Brandefense Satış Müdürü Osman Karan: “SAHTE VERİLERLE ZAMAN KAYBETMEYİN”


“İstihbarat platformlarında en sık karşılaşılan iki önemli sorun var: Sürekli aynı verilerin karşımıza çıkması ve bu verilerin doğruluğunu manuel olarak ayıklamak zorunda kalmamız. Özellikle eskiye ait, tekrar tekrar dolaşıma giren sızmış veriler kurumları meşgul ediyor. Örneğin; 1998 yılında Nitro isimli bir platformdan sızan bilgiler, hâlâ 2025’te bile önümüze gelebiliyor. Biz Brandefense olarak geliştirdiğimiz ‘indexing’ ve ‘deduplication’ altyapısıyla bu sorunu çözmeye çalışıyoruz. Her veriyi tarihine göre sınıflandırıyor, tekrar eden kayıtları tespit edip ayıklıyoruz.
Kullanıcılara sunduğumuz ‘Suppress Management’ özelliği sayesinde belirli bir çalışanın verisi sızmışsa ve bunun farkındaysanız, bu kullanıcıya dair tekrar tekrar uyarı almıyorsunuz. Aynı şekilde, parola politikası olan kurumlara özel regex tabanlı filtreleme ile yalnızca belirlenen kritere uygun şifre sızıntılarını görmeniz mümkün. Bu sayede platform, sadece gerçekten ilgilenilmesi gereken verileri karşınıza çıkarıyor ve kurumların zamanını doğru şekilde kullanmasını sağlıyor.
Katılımcılardan gelen ihtiyaçlara göre ürün geliştirme konusunda hızlı adımlar attık. Ersun Bey’in belirttiği ‘on hold’ aksiyon tipi ve varlıkların kritik seviyelerinin tanımlanması gibi talepler yol haritamızda mevcut. Ayrıca takedown süreçlerini de insan müdahalesine gerek kalmadan, tam otomasyonla gerçekleştirecek bir yapı kurduk. Takedown Processing Management isimli arayüzümüz sayesinde sahte domain’leri tek tıklamayla, domain sağlayıcısına, USOM’a ve diğer otoritelere otomatik olarak bildirip süreci başlatabiliyorsunuz. Bu, taklit edilen markaların güvenliğini sağlamada çok ciddi hız ve kolaylık sağlıyor.
Sosyal medyadaki tehditlerin artan önemi söz konusu. ‘Brand Intelligence’ kapsamında bu alana daha fazla yatırım yapıyoruz. Dark web tehditlerini yalnızca belirli aktörler görür, ancak sosyal medya herkesin ulaşabileceği bir yer. Bu nedenle burada yayılan sahte reklamlar ve hesaplar çok daha fazla zarara neden olabiliyor. Özellikle bankalar için sahte kampanya ve deepfake içerikler ciddi risk oluşturuyor. Bu kapsamda sosyal medyadan gelen sahte içeriklerin takedown sürecini de platformumuz üzerinden otomatik olarak başlatabiliyoruz. Bu özellik, sektörde başka hiçbir üründe görmediğimiz benzersiz bir kabiliyet.
Entegrasyon ve otomasyon kabiliyetlerimiz güçlü. Brandefense’in geniş ürün yelpazesiyle pek çok sistemle doğrudan entegre çalışabilmesi önemli. Python, Go, Java gibi dillerde API desteği sunuluyor ve Postman Collection ile tüm sürecin çok kolay yönetilebildiğini de belirtmek gerek.
Yapay zekâ konusunda ise temkinli bir iyimserlik söz konusu. AI uygulamaları her alana uygun değil, ancak Brandefense’in özellikle LLM modelleri üzerinden false positive ayıklama, incident yorumlama ve GPT prompt’ları ile etkileşim konularında çalışmaları var. AI her ne kadar popüler olsa da uygulamaya geçirilmesi gereken alanları doğru belirlemek gerek. Biz AI’ı özellikle istihbaratın yorumlanmasında ve kritik verinin ayrıştırılmasında kullanıyoruz. Bu sayede hem zaman kazandırıyor hem de daha akıllı aksiyonlar alınmasına olanak sağlıyoruz. Entegrasyon, otomasyon ve yapay zekânın birleşik bir yapıda değerlendirilmesi önemli bir gereklilik.”








