“İnternet Haftası”nı kutladık mı?
Türkiye interneti geçtiğimiz hafta 20. yaşını ardında bıraktı. 8 – 21 Nisan arasında “İnternet Haftası”nın 16.sını kutladık (http://internethaftasi.org.tr/hafta13/). “Kutladık” lafın gelişi tabii. Ortada “kutlanacak” fazla bir şey yok maalesef. “İdrak ettik” demek daha doğru: Türkiye’de internetin hal-i pür melalini idrak ettik!
Türkiye internete dünyayla neredeyse eş zamanlı olarak girdi, ama şimdi dünyanın büyük bölümüyle aynı yerde değil. Osmanlı’dan devralınan mehter yürüyüşü siyaseti, matbaaya yaptığını internete de yapmaya çalışıyor. “Olur mu hiç, internette alışveriş, sosyal medyada geyik yapabiliyoruz, e-devletimiz bile var” diyenleriniz olabilir. Onlara alışveriş merkezlerinin ve kahvehanelerin kütüphaneler ve üniversitelerle aynı işlevi görmediğini, devlet dairelerinin de sivil toplumun yerini tutmadığını hatırlatıp geçeyim.
Türkiye interneti hali hazırda dünyanın en ağır biçimde sansürlenen internetlerinden biri. Ait olduğumuz lig, Çin, Suudi Arabistan ve İran’ın ligi. Bununla da yetinilmiyor, sosyal medya paylaşımları, blog yazıları, okuyucu yorumları yüzünden insanlar tutuklanıyor, sansürlenemeyeni susturmak için korku operasyonlarına girişiliyor. “Dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi”nden de başkası beklenemezdi zaten!
Türkiye interneti kişisel verilerin Vahşi Batı’sı durumunda. Önüne gelen, başta devlet olmak üzere, vatandaşın özel hayatına elini kolunu sallayarak girip çıkıyor. Devletin imza attığı kişisel veri skandalları sıradanlaştı. TTNET’i, Phorm’u, DPI’ı da cabası! Kişisel verilerimiz hiç bir hukuki koruma altında değil.
Ama bütün bunlara rağmen, tamamen denetim altındaki geleneksel medyaya nazaran, internet tek alternatif haber ve bilgi mecrası olmaya devam ediyor. Yani aslında hala “kutlanacak” bir şeyler var! Otoritenin bütün baskısına rağmen internetin tamamen denetlenemez olmasını kutlayabiliriz. İnternet kişisel verilerimizi korumak için, güçlü şifreleme algoritmaları başta olmak üzere bir çok yöntem sağlıyor. İnternetin sağladığı, özel hayatımıza burnunu sokmak isteyenlerin işini zorlaştıran araçları kutlayabiliriz.
İnternet sansürlü, derin gözetim altında, sayısal uçurum devam ediyor, yeni medya okuryazarlığı yerlerde sürünüyor… (http://www.alternatifbilisim.org/) Ama interneti, internetin henüz kullanmadığımız olağanüstü fırsatlarını, daha şimdiden topluma sağladığı özgürleşme imkanlarını, yani inadına geleceği kutlayabiliriz!
