İGA İstanbul Havalimanı – İST Systems IT Proje Yönetim Ofisi Genel Müdür Yardımcısı Murat Tunçer: “Biyometrik geçiş sistemleri gündemimizde”


“İGA, bugün Avrupa’nın ilk iki, dünyanın da ilk yedi havalimanı arasında yer alıyor. Bu operasyonu yönetebilmek için devasa bir ekosistem oluşturmuş durumdayız. Havalimanı genelinde 12 bine yakın kamera, 5 binden fazla access point, 11 bin civarında beacon cihazı var. Günlük olarak havalimanında misafir, refakatci ve hizmet veren personeller ile birlikte 500 bini aşkın insan bulunuyor. Yani, veriyi adeta yağan bir yağmur gibi topluyoruz. Ancak bu devasa veri, bulutta değil, tamamen kendi on-prem yapımızda tutuluyor. Çünkü yolcu bulutları aşarak yurt dışına gidebiliyor, ama verisi regülasyonlar gereği Türkiye’yi terk edemiyor. Petabayt boyutundaki bu veriyi buluta taşımak teoride mümkün görünse de pratikte hâlâ ciddi engeller var. Donanımlar artık tırlarla taşınıyor, ama hız ne kadar artsa da veri hacmi de katlanarak büyüyor. Yani veri iletim kanalları hala veri hızına yetişemiyor.
GPU tabanlı yüksek performanslı sistemler ise operasyonumuzun kalbinde yer alıyor. Örneğin; “First” adlı dashboard sistemimizde yolcunun terminalde hangi noktada ne kadar beklediği, hangi alanlarda yoğunluk yaşandığı gibi bilgiler; kameralar ve access point’lerden gelen verilerle, veri merkezimizdeki GPU’lu sunucularda analiz edilerek karar destek mekanizmasınnda dashboardlar ile sunuluyor. Tüm bu süreçler yine kendi kaynaklarımızla geliştiriliyor ve işletiliyor.
Enerji, bu sistemlerin sürdürülebilirliği açısından en kritik konu. Biz, bu ihtiyacı Eskişehir’de kurduğumuz GES (Güneş Enerji Santrali) ile karşılamaya başlayacağız. Havacılık sektöründe karbon ayak izini azaltmak 2030 hedefleri kapsamında artık bir zorunluluk. GES yatırımı da bu çerçevede atılmış bir adım.
Gelecekte hibrit sistemlerin kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. Sadece kendi verilerimizle sınırlı kalamayız. Başka havalimanlarının, başka modellerin çıktılarıyla korelasyon kuramadığımız sürece teknolojik gelişme hızımız da yavaşlar. Bu nedenle, regülasyonlar izin verdikçe, verinin en azından işlenebilir kısmının hibrit ortamlarda çalıştırılması önemli.
Gündemimizde biyometrik geçiş sistemleri var. Yolcunun yüz tanıma ile temassız bir şekilde geçiş yapmasını sağlayan sistemleri kurduk, çalışıyor. Ancak KVKK gibi yasal engeller nedeniyle uygulamada ilerlemek kolay değil.
Sonuç olarak, teknoloji hızla ilerliyor. Dünya yapay zekâ modellerini her 2,5 günde bir güncelliyorken, biz de bu değişime ayak uydurmazsak sürekli geride kalmış olacağız. Veriyi anlamlandırmak, lokaldeki sistemlerle bulut imkanlarını dengeli şekilde birleştirmek artık sadece bir vizyon değil, zorunluluk.”








