Yurtdışında bir yıl böyle geçti…
Nortel’in 2009’un başında mali çıkmaza girdikten sonra elindekileri bir-bir çıkarma planları yapmasıyla birlikte Haziran ayında Nokia Siemens Networks’ten 650 milyon dolarlık ilk teklif CDMA ve LTE teknolojilerine yönelik varlıkları için geldi. Bu girişimden 11 saat sonra, İsveçli Ericsson kartlarını açtı. Nortel ağırlıklı fonları elinde bulunduran Matlin Patterson Global Advisors ve BlackBerry’nin yaratıcısı Kanadalı RIM şirketleri Nokia Siemens Networks’un girişimine hukuki yollardan itirazda bulundu. Bu arada RIM’in kendisinin de istemesine rağmen Nortel’i satın alacak şartları yerine getiremediği anlaşıldı. Temmuz ayının sonuna gelindiğinde Ericsson zaferini duyurdu. Nortel’in kablosuz iletişim teknolojisine yönelik varlıklarına 1,13 milyar dolar ödemeyi önererek Alman-Finli karışımı rakibini oyun alanının dışına itmişti.
Ericsson, kısa bir süre sonra Nortel’in Amerika ve Kanada’da yaptığı GSM işlerine ilave 70 milyon dolar daha ödemeyi kabul etti. Avusturyalı Kapsch Carrier Comm şirketi ise Amerika ve Kanada dışında GSM adına kalan ne varsa, hepsine toplam 33 milyon dolar ödeyeceğini duyurdu. İşte tam bu sırada ortaya Amerikalı Avaya şirketi çıktı. Nortel’in Kurum İçi IT Teknolojisine (Enterprice IT) 475 milyon dolar önerdi. Eylül ayına gelindiğinde bir başka talibin devreye girmesiyle fiyat çok yükseldi ve Nortel ile Avaya 915 milyon dolar için el sıkıştılar. O zamana dek olan biteni kenardan izleyen Ciena, Ekim ayında Nortel’in optik ürünler ve ethernet teknolojisine yönelik varlıkları için 521 milyon dolar ödeyebileceğini söyledi. Kasım ayında Nortel Siemens Network’ün de devreye girmesiyle fiyat 769 milyon dolara yükseldi ve ihaleden Ciena galip ayrıldı. Nokia Siemens Network bu kez peşini bırakmadı. 810 milyon dolar verebileceğini açıkladı ama Kanada mahkemeleri yasal olarak satış işleminin tamamlandığını bildirince yine eli boş döndü. WiMAX Teknolojileri Nortel’in İsrailli iş ortağı Alvarion’a geçti. Yeni Kuşak Paket Teknolojisi 10 milyon dolara Japon Hitachi’ye, 4-7. Katman Veri Teknolojileri 17,65 milyon dolara Radware’e satıldı. Böylece, bir zamanların en güçlü tedarikçilerinden biri olan Nortel’in elinde VoIP ve uygulama çözümleri ile bazı telif hakları ve patentlerden başka bir şey kalmadı.
Taşlar yerinden oynuyor
Bütün bu olan biten sırasında, General Electric’in efsane başkanı Jack Welch’in yanında yetişmiş ve 24 yıl General Electric’te çalıştıktan sonra, önce Motorola’ya, sonra büyük umutlarla Nortel’e transfer olan Üsküp doğumlu Makedon-Amerikalı Mike Zafirovski Ağustos ayında Nortel’i bırakmak zorunda kaldı. Oysa daha dört yıldan az bir süre önce, Motorola’nın kendisinden ayrılan Zafirovski’yi dava etmesi karşısında Nortel tazminat olarak 11,5 milyon doları gözünü kırpmadan ödemişti.
2009 yılında telekomünikasyon sektöründe şaşırtıcı gelişmeler sadece Nortel’in başına gelmedi. İngiltere’de, Eylül ayında Orange ve T-Mobile birleşme kararı aldı. Eşit koşullarda birleşme üzerine uzlaşan bu iki şirketin işlerinin birleştirilmesi ve düzenleyici kurumun onayı daha birkaç yıl sürecek gibi gözüküyor. Bu ortaklıkta, zaman içerisinde İngiltere’de T-Mobile markasının ortadan kalkacağı, marka olarak sadece Orange’ın kalacağı bekleniyor. Mart ayında Vodafone ve Telefonica ise İngiltere, Almanya, İspanya ve İrlanda’yı kapsayacak şekilde şebeke paylaşımı konusunda uzlaştıklarını duyurmuşlardı. Yeni baz istasyonları ortak kurulacak, eskilerin bir kısmı da ortak kullanılmak üzere yeniden planlanacaktı. Bu sayede önümüzdeki on yıl içerisinde yüz milyonlarca sterlinlik bir tasarrufun sağlanacağı hesaplanıyordu. Kasım ayında benzeri bir anlaşmayı Orange, İsviçre’de T-Mobile ile yaptı.
Operatörler de hareketlendi
Temmuz ayında, Amerikalı büyük operatörlerden Sprint Nextel, 483 milyon sterlin ödeyerek İngiliz Sir Richard Bronson’un kurduğu Virgin Mobile’ın Amerika’daki varlıklarını satın aldı ve ön ödemeli servisler için bundan böyle Virgin Mobile markasını kullanacağını açıkladı. Asya-Pasifik’de de durum farklı değildi. Vodafone ile Hutchison-Whampoa’nın sahip olduğu 3 (Three) Haziran ayında birleşti. Sadece Hintli Bharti ile Güney Afrikalı MTN’in birleşme girişimleri başarılı olamadı. Mayıs ayında başlayan görüşmeler Eylül ayına kadar sürdü. Her iki ülkenin düzenleyici kurumunun katı tutumları sonucu etkiledi.
Ekim ayında, Norveçli Telenor ve Rus iş ortağı Alfa Grup’un Vimpelcom ve Kyivstar’daki hisselerini Vimpelcom Limited adıyla yeniden yapılandırdıkları şirkette toplamaları sürpriz oldu.
Ağustos ayında, Arjantin’de Ulusal Rekabeti Koruma Komisyonu, Arjantinli operatör Sofora’nın yüzde 50 hissesinin sahibi olan Telecom İtalia’daki hisse yapısında, dolaylı yollardan Telefonica’nın da bulunmasının rekabet koşullarını ihlal ettiğini açıkladı. Çünkü, Telefonica aynı zamanda rakip operatör Telecom Argentina’nın da hissedarıydı. Komisyon, Telecom Italia’ya Sofora’daki hisselerini devrederek Arjantin dışına çıkması için bir yıllık bir süre tanıdı. Şimdi Telecom Italia söz konusu hisselere 1 milyar avro civarında bedel ödeyecek müşteri arıyor.
Telecom Italia, İtalya’da da birtakım sorunlarla karşılaştı. 2007 tarihinde kurulan bir konsorsiyum ile Telecom Italia’da yüzde 24,5 oranında hisseye ortak olan Benetton Grup’un Holding Şirketi Sintonia konsorsiyumdan ayrılacağını bildirdi. Anlaşmayı tek taraflı bozması karşılığında 301 milyon avro tazminat ödemeyi kabul eden Sintonia payına düşen hisseleri daha sonra satacak.
Televizyon heryerde
Televizyon ile internet üzerindeki video görüntüleri melez olarak yayınlama ve izleme çalışmaları, 2009 yılına 2008 yılından aktarılan bir konuydu. Amerikalı operatör Verizon ve internet devi Yahoo bazı TV alıcılarının üzerinde kendi kanallarını oluşturup, pazarlamaya başladılar. Bu yenilik geleneksel TV hizmeti sunan yayıncıları şaşırttı ve nasıl rekabet edeceklerini düşünmeye başladılar. Çünkü içerik kaynağı doğrudan internetin kendisiydi. Hatta, yılın sonlarına doğru melez yayıncılık için HbbTV (Hybrid Broadcast Broadband TV) adıyla bir standard oluşturuldu. Set-top box üreticileri bu standardı kullanarak yeni ürünler çıkarmak için kolları sıvadılar. Çok geçmeden büyük yayıncı Time Warner, Comcast , Verizon ve başka servis sağlayıcılarla masaya oturup bir anlaşma imzalayarak Heryerde TV (TV Everywhere) kampanyasını başlattı. Asıl amacının bu başıboş gidişe hep birlikte bir çeki-düzen vermek olduğunu açıkladı. Heryerde TV abonesi bu sayede içeriğin kimden geldiğinden emin olabilecekti. Benzeri bir girişim İngiltere’de de yaşandı. BBC, BT ve başka katılımcılarla birlikte Canvas Projesini başlattı. Ancak Canvas Projesi, Amerika’daki Heryerde TV kadar başarılı olamadı. Düzenleyici kurumun engellemeleriyle karşılaştı.
Bunların dışında, Avrupa Birliği’nde üye ülkelerin düzenleyici kurumlarını da düzenleyen bir üst kurumun oluşturulması çabaları, GSM ve Anolog TV yayınlarından boşa çıkacak frekansların yeni mobil teknolojiler için kullanılması fikri, Yahoo ve Microsoft’un ortak reklam yayınlama konusunda görüşmeler yapması, Google’in Android işletim sistemiyle mobil iletişim dünyasına büyük oyuncu olmak üzere adım atması 2009’un unultulmayacak anıları arasında kaldı.