Kontek Enerji Bilgi Teknolojileri ve Dijital Dönüşüm Direktörü Mehmet Kemal Aslan: “ÖLÇEKLENEBİLİR BULUT HİZMETLERİ İLE VERİMLİLİĞİMİZ ARTTI”


“Kontek Enerji olarak, yenilenebilir enerji sektöründe ve sanayinin tüm alanlarında, enerji üretimi ve tasarrufuna yönelik mühendislik çözümlerimizi; dijital otomasyon, görselleştirme ve raporlama teknolojileriyle entegre ederek sunuyoruz.
30 yılı aşkın tecrübesiyle sektörün öncülerinden biri olan Kontek Enerji, yüksek kaliteli ve yenilikçi çözümleriyle fark yaratıyor. Güneş enerjisi ve enerji depolama sistemlerinde uzmanlaşmış olan şirketimiz, dijital enerji yönetimi teknolojilerine odaklanarak sürdürülebilirlik, verimlilik ve inovasyonu her projenin merkezine yerleştiriyor. Çevresel sorumluluğu ve enerji verimliliğini esas alan yaklaşımımızla, gelişmiş teknolojileri ve mühendislik yetkinliklerini entegre ederek daha temiz, daha akıllı ve daha verimli bir geleceğe geçişi kararlılıkla destekliyoruz.
Kontek son yıllarda yaptığı yatırımlar ve kazandığı sanayici kimliğiyle hızla büyürken, yaklaşık iki yıl önce dijital dönüşüm sürecini başlattı. Bu dönüşüm sürecinde yollarımız Kontek ile kesişti.
Kısa bir proje takvimi içerisinde; sunucu, storage, network altyapımızı yenilememiz; güvenlik yazılımlarını devreye almamız ve yeni bir ERP sistemine geçiş yapmamız gerekiyordu. Henüz veri büyüklüğümüzü ve kapasite ihtiyacımızı tam olarak analiz edemeden altyapı yatırımı yapmak zorundaydık. Bu noktada, hızlı devreye alınabilirlik ve ihtiyaç oldukça ölçeklenebilirlik sunan bulut çözümlerini tercih ettik.
ERP sistemimizin ihtiyaç duyduğu sunucuları bulutta konumlandırarak hibrit bir yapı oluşturduk. Günümüzde herhangi bir regülasyona tabi değilseniz, ihtiyaç duyulan tüm hizmetleri on-prem olarak konumlandırmak neredeyse imkânsız hale gelmiş durumda. Bulut teknolojileri sayesinde birçok hizmeti daha düşük maliyetle ve çok daha kısa sürede devreye almak mümkün.
Bulut çözümleri kullanırken yaşadığımız en büyük zorluk ise internet altyapısı oldu. Yedekli internet bağlantıları sayesinde kesinti yaşamasak da mevcut hızlar henüz yerel bir network’ün sağladığı konforu sunmuyor. Özellikle büyük mühendislik dosyalarımızın bulut üzerinden kullanımı yapılan testlerde neredeyse imkânsızdı.
Yatırım sürecinde, o dönemde bulut sağlayıcılarında GPU destekli sistemlerin yeterince yaygın olmaması, bizi on-prem bir altyapıya yönlendiren temel nedenlerden biriydi. Görüntü işleme yazılımımızın performans gereksinimleri nedeniyle, lokal bir sistem yatırımı kaçınılmaz hale geldi.
Tüm bu yatırımlar sürecinde üst yönetimimizin desteğini arkamda hissettim. Hatta, çoğu meslektaşımın tersine, neden bulut yerine on-prem bir sistem tercih ettiğimizi açıklamak durumunda kaldım. Bu da aslında şirketimizin dijital dönüşüme olan yaklaşımının ne kadar esnek ve vizyoner olduğunu gösteriyor. Pek çok kurum çalışanlarını cloud sistemlere geçmeye zorlarken, bizde tam tersi, ihtiyaca göre şekillenen bir anlayışla hareket edildi. Bu süreçte sunduğu destek ve işbirliği için GlassHouse’a tekrar teşekkür ederiz. Önümüzdeki yatırım planlarımızda ise tamamen bulut temelli bir strateji benimsemeyi hedefliyoruz.”