Bir de Periscope sorunu…
Teknoloji, hukuktan çok çok daha hızlı. Hukuk, ne oluyora çözüm üretene kadar teknoloji uçmuş gitmiş oluyor. Son örnek: Periscope. Twitter’ın canlı video paylaşım aracı. Google Gözlüğü’nün, kişilik haklarına, telif haklarına, özel yaşam haklarına saldırı olduğunu düşünenler, şimdi Periscope karşısında ne diyecek? Aynı şeyleri…
Sanki milyonlarca kişinin en büyük beklentisi, akıllı telefonundan canlı video yayını yapmaktı. Piyasaya çıkışından henüz bir ay olmuşken Periscope (ve rakibi Meerkat) sanki öteden beri varmış da hep kullanılıyormuş gibi bir “alışkanlıkla” hop benimsendi. Öyle ki TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in 17 Nisan basın toplantısı “TBMMresmi” adresinden Periscope üzerinden yayınlandı.
Şimdiye kadar sürekli tartışılan “özel yaşam – kamusal yaşam sınırı” konusuna şimdi de Periscope’un yaratacağı hukuki sorunlar eklenecek.
Bunu dert edenler, hukuku ve demokrasisi ince ayarlı bilgi toplumları. Türkiye’de ciddi bir Periscope “sorunu” çıktığında nasıl davranılacağını yaşayıp göreceğiz. Bir maç sırasında bakalım kim, nasıl bir “naklen yayın” yapacak? Bir konserde? Özellikle magazin gazetecileri için Periscope bulunmaz bir nimet olacak. Acaba, TBMM’de oylanmayı bekleyen Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun, Periscope türü “yıkıcı yenilikçi” uygulamalara karşı bir önlemi var mı?
Kişisel veri, kamusal veri, büyük veri derken, verinin tanımını yeniden yapma girişimleri de artıyor: Veri = menkul kıymet? Eğer “evet” ise, verinin parasal değeri de olmalı. Hatta verinin “değeri,” hisse senedi, banka hesabı gibi yönetilebilir. Çünkü teknoloji danışmanlık şirketi Capgemini, sadece tüketici kaynaklı veri artışının 2016’da 10 zetabyte’a çıkacağını (toplam dijital evrenin 44 ZB olacağını) hesapladı. (1 ZB= 1 milyon petabyte). Bu hacmin parasal değeri ne olabilir? Bunu kim, nasıl hesaplayabilir?
Ve geldik ABD kaynaklı tuhaf bir habere: ABD’nin 94 yıllık perakende elektronik mağazası RadioShack iflasını istedi. Eh, olabilir. Şirket, varlıklarını açık artırmada sattı. Eh, tamam. Ama açık artırmaya 65 milyon müşterisinin ev adreslerini, 13 milyon müşterisinin eposta bilgilerini de koydu! Veri satışının 117 milyon kişiyi etkileyeceği hesaplandı. İşte bu, tamam değil: İflas Mahkemesi veri satışını reddetti.
Sonuç olarak, veri menkul bir kıymet gibi görülecek mi? Henüz bilmiyoruz. Ama verinin, ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma amacıyla “hemen” analiz edilip “hemen” kullanılmaya başlanması fikri önem kazanıyor. Birleşmiş Milletler tarafından kurulan Global Pulse (Küresel Nabız) tam da bu amaçla çalışıyor 2013’ten beri.