Girişimci vaat değil, gerçekçi destekleri istiyor
Accenture ve G20 Young Entrepreneurs’ Alliance tarafından hazırlanan ‘The promise of digital entrepreneurs’ (Dijital Girişimcilerin Vaadi: G20 Ülkelerinde 10 Milyon Gence İş Fırsatı Yaratmak) başlıklı araştırma, G20 ülkelerinde dijital gelişimde gençlerin taşıdığı dev potansiyeli ortaya koyuyor. Bu tespiti aslında OECD araştırmaları da gösteriyor. Örneğin küresel ekonomik krizin birçok büyük şirkette yarattığı sorunlara rağmen, bu genç girişimler üzerindeki olumsuz etki minimum seviyede. Zaten bu da, girişimcilerin kendilerini 'ekonominin itici gücü' olarak görmesini sağlıyor. Araştırmaya göre, giderek daha yaratıcı olan genç girişimciler, yarattıkları istihdam konusunda da kendilerine güveniyorlar. Daha doğrusu, yeni iş fırsatları yaratmada inovasyon kritik bir öneme sahip ve girişimciler de bunun farkında. Yaratıcılık ve ekonomik rekabet gücünün temelinde ise sayısal teknolojiler var. Bu eksende genç girişimciler sosyal medya, mobilite, büyük veri, bulut bilişim gibi yeni eğilimleri sonuna kadar benimsiyor. Hem bu benimseme sadece iş başlığında da değil. Daha geniş kapsamlı bir bakış açısıyla BT maliyetlerini azaltma, BT yapısını daha etkili biçimde inşa etme, operasyonel maliyetlerini en aza indirmek için bu BT yeniliklerini kullanma odaklı oluyor. Araştırmada bu eğilim, 'her genç girişimcinin artık sayısal bir girişimci olduğu' tespitini beraberinde getiriyor.
Frene bastıran engeller
Yetenek, vizyon tamam, ama genç girişimcilerin başarısının önünde engeller de yok değil. Araştırmada bunlar şöyle sıralanıyor:
– Fon imkanlara erişebilmek: Bir girişim fikri ilk dönemleri için belli bir fon kaynağına erişebilse bile daha da büyümek için gereken sermayeye erişim imkanı birçok ülkede sınırlı.
– Yaratıcılığın devamını sağlamanın zorluğu: Bu girişimlerde yaratıcılık temeli oluşturuyor olsa da, bunun sürekliliğini sağlamak ve gereken metotları uygulamak kolay değil.
– Ülke sınırları ile sınırlanmak: Ölçeğin büyümesi adına uluslararası kimlik kazanmak şart. Ama az sayıda girişim bunu başarıp ülke sınırlarının dışına çıkabiliyor. Hem de girişimlerin tamamına yakını ‘sınırları aşma’ hedefiyle kolları sıvamasına rağmen…
– Doğru insan kaynağına ulaşabilmek: Bir girişim fikrinin büyümesi için doğru yetenekte insan kaynağına erişim önemli. Ama girişimin seviyesi, bu kaynağa ve ihtiyaç duyulan yeteneklere erişimde önem taşıyor.
Bu bahsettiklerimiz, girişimlerin istihdam miktarını artırmasının önündeki engellerin bazıları. Oysa bu ve benzeri sorunların ortadan kalkması, G20 ülkeleri içinde özellikle işsizlik sorunu ile başa çıkmaya çalışan ülkelerde kalıcı faydaların ortaya çıkması demek.
GENÇ GİRİŞİMCİLER BUNLARI İSTİYOR
Araştırmaya katılan girişimcilere göre açık inovasyonu desteklemek için kamu kanadı ilk etapta şu adımları atabilir:
– Düzenlemeleri sadeleştirmek.
– Açık inovasyonu desteklemek üzere vergi teşvikleri sunmak.
– Küçük ölçekli işletmelere insan kaynağına erişim kapılarını açmak.
– Girişimcilere, girişim döngülerinin farklı süreçlerinde fon kaynaklarına erişim imkanını sunmak.
– Girişimcilerin, büyük ölçekli şirketlerin, kamunun ve diğer paydaşların yerel bazda açık inovasyonda payını artıracak ve genç istihdamını yükseltecek yaklaşımları desteklemek.
Girişimcilere göre kamu, girişimlerin küresel yayılımını sağlamak için şu adımları atabilir:
– Yeni küresel ticaret anlaşmaları imzalanması.
– Uluslararası finansman yapısının güçlendirilmesi.
– Ülkeler arasında yeteneğin özgür hareketini sağlayan programlar kurgulanması.
– G20 bütününde girişimci grupların yaratılması için teşvikler sunulması.
Girişimcilere göre, daha fazla istihdam yaratılması konusunda kamu şöyle destek sunabilir:
– Staj çalışmalarını desteklemek.
– Okullardan daha fazla bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik mezunlarının verilmesi.
– Genel istihdam pazarının esnekliğinin artırılması.
– Gençler arasında bir girişimcilik kültürünün konumlandırılması.
– Farklı iş ortamları ve istihdam şekillerinin gelişiminin desteklenmesi.
Türkiye’de de finansman kaynağı aslanın ağzında
Accenture Türkiye Genel Müdürü Tolga Ulutaş, araştırmayı Türkiye özelinde değerlendirirken şu bilgileri paylaştı:
“Bu rapor; girişimcilerin yüzde 85’lik büyük bir kesiminin finansman bulma, inovasyonu ölçeklendirme ve sürdürülebilir kılma, uluslararası alanda büyüme ve doğru becerilere erişme gibi pek çok konuda güçlüklerle karşılaştıklarını gösteriyor. Türkiye’de de aynı durumun yaşandığını görüyoruz. Genç girişimcilerin hayata geçirmek istediği kaliteli projeler mevcut, fakat teşvik eksikliğinin karşılaştıkları en büyük engel olduğunu düşünüyorlar. Bunun yanı sıra, G20 ülkelerinde olduğu gibi pek çok girişimci Türkiye’de de yeterli finansman kaynağı bulmakta zorlanıyor. Araştırmamıza katılan girişimcilerin yüzde 74’ü, 2014 yılında yeni yetenekleri istihdam etme planları olduğunu söylerken, birçoğu gerekli becerilere sahip işgücü eksikliğinin, istihdam yaratma ve büyümeyi engellediğini ifade ediyor. Girişimcilerin büyük bir kısmı hükümetin gençler için istihdam yaratılmasını destekleyen adımlar atmasının yararlı olacağına inanıyor. Sonuç olarak girişimciler, açık inovasyonu teşvik eden ve kendilerine hem vergi teşviği, hem de daha avantajlı ve daha esnek finansman sağlayan, basitleştirilmiş bir ortam arayışı içerisinde. Kamu-özel sektör işbirliği, faizsiz finans gibi alternatif finansman modelleriyle bu sorunların çözümlenebileceğini düşünüyoruz.”