversitesindeki çalışmaların nasıl yürütüldüğüne.
Sayın Dekan’ın geçmişinde önemli bir birikim söz konusu. Uzun yıllar ABD’de kaldıktan sonra Özyeğin Üniversitesinin kurulması sırasında aldığı davet üzerine yepyeni bir heyecanla ülkesine koşan bir yönetici ve lider. Geleceğe dönük çalışma tutkusu onu bu göreve sürüklemiş ve yapılmakta olanlar gelecek günlerde yapılacakların teminatı gibi. Ana konumuz olan “Şehir Mühendisliği İleri Araştırma Laboratuvarı”nın kurulması da bu çalışmalardan biri. Bu laboratuvar; en gelişmiş bilişim altyapısı ile baştan-sona çözümler üretmeye, 21. yüzyılın en önemli sorunu olan “şehir” dediğimiz sistemler karmaşasında uzman mühendisler, teknoloji uzmanları ve yöneticiler yetiştirmeye başlandı mesajını taşıyor. İstanbul’un bir şehir laboratuvarı olarak görülmesi, bu mega kentin sorunlarına ilaç olur mu? Onu bu çalışmaların sonucunda göreceğiz…
Bildiğiniz gibi yeni kurulanlar eski tip laboratuvarlara pek benzemiyor. Cihazların yerleştirildiği bir veya birkaç kabin ile öğrencilerin başında çalışabileceği terminaller işin altyapısını oluşturuyor. Önemli olan sistem üzerinde çalışan yazılım şüphesiz. IBM’in son yıllarda akıllı şehirler üzerinde yoğun olarak çalıştığı ve atılımları herkes tarafından biliniyor. Bu sebeple laboratuvar yenilikçi, geleceğe açık yönüyle de ortaya çıkıyor.
Şimdi sıra; konuya ilgi duyan öğrencilerin yetiştirilmesinde. Umarım bu konuda da gerekli özverili çalışma yapılacak ve geleceğin akıllı ve çevreye saygılı şehirlerine kavuşma ümidimizi bu değerli hocalar ve gençler sayesinde canlı tutabileceğiz. Darısı diğer üniversitelerimizin başına…