Bilişim sektöründe büyük balık küçük balığı yutar mı?
Diğer sektörlerde büyük balık kavramı anlamını korumaya devam etse de, günümüzde bilişim sektörü için aynı şeyleri söylemek mümkün değil.
Büyüklük tabii ki önemli bir kavram fakat bu sözü bilişim sektörü için biraz değiştirmekte fayda var. İçerisinde hız ve zamanlama kavramı barındırmayan büyüklük, küçük balığı yutmaktan öte hazımsızlıktan kendi kendini de yok edebilir.
Binlerce fikrin her saniye doğduğu, birbirine bağlı yada bağımsız hizmet ve yeni uygulamaları kullanıma sunulduğu amansız bir yarışın içerisinde, her fikir ve girişim kendi sonunu kendisi hazırlar ve doğal eliminasyon sürecine tabidir.
Bu sektörde herkes büyük balık olma umuduyla yola çıkarken oyunun kurallarını unuttuğu anda herhangi bir küçük balığın kendisini yok etme tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Yukarıdaki tüm tanımlamalar size bir an besin zincirini anımsatmıştır. Bilişim sektörü için, kimin ne zaman büyük olacağı ya da kime yem olacağı ile ilgili kurallar doğanın kendi iç dengesinden biraz farklıdır.
Yeni nesil Start Up’ların milyar dolar seviyesindeki tekliflere burun kıvırmasına mı yoksa o büyük balığın iştahını bastırmak için ödemeye razı geldiği duruma mı şaşırırsınız?
Start Up’ın fırsatı yakalamışken büyük balığa daha ne kadar diz çöktürürüm ya da diğer avcılara bu sayede nasıl göz kırparım çabasına mı?
Yoksa bu Start Up alıp; rakiplerimden bir adım önde olmalıyım, yatırımcıların ilgisini çekmeliyim, gücümüzü göstermeliyim, ileride bana tehlike olmasını engellemek için almalıyım gibi düşünceler ve ikilemlerle yem olma adayı olan büyük balığın çırpınışlarına mı yanarsınız.
Bu sektörde kim, kimin yemi olur bilmem ama bir tiyatro sahnesinde olduğunu unutmayıp rolünü iyi oynayan, seyirciden ayakta alkışı alanın ya da devam eden alkışların hızını kesmeden her oyunda gişeden parayı toplayanın kazanacağını unutmamak lazım.
