Dijital dönüşüm yolculuğuna yalnız çıkmayın!
Tarafından 3 Nisan 2017
0
854 Görüntülemeler
Danışmanlık desteği ile kurumların ihtiyaç ve yol haritalarını belirleyecek, teknoloji desteği ile bu değişimi gerçekleştirecek çözümleri uygulayacak ve son aşamada operasyon desteği ile dijital dönüşümün devamlılığını sağlayacak; tüm bunları tek elden sunacak bir iş ortağının varlığı kurumların dijitalleşme sürecini çok daha pürüzsüz bir hale getirecek.
Günümüzün artan rekabet koşulları ve teknolojinin hızlı gelişimi ile birlikte gündeme hızla giren “dijital dönüşüm” artık şirketlerin sadece hedeflerinde değil eylem haritalarında yer alıyor. Büyük ve çokuluslu şirketler bu konuda yol almaya başladılar ama bu konuda hazırlık yapmayan ya da yapamayan şirketlerin oranı oldukça fazla. Dijital dönüşüm süreçlerinin her aşamasında yanında güçlü bir iş ortağının varlığına ihtiyaç olduğunu belirten İnnova Genel Müdürü Aydın Ersöz, sorularımızı yanıtladı:
Dünyada dijital dönüşüm gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dijital dönüşümle birlikte hayatın her alanında kendisini gösteren büyük değişim, tüm hızıyla devam ediyor. Geleneksel kısıtlamaları ortadan kaldıran dijital teknolojiler, klasik iş modellerini tamamen dönüştürdüğü gibi yepyeni iş alanları da oluşturuyor.
Bilgi ve iletişim teknolojileri tüm kritik iş süreçlerinin vazgeçilmez bir parçası haline geliyor. Birbiri ile iç içe, gelişmiş bilgi teknolojileri sistemleri dört bir yanımızı sarıyor ve “uçtan uca bilişim” gerçek oluyor. Geldiğimiz noktada, kurumların yaşanan bu dijital dönüşüme kayıtsız kalmasının imkânsız olduğunu söyleyebiliriz.
Bugün, bilgi ve iletişim teknolojilerini iş süreçlerine gerektiği şekilde entegre edemeyen bir kurumun rekabet etme ve hayatta kalma şansı yok diyebiliriz. Bu nedenle her kurum bilgi teknolojilerini en temel öncelikleri arasında görmeli. Bu durum kurumlar gibi ülkeler açısından da geçerli bir durum. Endüstri 4.0 çağının başlangıcında olduğumuz bu dönem, herkes için büyük fırsatlar sunuyor.
Teknolojinin sunduğu verimlilik ve hız avantajlarını değerlendiren kurumlar ve ülkeler, büyüme, pazarlarını genişletme ve rekabette öne geçme avantajına sahip oluyorlar.
Bu gelişmelerin Türkiye’ye yansımasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye için stratejik öneme sahip çözümler geliştiren, kurumların, sektörlerin ve tüm ülke ekonomisinin dijitalleşmesini sağlayan bilişim sektörü, ekonomimizin dünya ile rekabet etmesine ve verimliliğin artmasına her zamankinden daha fazla destek oluyor, ihracata ve nitelikli istihdama katkı yapıyor. Dijitalleşmede başarı hikâyesi niteliğindeki uygulamalar, tüm sektörler için bu yönde katalizör işlevi görüyor.
Kurumlar için yaşamsal bir öneme sahip olan dijitalleşme konusunda ülkemizde bazı sektörler bu alanda öncülüğü üstleniyor. Örneğin, ülkemizde finansal hizmetler alanında dijitalleşmenin dünyayla kıyaslandığında çok ileri bir seviyede olduğunu söyleyebiliriz. KOBİ’ler açısından baktığımızda ise maalesef ki dijitalleşmenin genel anlamda henüz istenilen seviyelerde olmadığını görüyoruz.
Son dönemde ülkemizde e-fatura, e-defter ve ödeme sistemleri gibi alanlarda yapılan düzenlemeler kurumların dijitalleşme sürecini hızlandırmada önemli bir rol oynuyor. Bu gibi düzenlemeler ile giderek daha fazla sayıda ve daha ufak ölçekli işletmeler de dijitalleşme ile tanışıyor. Bir ucundan dijitalleşmeyi deneyimleyip sunduğu faydaları fark eden işletmeler, dijitalleşmenin diğer alanlarında yatırım yapma konusunda daha bilinçli ve istekli hale geliyorlar.