Her kuruma özel tekilleştirme çözümü geliştirilmeli


Veri akışı sırasında ya da verinin yazılmasından sonra tekilleştirme çözümleri tercih edilebilirken, her kuruma “terzi” usulü kesim gerekiyor.
Tekilleştirme teknolojisi kullanan her üreticinin birbirinden farklı algoritmaları olduğunu söyleyen Teknoser Kurumsal Sistem Çözümleri Uzmanı Selim Selveroğlu, “Bu algoritmalara göre tekilleştirme işlemi sırasında veri değişik boyuttaki ya da aynı boyuttaki parçalara ayrılabilmektedir. Bununla birlikte tekilleştirme işlemini yazma işlemi sırasında (inline) ya da yazdıktan sonra (post process) yapan sistemler mevcut olmakla birlikte en yaygın olan inline sistemlerdir” dedi. Şirketlerinin geleneksel sabit blok ya da değişken blok metotlarını veri tekilleştirmede kullanmadığını belirterek sözlerine başlayan Symantec Güneydoğu Avrupa ve Türkiye, Bölge Teknoloji Müdürü Burak Sadıç, yedeklenecek içeriğin ne olduğunun anlaşılması ve yedeklenecek verinin tipine göre tekilleştirme blok büyüklüğünü değiştirme yoluyla veri tekilleştirmenin gerçekleşebileceğini vurguladı. Sadıç’a göre, bu yaklaşım yüksek kaynak kullanımı gerektirmeksizin veriyi etkin biçimde tekilleştirir.
“Hazır reçete önermek doğru değil”
GlassHouse Türkiye Satış Yöneticisi Ömer Öztürk, “Yedekleme projesinin uygulandığı lokasyonların çok sayıda parametreleri ile veri tip ve boyutları belirleyici oluyor. Bir sonraki aşamada performansa negatif etkisi olan diske bağımlı çözümler ve algoritmayı CPU üzerinde çalıştırarak diskten bağımsız yüksek performans sunan çözümler birbirinden ayrılıyor. Yazdıktan sonraki kritik fark ise daha ihtiyaç oluşmadan geri dönüş garantisi konforunu sağlayabilen sistemlerle ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu.
Öztürk, “Bizim çalışmalarımız klasik terzilik zanaatının en sofistike aşaması sayılan “bespoke” kavramıyla birebir örtüşüyor. Asla raf ürünü önermediğimiz gibi benzer müşteriler için standart çözümler de önermiyoruz. veri tekilleştirme konusunda hazır reçete önermenin doğru olduğuna inanmıyoruz” dedi.
Öncelikle uygulama planlaması yapılan her bir kurum için darboğaz yaratan noktaların ve kurum içi ihtiyaçların tespiti yapılması gerektiğine dikkat çeken 4S Ürün Teknolojileri Danışmanı Volkan Ünlüer, “Kurumun sanal masaüstü, geniş ağ üzerinden veri transferi, uzak ofis yedeklemeleri gibi düzenli olarak ağ üzerinden yoğun veri transferi gerektiren veri üreten uygulamaları mevcut ise doğru yöntem kaynakta veri tekilleştirmedir. Bunun yanı sıra veri merkezi dahilinde yoğun veri üretimi mevcut ve bu verilerin herhangi bir performans etkisine yol açmayacak şekilde veri depolama alanlarına transferi amaçlanıyor bununla birlikte bu teknolojiden de faydalanmak isteniyorsa o zaman çözüm, verilerin depolama alanlarına yazıldıktan sonra tekilleştirme işlemine tabi tutulduğu hedefte tekilleştirme yöntemidir” ifadelerini kullandı. Proline Teknik Müdürü İbrahim Erturan, “İşlem gören verinin veri akışı sırasında tekilleştirilmesi depolama ünitesinde performans azalmasına sebep olacaktır. Verinin yazılmasından sonra tekilleştirilmesi daha doğru bir çözüm olacaktır. Veri akışı esnasında tekilleştirilmesinin performansa etkisinin yok denilecek kadar az olabileceğini söylemek mümkün” dedi.
“Hedefte tekilleştirme arka planda kalacak”
Veriler yedeklenmeden önce tekilleştirilmeli
Okta, şirket olarak çalışmaların gerçekleştirilmesi sürecinin sağlıklı işletilebilmesi için yedekleme verilerinin önce tekilleştirilmesini, sonrasında tekilleştirilmiş verinin disk üzerine yazılmasını önerdiklerini söyledi. Okta’ya göre, bu sayede yedekleme operasyonu için disk performansına olan ihtiyaç büyük ölçüde ortadan kaldırılmış oluyor.