Bir böceğin hikayesi ve Grace Hopper
Yazılım yapanlar bilir, bir problemi tespit etmek için çoğu zaman en doğru şey programı debug etmektir. Debug etmek demek programı işlemcide kodunuzun sizin isteğiniz doğrultusunda satır satır işlemesi demektir. Debug kelimesinin Türkçe karşılığı böceklerden arındırmaktır. Yazılımcıların günde belki de onlarca kez kullandığı debug kelimesinin hikayesinde ise gerçek bir bilgisayar bilimcisi ve böcek başrolde.
Grace Murray 1906 yılında New York’ta doğdu. Yale Üniversitesi’nde matematik ve fizik eğitimi aldıktan sonra mezun olduğu yıl Vincent Hopper ile evlendi. Evliliği sırasında matematik dalında doktora yaptı 1941 yılında ise profesör oldu. 1945 yılında eşinden ayrıldı, soyadını değiştirmedi ve 85 yaşında ölene kadar bir daha evlenmedi.
İkinci Dünya savaşı yıllarında öğretmenliği bırakarak, gönüllü olarak donanmaya katıldı. Denizcilik okulunda aldığı eğitimden sonra teğmen olarak hesaplama projelerinde çalışmaya başladı. İlk derleyici tabanlı bilgisayar programlama dilleri olan Arith-matic, math-matic ve flow-matic’i geliştirdi. Daha sonra programlama dilinin kitleler tarafından daha rahat öğrenilmesi ve kullanılması için makine dilinde değil, İngilizce dilinde olması gerektiğini savundu. 1967 yılında ise Amerikan Ordusunda programlama dilleri dairesinin başkanlığına atandı. Cobol dilinin standartlarını belirledi ve yazılmasına öncülük etti. Belirlediği standartlar Ulusal Standartlar Enstitüsü’nde kabul edildi. Yaşından dolayı ilk zamanlar düzenli orduya kabul edilmeyen Hopper, başarılarından dolayı tümamiralliğe kadar yükseldi ve buradan emekli oldu.
Böceğimiz Kara Fatma ise hikayedeki ikinci kahraman.. Bir gemide sabahtan akşama kadar ellerindeki sopaların ucuna takılmış bezlerle temizlik yapan askerlerden köşe bucak kaçarken kendisini bir makinenin içinde buldu. Makinenin içinde sıkışıp kalmıştı. Makinenin çalışmasına engel oluyordu. Grace Hopper’ın müdahalesini beklemekten başka şansı kalmamıştı.
Grace Hopper makine hatasının yazılımsal bir hatadan kaynaklanmadığını anlayınca makinenin içine bakmaya karar verdi. İncelemeler sırasında böceği görüp makinenin içinden çıkardı. O gün yaptığı bu işlemi debugging olarak adlandırdı ve derleyicilere debug yapılabilme yeteneği kazandırma fikrini hayata geçirmeye karar verdi.
O gün bugündür debug kelimesi bir yazılımcının vazgeçilmezi oldu.