Sektör anatomisi mi psikolojisi mi?
BTHABER Şirketler Grubu, dünyada benzeri çok az olan bir özelliğe sahip. Bir basın kuruluşunun yanı sıra etkinlik, araştırma, çağrı merkezi ve teknoloji hizmetleri sunan diğer şirketleri de bünyesinde barındırıyor. BTHABER Şirketler Grubu şirketlerinin ortak noktasını ise Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü oluşturuyor.
Bu durum ilk başlarda bir avantaj gibi görünse de bütün iş kollarının ortak noktası olan bilişim alanında yaşanan her sıkıntı, hepsine birden yansıyor ve bu nedenle de çoğu zaman olumsuz etkiliyor. Buna rağmen grubumuz başarılı çalışmaları ile büyüyor, yenilikçi çalışmaları ile sektörümüze renk katmaya devam ediyor.
Peki neden böyle bizim bilişim sektörümüz?
*Bir sektör düşünün ki kendine rakip üretip kendi pazarını zorlasın.
**Öyle bir sektör ki devlet destekleri hiçe yakın kalsın ama buna karşılık tüm ülkenin beklentisi yüksek olsun.
***Öyle bir sektör düşünün ki hafızası acımasız ve yakaladığı her hata karşısında eleştiriye bayılsın. Abarttım mı? İnceleyelim…
*Zincir mağazalar arttığında gücünü aldığı kanalını kısa sürede dışlayıp bütün yatırımlarını perakendeye yapan sektör, şimdilerde yanlışını anlayıp kanalı yeniden yanına almaya çalışıyor. Bunun için kanal programları, marka etkinlikleri ve yurtdışı seyahatleri havalarda uçuşuyor. Önümüzdeki 8 ay boyunca markaların kendi etkinliklerinden dolayı kongre merkezleri doluyor taşıyor, yer bulunamıyor. Biraraya gelerek sektöre yön vermek ve vizyon çizmek, abiyane tabirle abilik yapmak tarihe karışıyor. Her marka kendi reklamı derdinde.
** Bilişime teşvik son yıllarda konuşulmaya başlandı. Hala kim neye ne kadar destek oluyor bir bilinmez. Diğer yandan halkımıza özel, teknolojiye uyum ve yakın takip ile hayatımızın her noktasına giren bilişimin ülkemizde de geliştirilmesi için gereken en temel nokta olan eğitim sistemimizde bilişim yok. Bilişim öğretmenleri atama bekliyor.
*** Bir hata yaptınız mı yandınız. Sektör küçük olunca her konu kulaktan kulağa yayılıyor, yayıldıkça değişiyor, değiştikçe acımasızlaşıyor. E tabi eleştiriler de abartılıyor. Bu asılsız dedikodu ve eleştirilerden dolayı sektörden çekilmek zorunda kalan firmalar bile oldu. Sektör STK’ları bu firmalara sahip çıkmıyor, çıkamıyor veya umursamıyor. Her STK kendi yönetim kurulu üyelerinin derdinde. (Elbette muhteşem çalışan STK’larımız da var, onları hariç tutuyorum).
Her yazımda üzerinde durduğum en önemli iki sorunumuz var.
– Yetkin eleman kaynağı (ilköğretimden itibaren bilişim dersleri olmaması)
– Birlikte hareket edememek, diğerlerinin yanında görece zayıf ve bölünmüş sektör STK’ları.
Bu sorunlar umulanın tersine 80’li yıllarda yoktu dersem hata olmaz. Bilişimle yeni yeni tanışan ülkemizde o zamanlar sektörde dayanışma ve her yaşta bilişimi öğrenme ve öğretme yaklaşımı vardı, benden bir önceki dönem büyüklerim ki onlar bilişimin öncüleriydi, bize böyle öğretti. Onlara buradan şükranlarımı sunuyorum.
Mutlu ve güvenli günler dilerim