Kumport Liman İşletmeleri BT Direktörü Ahmet Turan Polat: “BULUT YATIRIMI GÜNDEMİMİZDE”
“2025 yılı dijital dönüşüm stratejimizin temelinde, operasyonel verimliliği artırmak, sistem entegrasyonlarını güçlendirmek ve veri odaklı yapılar kurmak yer alıyor. Bu hedefler doğrultusunda yönetilen hizmetlerde özellikle altyapı yönetimi, veri entegrasyonu ve süreç otomasyonu gibi alanlara öncelik vermeyi planlıyoruz.
Limancılık sektörü, dakikaların bile kritik olduğu bir sektör. Altyapının sorunsuz çalışması, limandaki operasyonların devamlılığı için hayati öneme sahip. Bu nedenle ağ izleme, sunucu performans takibi, sanallaştırma gibi alanlarda dış kaynak desteğini daha güçlü bir şekilde konumlandırmak istiyoruz. Özellikle 7/24 çalışması gereken sistemler için proaktif izleme ve kesintisiz destek sağlayabilen iş ortakları ile ilerlemeyi tercih ediyoruz.
Ayrıca, mevcut TOS sistemleri ile diğer operasyonel sistemler arasında veri akışını hızlandıracak ve sadeleştirecek entegrasyonlar da önceliğimiz. Bu noktada API yönetimi, veri aktarımı ve iş süreçlerinin uçtan uca dijitalleşmesini destekleyecek hizmetler büyük önem taşıyor. Yani sadece IT sistemleri değil, iş süreçlerinin kendisi de bu dönüşümden pay almalı.
Son olarak, raporlama ve iş zekâsı uygulamalarını besleyecek veri yapılarını kurmak da 2025 vizyonumuzda önemli yer tutuyor. Karar vericilere anlık ve doğru veriyi sunabilecek yapılar kurmak için hem veri mimarisi hem de yönetilen veri süreçlerine odaklanıyoruz. Bu alanlarda deneyimli tedarikçilerle iş birliğine açığız.
Şu anda yönetilen hizmetlerde yaşadığımız en büyük zorluk, hizmet sağlayıcıların liman operasyonlarının doğasına ve dinamiklerine yeterince hâkim olmamaları. Bu da çoğu zaman verilen hizmetin beklentimizin altında kalmasına neden oluyor. Özellikle operasyonun kritik saatlerinde yaşanan gecikmeler veya iletişim eksiklikleri, sahada doğrudan aksamalara yol açabiliyor.
Bir diğer önemli konu, hizmetlerin standart bir çerçeveye sıkışması. SLA’ler elbette önemli ama her operasyon, her arıza ya da her ihtiyaç aynı şekilde çözülemez. Bu nedenle çözüm sunan ekiplerin daha esnek, daha yaratıcı ve daha içgörülü olmalarını bekliyoruz.
Ayrıca, sahadaki ekibimizle tedarikçi ekipler arasında teknik dil ve yaklaşım farkları zaman zaman işleri yavaşlatabiliyor. Özellikle yerinde müdahale gerektiren durumlarda, çözüm ortaklarımızın bizim süreçlerimize ne kadar aşina oldukları ciddi fark yaratıyor.
Bu zorlukları aşmak adına bazı çözüm önerilerimiz var:
- Öncelikle, hizmet sağlayıcıların operasyonel süreçleri daha yakından tanıması için sahada gözlem veya kısa süreli oryantasyon programları düzenlenmesini önemsiyoruz.
- İkincisi, karşılıklı tanımlı KPI’lerle izlenen şeffaf bir dashboard yapısı kurulmalı. Böylece hem performans ölçülebilir hale gelir hem de proaktif aksiyonlar kolaylaşır.
- Üçüncü olarak, hizmet veren ekiplerin sektör bazlı eğitilmesi hem iletişimi hem de hizmet kalitesini olumlu yönde etkiler.
Bizim için ideal iş ortağı, sadece işin teknik tarafında iyi olan değil, aynı zamanda işin doğasını anlayan, empati kuran ve çözüm üreten bir yapıya sahip olmalı.
2025 yılı için IT bütçemizin yaklaşık %20-25’lik kısmını yönetilen hizmetlere ayırmayı planlıyoruz. Bu oran özellikle altyapı yönetimi ve sistem izleme konularında dış kaynak kullanımının artmasıyla birlikte esnek olarak değişebilir. Ancak burada önemli olan, bütçeyi ayırmak değil; karşılığında gerçek bir iş değeri elde etmek.
Bizim için bir hizmet sağlayıcının sunduğu en önemli katkı, ekiplerimizin üzerindeki operasyonel yükü azaltmak ve uzmanlıkla çözülmesi gereken konularda destek sunmak. Tüm işleri iç kaynakla çözmek, günümüzde hem maliyetli hem de sürdürülebilir değil. Bu nedenle hizmet aldığımız tedarikçinin sadece işi yapması değil, aynı zamanda işi iyileştirmesi ve ileri taşıması gerekiyor.
Tedarikçiden beklentilerimiz ise net:
- Alanında uzman ve deneyimli ekipler
- İnisiyatif alabilen bir yaklaşım
- Kolay ulaşılabilir, açık iletişim kanalları
- Ve belki de en önemlisi: güvenilirlik
Bizi hizmet almaya motive eden en önemli unsur, hız kazanmak ve odak kaybı yaşamadan stratejik projelere yönelmek. Bir örnek vermek gerekirse, TOS dönüşüm projesi gibi büyük ölçekli işlerde, operasyonel işleri dış kaynaklara devrederek, iç ekibimizin tamamen dönüşüm projelerine odaklanmasını sağlıyoruz.
Sonuç olarak biz, yönetilen hizmetleri yalnızca bir dış kaynak değil, dijitalleşmenin hızlandırıcısı olarak görüyoruz.”
