Blockchain, fintech ekosisteminde yerini aldı
KPMG’nin “Pulse of Fintech” raporuna göre; 2021 yılında fintech sektöründe toplam değeri 210 milyar dolar olan 5.684 adet işlem yapıldı. Bir önceki yıla kıyasla %55 artış kaydeden bu işlemler özellikle Amerika, Avrupa, Orta Doğu ve Asya Pasifik bölgelerinde yoğunlaştı. Bu gelişmelerin Avrupa’daki yeni nesil bankacılık işlemlerini de yakından etkilediğini söyleyen Sermaye Piyasası Hukuku alanında çalışmalar yürüten Avukat Kaan Özçelik; sektöre yeni katılan unsurların farklı yatırım araçları sunarak kullanıcıları teşvik ettiğini, bu nedenle finans teknolojileri ile iş birliği yapmayan şirketlerin geleceğe taşınamayacağını ifade etti.
Özellikle geleneksel bankacılık hizmetlerinin, pandeminin de etkisiyle hızlanan dijital yönelimlerden etkilendiğini söyleyen Avukat Kaan Özçelik’e göre; sektör hala sayısız fırsatlarla dolu. Pek çok finans şirketi ve startup da bu fırsatları değerlendirerek kullanıcılarına işbirlikçi çözümler sunmaya çalışıyor. Bu avantajlı sektörde genellikle bilgisizlikten kaynaklanan bazı ciddi risklerin bulunduğunu da söyleyen Özçelik’e göre, finansal okuryazarlığın artırılması bu risklerden korunmak adına oldukça önemli.
Yenilikçi bankacılık anlayışı
Yapılan araştırmalara göre online ve temassız ödeme hacimleri 2020’ye göre %41 artış gösterdi, para transferi ve fatura ödemeleri ise en çok kullanılan hizmetler oldu. Bu verileri inceleyerek sektöre dair analizlerini paylaşan deneyimli Avukat Kaan Özçelik, Fintech sektöründe yaşanan bu gelişmelerin arkasındaki itici güçler arasında dijital bankacılık ve mobil ödeme faktörlerinin bulunduğunu aktardı. Online ve temassız ödeme hacimlerindeki ciddi artışın fintech çalışmalarını ileriye taşıdığını, pandeminin de etkisiyle NFC ve uzaktan kimlik tespiti gibi daha yeni teknolojilerin tanıtıldığını belirtti.
Uluslararası tanınırlığı olan şirketlerin ABD borsalarında halka arz süreçlerini de yürüten, ayrıca Türkiye ve Litvanya merkezli blokchain geliştiricisi Metatime Teknoloji A.Ş. şirketi Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Kaan Özçelik blockchain teknolojilerinin FinTech dünyasındaki pozisyonunu ise şöyle anlattı:
“Blochchain tabanlı kripto varlıklar otoriteler tarafından isimlendirilmese bile FinTech ekosisteminde çoktan yerini almış bulunuyor. Teknolojinin anlaşılma ve regüle edilme süreci hali hazırda çok yavaş ilerlese bile kripto varlıkların bir finansal varlık ve yatırım aracı olarak kullanılmaya başlandığı inkar edilemeyecek derecede gözler önünde bulunuyor. Kripto varlıkların Avrupa Birliği kamsamındaki düzenlemelerine baktığımızda genel olarak regülasyonların kara para aklama ve terör finansmanının önlenmesine ilişkin konumlandırıldığını görüyoruz. Platform işletmecilerinin varlık ve likidite sağlayıcılarını ispatlayabildikleri ölçüde hareket alanlarının kısıtlanmadığı kripto varlık platformları çoğunlukla Litvanya ve İsviçre merkezli olarak konumlanmış durumda.İki ülkenin tercih edilebilmesinde uyum yasalarının FinTech çözümlerine zorlaştırıcı değil kolaylaştırıcı yaklaşımla düzenlenmiş olması gösterilebilir. Ayrıca belirlenen bölgelerdeki vergi avantajları da yatırımcıların ilgisini çekmekte önemli bir faktör olarak gözüküyor. Aynı şekilde ABD’de ise bazı bölgelerde kriptodan fiatadönüldüğü takdirde vergisini ödemek şartıyla kripto varlık madenciliğine müsaade ediliyor. Tüm bu düzenlemeler doğrultusunda kripto varlıklara ilişkin yaklaşımları ara düzeyde olan tüm otoritelerin blockchain teknolojisini anlamaya çalışarak kripto varlıklardan yararlanmak istedikleri ancak geçiş sürecinde sermaye kontrolünü kaybetmeden birtakım düzenlemeler yapmaya çalıştıkları ve bu çalışmaları da kara para aklama ve terör finansmanını engelleme kuralları çerçevesinde şu anda uygulamaya aldıklarını görüyoruz.”
Riskler, finansal okuryazarlıkla aşılabilir
Avukat Kaan Özçelik, Fintech sektörünün beraberinde getirdiği yeni oyuncuların özellikle bankaların tüketici haklarını korumaya ve daha şeffaf olmaya yönelik iş birlikleri kurmasına yol açtığını söyledi. Teknolojiyi kullanarak daha hızlı ve avantajlı bir sistem kuran bu mekanizmada bazı risklerin de bulunduğunu vurgulayarak, “Yenilikçi bankacılık sisteminde kullanıcıların avantajına çalışan pek çok araç var, ayrıca her ne kadar resmi olarak kabul edilmese de kripto para birimi ve blok zincir gibi daha evrensel teknolojiler de mevcut. Bu tür çalışmaların her biri kendi içinde farklı avantajlara sahip olmakla birlikte, özellikle alandaki sınırlı veri paylaşımı nedeniyle kullanıcılar açısından risk taşıyor. Finans sektöründe yaşanan gelişmeler henüz emekleme aşamasında olduğundan tüketici hakları konusunda bazı belirsizlikler olabiliyor. Önemli bir avantaj olan hız, bazı durumlarda geri alınamayan büyük problemlere neden olabiliyor” dedi.
Sektörel gelişmelerin yakından takip edilmesinin riskleri elemedeki en büyük önlemlerden olduğunu belirten Özçelik, “Fintech araçlar çok hızlı bir adaptasyon sürecinden geçerek yenilenmeye devam ediyor. Yapılan analizler de fintech araçların giderek daha yaygın hale geleceğini gösteriyor. Bu aşamada doğan risklerden korunmak içinse, kesinlikle finansal okuryazarlığı geliştirme konusuna yönelmek ve kullanılan araçlar hakkında kapsamlı bilgi sunmak gerekiyor. Müşterilerin kişisel veri kullanımı ve siber saldırı gibi durumlara karşı hazırlıklı olması için hukuki hakların öğrenilmesi de önem taşıyor” diyerek bilinçli yapılan işlemlerin piyasa risklerini azalttığını vurguladı.