Tam bağımsızlığın en önemli şartı; teknolojiyi üretme kabiliyetine sahip olmaktır
5G çalışmalarında en önemli gündem maddelerinden birinin şebekelerdeki yerlileşme ve millileşmeye yönelik atılacak adımlar olacağını kaydeden Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, 5G yolculuğunda, üreticilerin geliştirdiği ürünlerin ticarileşmesi, sürekliliğinin sağlanması ve başta ülkemizdeki operatörler olmak üzere dünya ülkelerine pazarlanması için el birliğiyle çalışmalarımıza devam etmemiz gerektiğine dikkat çekti.
Bilgi ve iletişim teknolojileri hızla gelişiyor ve hayatımızın her alanında giderek daha çok yer alıyor. Ulaşımdan, sağlığa, sanayiden enerjiye, ticaretten eğitime, sosyal hayata kadar her alanda dijital dönüşümü yaşıyoruz. Dijital dönüşümün temel yapı taşlarından birinin güçlü bir iletişim altyapısı olduğuna dikkat çeken Ömer Abdullah Karagözoğlu, “Dijital Türkiye yolculuğunda bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü, ekonomik kalkınma ve sosyal refahın artırılmasında kritik öneme sahip sektörlerin başında geliyor. İhtiyaçlar bizi daha hızlı, daha güvenli teknolojilere sahip olmaya zorluyor ve hem sabit alanda hem de mobil alanda her geçen gün yeni bir teknolojik gelişime şahit oluyoruz. Her zaman her yerde bağlantılı olma ihtiyacı, mobil teknolojilere olan talebi giderek artırıyor ve bu durum, mobil teknolojilerdeki rekabeti ve yenilikçiliği sürekli hale getiriyor. Ülkemizde de mobil teknolojiler alanında 2009 yılında 3G, 2015 yılında 4.5G teknolojileri vatandaşlarımızın hizmetine sunuldu ve bugün 5G’yi konuşuyoruz” değerlendirmesini yaptı.
5G dijital yaşam biçimini hedefliyor
Karagözoğlu, 5G şebekelerinde desteklenmesi beklenen hizmetler ve uygulamaların, temelde yüksek veri iletim hızı, çok düşük veri iletim gecikmesi, makineler arası gelişmiş iletişim özelliklerine dayandığının altını çizerek “Ayrıca 5G teknolojisi önceki nesillerden farklı olarak, insan ve makine/nesne ayırt etmeksizin şebekeye bağlanarak bilgi transferi yapacak tüm birimlerin iletişim ihtiyaçlarına göre geliştirilebiliyor. Bu nedenle 5G sadece yeni nesil bir mobil haberleşme teknolojisi değil, aynı zamanda bir dijital yaşam biçimini hedefliyor. Otonom araçlar, sanal ve artırılmış gerçeklik, uzaktan sağlık hizmetleri, geniş kapsamaya sahip insansız hava araçları, gelişmiş nesnelerin interneti gibi iş birliği ve etkileşimi gerektiren birçok farklı uygulama 5G ile gerçekleştirilebilecek. Bu teknolojilerin bu denli hayatımızı etkisi altına alması ve özellikle 5G ile birlikte bu etkinin katlanarak artacak olması bizim ülke olarak sadece tüketici pozisyonunda olmamamız ve üretici ülkeler arasında yer almamız gerektiğini ortaya koyuyor” şeklinde konuştu. “5G gibi gelişmiş teknolojilerin getirdiği tüm faydaların yanı sıra, yerli ve milli olarak üretim yapılmaması ve tüm faaliyetlerin ithal ürünler üzerine kurgulanması halinde bu teknolojilerin ekonomimiz ve güvenliğimiz üzerinde oluşturacağı negatif etki, telafisi mümkün olmayan sonuçlara neden olabilecektir” değerlendirmesinde bulunan Karagözoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çünkü tam bağımsızlığın en önemli şartı; salt olarak gelişmiş bir teknolojiyi kullanmak yerine o teknolojiyi üretme kabiliyetine sahip olma haline geldi. Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ hedefleri doğrultusunda, yerli ve milli ürünlere bakış açısı bizlerin yerli ve milli üretime vermesi gereken önemi ortaya koymakta. Bu nedenle BTK olarak biz de adım adım düzenlemelerimizi güncelliyor, edindiğimiz tecrübelerden de ders çıkararak yerli ve milli üretim yetkinliğimizin artırılmasına katkı sağlamak üzere düzenlemelerimizi yapıyoruz. Bu kapsamda yaptığımız çalışmalardan bazı örnekler vermek istiyorum: İlk olarak 2009 yılında 3G yetkilendirmesiyle işletmecilerimizden ürün temin ederken tedarikçilerinin belirli büyüklükte Ar-Ge merkezine sahip olmalarını ve bir kısım yatırımlarının da KOBİ’lerden temin edilmesini istemiştik. Akabinde 2015 yılında gerçekleştirilen 4,5G yetkilendirme ihalesiyle ihaleyi kazanan firmalara donanım ve yazılım ürünlerinin yüzde 45’e varan oranda Yerli Malı Belgeli ürünlerden sağlanması noktasında bazı yükümlülükler getirdik.”
Şebekelerdeki yerlileşme ve millileşmeye yönelik adımlar, 5G’deki en önemli gündem maddelerimizden
Yerli ve milli ürünlerin üretilmesini desteklemek noktasında, gerçekleştirdikleri çalışmaları değerlendirmeye devam eden Karagözoğlu, şu detayları aktardı: “Bugün gerek işletmecilere getirdiğimiz söz konusu yükümlülüklerin gerekse işletmeci, üretici ve ilgili kamu kurumlarımızla yürüttüğümüz yoğun çalışmaların etkisiyle, 4.5G şebekelerinde ilk yıl itibarıyla yüzde 0.98 olan yerlilik oranının yüzde 20’yi aşması, attığımız bu adımların olumlu sonuçlarını göstermekle birlikte belirlediğimiz hedefin halen gerisinde olduğumuzu da belirtmem gerekiyor. Bazı frekans bantlarındaki frekans izinlerini yerli malı belgeli ürün kullanma şartına bağlamamız üreticilerimiz açısından önemli bir motivasyon kaynağı oldu ve bugün yerli radyolink cihazları hem yerli üreticilerimiz tarafından geliştirilmiş hem de yabancı tedarikçiler bu cihazları yerlileştirmeye başladı. Mobil veri trafiği, gelişen teknoloji ve kullanıcıların mobil teknolojilere hızlı uyumuyla birlikte sürekli artmakta olup, bu durum mobil işletmecilerin spektrum ve altyapı yatırımı ihtiyaçlarını artırmakta. Biz de, 5G’ye yönelik çalışmalarımız kapsamında mobil spektrum stratejimizi de belirli bir noktaya getirdik ve yine Bakanlığımızla belirleyeceğimiz politikalar çerçevesinde kısa vadede 700 MHz, 3.5 GHz ve 26 GHz frekans bantlarını ve hâlihazırda 2.6 GHz bandında işletmecilere tahsisli olmayan frekans bantlarını tahsis etmeyi planlıyoruz. 5G çalışmalarında da en önemli gündem maddelerimizden biri şebekelerimizdeki yerlileşme ve millileşmeye yönelik atılacak adımlar olacak. Özellikle 4.5G yetkilendirmelerinden sonra yerlilik oranlarının çok düşük olduğunu görmemiz üzerine, yerli ve milli üretim çalışmalarına BTK olarak biz de dahil olduk ve üreticilerle doğrudan temas etmek, sektörümüzdeki ihtiyacı üreticilerimize ilk elden aktarmak amacıyla, yerli ve milli üretim çalışmalarında aktif bir rol üstlendik. Üretici firmaları bir çatı altında toplamak amacıyla OSTİM ev sahipliğinde 18 Temmuz 2017 tarihinde Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesinin (HTK) kurulmasına öncülük ettik.”
Yerli üreticilerimizin ürünleriyle yabancı tedarikçilerin ürünlerinin birlikte çalışabilirliğini sağladık
“23 Haziran 2016 tarihi itibarıyla, HTK üyesi 14 firma ve 3 mobil işletmecinin katılımıyla, ülkemizin 5G’ye giden yolda donanım ve yazılım ihtiyaçlarına yerli ve milli imkanlarla cevap verebilmek amacıyla geliştirdikleri ‘Uçtan Uca Yerli ve Milli 5G Haberleşme Şebekesi Projesi’ (UUYM5G) kapsamında geliştirilen ürünlere yönelik 5G Yerli Ürünler Lansman Toplantısını gerçekleştirdik” bilgisini veren Ömer Abdullah Karagözoğlu, “Söz konusu toplantıda üreticilerimiz, 5G Baz istasyonu, 5G çekirdek şebekesi, radyolink cihazları gibi ürünlerin tanıtımını gerçekleştirdiler. Bundan sonraki süreçte yine ürünlerin geliştirme çalışmaları devam edecek ancak bir o kadar önemli olan husus da yerli üreticilerimizin geliştirdiği ürünlerin ticarileşmesi, sürekliliğinin sağlanması ve başta ülkemizdeki operatörler olmak üzere dünya ülkelerine pazarlanması için yine el birliğiyle çalışmalarımıza devam etmemiz gerekiyor. Ayrıca 5G’ye yönelik önemli çalışmalarımızdan biri de; yerli üreticilerimizin ürünleriyle yabancı tedarikçilerin ürünlerinin birlikte çalışabilirliğini sağlamamız oldu. İşletmecilerimizin lisans şartları arasında yer alan ‘birlikte çalışabilirlik’ konusunu özellikle yerli üreticilerimizin geliştirdiği ürünlerin mevcut şebekelere entegrasyonu açısından bu konuya da ayrıca önem veriyorduk. Sektörümüzde haberleşme altyapısının sürekli bir önceki teknoloji üzerine inşa edildiğini dikkate alırsak, yerli ürünlerimizin bu alana girmesine imkan sağlayan bu gelişmeyi, sektörümüz bakımından önemli bir eşiğin atlandığı şeklinde değerlendirmemiz gerekiyor. Bir sonraki adımda da, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızla belirleyeceğimiz politikalar doğrultusunda yerli ve milli ürünlerimizle 5G’ye geçilmesi için çalışmalarımıza devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
eSIM teknolojisi üretebilen öncü ülkeler arasındayız
Karagözoğlu, tüm dünyanın salgın nedeniyle zor bir süreçten geçtiğini, temassız işlemlerin öneminin daha da arttığı bu süreçte hayata geçirdikleri diğer bir projenin de eSIM olduğunu kaydederek şunları paylaştı: “Mühendislerimizin yoğun çalışmaları neticesinde yerli ve milli imkânlarla eSIM teknolojisi üretebilen öncü ülkeler arasında yer aldık. Esasen eSIM teknolojisi mobil haberleşmede önemli bir kilometre taşını ifade ediyor. eSIM teknolojisiyle birlikte, 25 yılı aşan bir süredir mobil telekomünikasyon alanında kullanılan mevcut fiziksel SIM kartların yerine, cihazlara uzaktan yüklenebilen ve yönetilebilen eSIM kullanılabiliyor. Dünyada yılda 6 milyardan fazla SIM kart üretimi olduğu düşünüldüğünde, eSIM kullanımı yoluyla SIM üretimi, dağıtımı gibi işlemler ve maliyetlerde önemli avantaj sağlıyor. eSIM, son kullanıcıların yoğun kullandığı akıllı telefonlardan, giyilebilir teknolojilere, M2M dediğimiz internete bağlı birçok endüstriyel ürüne kadar geniş bir kullanım yelpazesi sunuyor. Araştırmalar; küresel eSIM pazar büyüklüğünün 2019 yılında 8 milyar doları aştığını, 2020 ile 2027 yılları arasında bileşik büyüme oranının ise yıllık yüzde 15.8 olarak öngörüyor.”
‘Mobil Geniş Bant Spektrum Stratejisi’nin oluşturulması büyük önem arz ediyor
“Biliyorsunuz, gelişen teknolojiyle kullanıcıların mobil teknolojilere hızla uyum sağlaması ve hayatın her alanında bağlanabilirliğin bir ihtiyaç haline gelmesi nedeniyle, mobil veri trafiği sürekli artıyor ve bu durum mobil işletmecilerin spektrum ve altyapı yatırımı ihtiyaçlarını da artırıyor” ifadesini kullanan Karagözoğlu, “Bilgiye hızlı, kesintisiz ve her yerden erişimin, lüks değil artık temel bir gereklilik. Bu nedenle Bakanlık olarak en önem verdiğimiz konuların başında sabit ve mobil geniş bant erişimin yaygınlaştırılması, tüketicilerin kaliteli geniş bant hizmetlere makul ücretlerle erişmesinin sağlamasıdır. Tüketicilerin makul ücretlerle kaliteli mobil geniş bant hizmetlere erişimlerinin sağlanması ve özellikle yerli üreticilerimizin teknolojinin gidişatı hakkında yol gösterilmesi amacıyla ‘Mobil Geniş Bant Spektrum Stratejisi’nin oluşturulmasının büyük önem arz ettiğini düşünüyoruz. Bu çalışmamızla; kısa, orta ve uzun vadede, başta 5G olmak üzere ülkemizde mobil geniş bant hizmetlerde kullanılacak frekans bantları belirliyoruz. Dijitalleşmenin ve küresel harmonizasyonun getirdiği faydalardan olabildiğince yararlanmak adına yaptığımız bir diğer çalışma ise; 2019 sonunda gerçekleşen Dünya Radyokomünikasyon Konferansı sonrası ülkemiz Milli Frekans Planı’nın uluslararası düzenlemelere uyumlu şekilde güncellenmesine ilişkindir. Bu çalışmayla; bilgi ve iletişim teknolojileri alanında yerli ve milli üretim gücünü günden güne artırarak, kilit noktasında bulunduğumuz Avrupa ve Orta Doğu bölgesinden başlamak üzere gelişmiş dünyada söz sahibi olmayı hedefleyen ülkemizin, ölçek ekonomilerinin getirdiği faydalardan yararlanması ve komşu ülkelerle olası enterferans problemlerinin önüne geçilmesiyle uydu ve mobil cihazların uyumlu bir şekilde çalışması güvence altına alınmış olacak. Burada sadece birkaçından bahsettiğim projelerimiz ve çalışmalarımızda, uluslararası alanda yapılan düzenlemeler ve çalışmalar önemli yer tutuyor. Üyesi olduğumuz kuruluşların çalışmalarında yer alıyor, ikili iş birliği de yapmak suretiyle bilgi ve tecrübe paylaşımını en üst sevide tutuyoruz. Özellikle düzenleme çalışmalarımızda uluslararası uygulamaların incelenmesi ve değerlendirilmesine önem veriyor, bunlardan büyük ölçüde istifade ediyoruz. Düzenlediğimiz uluslararası toplantı ve tatbikatlarla da deneyim ve bilgi paylaşımına imkan sağlıyoruz” şeklinde konuştu.
BTK Akademi eğitim uzmanları, BT başlığında 166 farklı eğitim veriyor
Karagözoğlu, “Ülkemizde inovatif düşünebilen, girişimcilik ruhu yüksek yeteneklerin keşfedilebilmesi ve bu nitelikli güçten yararlanılabilmesi için vatandaşlarımızın ve özellikle de çocuk ve gençlerimizin dijital becerileri öğrenme konusundaki yetkinliğini mevcut durumdan daha yukarılara taşımamız gerekiyor. Bu konuda ülkece önemli bir yol katettik, 2023 eğitim vizyonuyla daha farklı pencerelerden bakabilen, üretken bir toplum inşası için gerekli adımlar hızla atılırken bizler de Bakanlık ve BTK olarak eğitim platformu BTK Akademi aracılığıyla; çocuklarımız, yarınlarımız için ücretsiz robotik kodlama, Python, mobil uygulama geliştirme gibi eğitimler vererek; dijital oyun geliştirme yarışmaları düzenleyerek daha inovatif düşünen, problem çözmek kadar soru üretmenin de önemini kavrayan, sorgulayan çocuklar yetiştirilmesine katkıda bulunmaktayız. Ancak bu sayede gelişmiş bilgi ve iletişim teknolojileri araçlarını ve faaliyetlerini benimseyen, analitik ve beraberinde dijital düşünebilen, girişimci gençleri topluma kazandırarak ülkemizin bu alanda dünyaya yön veren ülkelerden biri konumuna gelmesini sağlayabiliriz” değerlendirmesini yaparak “Tabii bu noktada hem ürün ve hizmet geliştirme hem de mevcut ürün ve hizmetleri amacına uygun olarak kullanabilme anlamında yetişmiş insan kaynağı ihtiyacı ön plana çıkıyor” ifadesini kullandı. Karagözoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu ihtiyacı mümkün olan en kısa sürede ve en verimli olarak karşılayabilmek için Bakanlığımız desteğinde BTK ile Hazine ve Maliye Bakanlığı birlikte hareket ederek ‘1 Milyon İstihdam Projesi’ni başlattık. Proje kapsamında bilgi ve iletişim teknolojileri alanında kendini yetiştirmek isteyen gençlerimize BTK Akademi çatısı altında eğitimler veriliyor. Alınan eğitimler bu gençlerin öz geçmişlerine eklenerek nitelikli insan kaynağı arayan girişimcilerin ulaşabileceği bir veri tabanına aktarılıyor. Bu şekilde bir taraftan yerli ve milli ürün geliştirmenin temel anahtarı olan zeki gençlerimiz istihdam sürecine dahil edilerek ülkemizin bu konudaki potansiyeli hızla geliştiriliyor, bir taraftan da dinamik ve bilgili insan kaynağı arayan girişimcilerimiz rotalarını kendi iç kaynaklarımıza çeviriyor. BTK Eğitim portalımızın bugün itibarıyla kayıtlı 685.595 kullanıcısı bulunuyor. BTK Akademi, ‘Çevrim İçi Eğitim Portalı’ üzerinden verdiği eğitimlerin yanında yoğun bir şekilde sınıf eğitimleri çalışmasına da hız kesmeden devam ediyor. BTK Akademi eğitim uzmanları tarafından hazırlanan sınıf eğitimleri kataloğunda Bilgi Teknolojileri başlığı altında, yazılım ve siber güvenlik başta olmak üzere 166 farklı başlıkta eğitim yer alıyor. Katalogda yer alan eğitimlerin tümünü BTK bünyesinde yer alan eğitim uzmanlarımız veriyor. Pandemi süreci son bulup öğrencilerimizin sınıflarına kavuştuğu zaman bizler BTK Akademi olarak yüz yüze eğitimlerimize inşallah tekrar başlayacağız.”
Mobil geniş bant hizmeti 2021 sonunda 66,8 milyon aboneye erişti
Dijital dönüşümün tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de hızla yaşanan bir süreç olduğunu dile getiren Karagözoğlu, “Bu sürecin getirdiği yeni teknolojiler ve yeni iş modelleri istisnasız tüm sektörleri, iş alanlarını ve iş fonksiyonlarını derinden etkiledi. Dijital dönüşüm süreci her sektörde pandemi döneminin etkisiyle daha da hız kazandı. Ülkemiz güçlü yatırımlarla bilişim alanında büyük ilerleme kaydetmeye devam ediyor. Bilişim sektörümüze rakamlar bazında baktığımızda 2012 yılında 52,7 milyar ₺ olarak hesap edilen pazar büyüklüğünün 2019 yılında 153 milyar ₺’ye ulaştığı görülmekte. 2020 yılına ilişkin çalışmalar henüz sonuçlanmasa da bir önceki yıla göre yüzde 15’in üzerinde büyüme kaydedildiği tahmin ediliyor. Bilişim sektörümüzün alt kümesi olan elektronik haberleşme hizmetleri sektörüne baktığımızda da benzer bir büyüme olduğunu görmekteyiz. 2011 yılında sektörde faaliyet gösteren işletmecilerin net satışları toplamı yaklaşık 27 milyar ₺ iken 2020 sonunda bu rakam 77 milyar ₺’yi aştı. Benzer şekilde sektöre yapılan yatırımlar da artmaya devam etmekte. Yine 2011’de 5,6 milyar ₺ olan yatırımlar toplamı 2020 yılında 16,7 milyar ₺’ye ulaştı. İnternet hizmetlerine talep gün geçtikçe artmakta. Sabit geniş bant abone sayısı 2021 ilk çeyreğinde 17,1 milyona ulaşmıştı. 2009 yılında başlayan mobil geniş bant hizmeti ise hızla ülke geneline yayılarak 2021 sonunda 66,8 milyon aboneye erişti, toplam geniş bant abone sayımız ise 83,9 milyon oldu. Mobil abone sayısı 2003 yılında 28 milyon iken, 2021 ilk çeyreğine göre 83,5 milyonu aşmış olup abonelerin yüzde 93’ünden fazlası 4.5G hizmetini kullanmaya başladı” açıklamasını yaptı.
İşletmecilerin hızlıca 5G’ye geçiş için altyapılarını tamamlamaları çok önemli
Ömer Abdullah Karagözoğlu, ülke olarak dijital dönüşümün adımlarını hızla tamamlayarak önce 5G, sonrasında da takip eden mobil teknolojiler için adımlarımızı sağlam bir şekilde atmamız gerektiğine dikkat çekerek “5G yatırımlarını tamamlayan işletmecilerin hızlıca 5G’ye geçiş için altyapılarını tamamlamaları çok önemli. Zira ‘5G ve Ötesi Teknolojiler’; yüksek hızlı bağlantıya ek olarak şebekeye aynı anda bağlanabilen cihaz sayısını artırması ve gecikme sürelerinde getirdiği düşük sürelerle geçmiş mobil teknolojilere oranla radikal bir ilerlemeyi temsil ediyor. Öte yandan Beşinci nesil (5G) ağlar 2025 yılında dünyadaki mobil veri trafiğinin yaklaşık yarısını taşıyacak. Küresel ölçekte 2019 yılında akıllı telefon başına mobil veri trafiği 7 GB iken 2025 yılı sonunda 25 GB’ye ulaşması bekleniyor” dedi. 5G özelinde yerli ve milli teknolojilerin gelişiminde özel sektörün dinamizmini ve kamunun gücünü bir araya getirmek istediklerini söyleyen Karagözoğlu, “Bu çerçevede, bildiğiniz üzere yeni nesil haberleşme sistemlerinde ulusal ve uluslararası pazarlarda yer alacak yerli/milli ürün, hizmet ve teknolojiler geliştirilmesini sağlamak amacıyla ‘Yeni Nesil Mobil Haberleşme Teknolojileri Türkiye Forumu’nu (5GTR Forum) kurduk. Şu anda 80 kuruluş bu oluşuma üye. Ülkemizin ihtiyaç duyacağı nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesine katkı sağlamak üzere 5G Vadisi tarafları iş birliğiyle ‘5G ve Ötesi Ortak Lisansüstü Destekleme Programı’ (5G OLDP) hayata geçirildi. 5G çekirdek şebeke, 5G yeni radyo, 5G operasyonel ve yönetimsel yazılımlar gibi 5G şebekeleri için kritik öneme sahip yerli ve milli ürünler; Kurumumuzun koordinasyonunda yürütülen çalışmalar neticesinde kurulan Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesine üye firmalar ve üç mobil işletmecimiz tarafından TÜBİTAK’ın da desteğiyle geliştirilmekte. Projenin de ilk fazı Mart’2021 itibarıyla tamamlanmış durumda. İlk faz sonucunda yerli ve milli olarak geliştirilen ürünler kullanılarak uçtan uca 5G şebekesi üzerinden gerçekleştirilecek demo gösterimlerinin ardından projenin ikinci fazında da söz konusu ürünlerin ticarileştirilmesi yönünde çalışmalar firmalarımızca sürdürülecek” şeklinde konuştu. “Bilişim sektörünün daha da geliştirilmesine yönelik atılacak her adım, ülkemizin bu alanda küresel pazar payı ve ihracatının artırılmasına katkı sağlayacaktır. Bu nedenle biz de BTK olarak ülkemizde bilişim alanında insan kaynağının geliştirilmesine ve eğitime büyük önem veriyoruz” vurgusunu yapan Karagözoğlu, “Halkımızın refahını korumak ve artırmak için elektronik haberleşme altyapısı ve dijital dönüşüm konusunda dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer almalıyız. Bu bilinçle, BTK olarak kanunla bize verilmiş görevleri en iyi şekilde yerine getirmek için çalışıyoruz” dedi.