Öncelikli dörtlü: Bulut-güvenlik-SDN-uç bilişim


Her türlü telekom ve bilişim altyapısı için uçtan uca çözümler sunan Nokia, 5G, bulut, yapay zeka ve IoT alanlarında inovasyona öncülük etme hedefiyle ilerliyor. Stratejilerini, “müşterilere dijital dünyada pusula olarak, hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olacak güvenilir bir ortak olmak” sözleriyle özetleyen Nokia Avrupa Bulut ve Ağ Hizmetleri Başkan Yardımcısı Erez Sverdlov, bunun için sundukları bulut tabanlı çözümler, uç bilişim alanındaki çalışmaları ve hibrit bulut stratejilerine dikkat çekti.
Erez Sverdlov, ağları ve verileri siber güvenlik çözümleriyle korurken, veri gizliliğine ve uyumluluğa öncelik verdiklerini belirtti. Bunun yanı sıra Endüstri 4.0’ın benimsenmesini desteklerken, akıllı şehir çözümleri geliştirdiklerini de ifade eden Erez Sverdlov, eklemeden geçmedi: “Verimliliğin ön planda olduğu döngüsel ekonomi modeline inanıyoruz.” İnovasyon, iş birliği ve sürdürülebilirlik konularında kararlılığı vurgulayan Erez Sverdlov, sorularımızı yanıtladı:
Nokia’nın Türkiye’deki çalışmaları ve öncelikleri hakkında bilgi verir misiniz? 2025 ve orta vadede Türkiye ve Avrupa’ya yönelik stratejik hedefleriniz ve planlarınız neler?
Şirketimiz onlarca yıldır Türkiye’de faaliyet göstermekte. İstanbul ve Ankara’da ofislerimiz, yüksek nitelikli uzmanlardan oluşan güçlü bir ekibimiz, bir Ar-Ge merkezimiz, üretim tesislerimiz ve güçlü iş ortaklarından oluşan bir ekosisteme sahibiz.
Türkiye’de, iletişim hizmeti sağlayıcıları (CSP’ler) ve işletmeler için güvenilir bir ortak olarak hareket etmemize büyük fayda sunan lokal entegrasyon stratejisini sürdürülebilir şekilde yürütüyoruz. Türkiye’de büyük operatörlerin yanı sıra çok sayıda büyük ölçekli işletmelerle de iş ortaklığı yapıyoruz.
Türkiye, sektörler ve işletmeler genelinde hızlandırılmış yüksek hızlı bağlantı ve dijital dönüşüm için yüksek bir talep gösteren pazarlardan biri. Türkiye’deki iş ortaklarımızı desteklemeye ve yeniliklerimizi ülkenin dijitalleşme gelişiminin hizmetine sunmaya hazırız.
Türkiye pazarında hangi alanlarda iş birlikleri yapıyorsunuz?
Türkiye’de telekom sektörü etkileyici hızla gelişiyor. Türkiye’nin sürdürülebilir bir dijital ekonomi yaratma, sektörler ve endüstriler genelinde ekonomik büyümeyi teşvik etme konusundaki kararlılığını takdir ediyoruz. Yüksek performanslı bağlantı, dijital dönüşümün hızlanmasını sağlayarak işletmeler için Endüstri 4.0’ın ve endüstriyel metaverse’ün faydalarını hayata geçiriyor. Türkiye’de sektörler ve şehirler arasında gelişmiş bağlantıya yatırım yapmak önem taşıyor. 5G’nin bu hedeflere ulaşmayı mümkün kılacak teknolojilerden biri olduğu açık. Yerel endüstrinin 5G’ye geçişini güvence altına almak, ülkedeki ekonomik büyümeyi hızlandırmak için çok önemli.
Türkiye’de erken bir 5G ekosistemi geliştirmek için tüm müşterilerimiz ve kilit sektör paydaşlarımızla çok yakın bir şekilde çalıştık. Karel ile ortaklığımız aracılığıyla Türkiye’de üretime yatırım yapıyoruz ve bu projeyi geliştirmeye devam edeceğiz. Türkiye’de kurumsal sektörün dijitalleşmesini desteklemeye, 5G ve buluta geçişlerini kolaylaştırmak için iş ortaklarımız ve müşterilerimizle birlikte çalışmaya da devam edeceğiz. Bu doğrultuda tüm kilit paydaşlarla sektörler arasında ortaklıklar geliştirmeye açığız. Nokia’nın Türkiye için uzun vadeli ve güvenilir bir ortak olmaya kararlı olduğunu söyleyebilirim.
Çekirdek ağ ve yazılım çözümlerimizi Turkcell, Türk Telekom ve Vodafone Türkiye’ye yüksek kaliteli ses ve veri hizmetleri sağlamak için sunuyoruz. Ayrıca gelir akışı, güvenlik ve analitik gibi çeşitli alanlarda onları destekliyoruz. Aynı fırsatı, Türkiye’deki tüm CSP’lere sunmak istiyoruz.
Nokia’nın bulut odaklı faaliyetleri ve planları neler?
2025’te telekom sektörünü, özellikle değişen müşteri beklentileri ve teknolojik ilerlemelerin dinamik etkileşimi tanımlayacak. Hibrit bulut modellerinin, yapay zeka odaklı otomasyonun ve sağlam güvenlik çözümlerinin başarı için gerekli olduğu bir geleceğin bizi beklediğini söyleyebiliriz. Bu aynı zamanda iletişim hizmeti sağlayıcılarının (CSP’ler) buluta dayalı stratejilerini geliştirmesiyle hibrit bulut modeline geçişin artacağı anlamına geliyor.
Hibrit bulut modelleri CSP’lere, bulutun ölçeklenebilirliğinden yararlanarak kritik görev süreçlerini kendi tesis sınırları içinde yönetebilme imkanı sunuyor. Bu sayede şirketler yalnızca ağ esnekliklerini güçlendirmekle kalmıyor, özellikle 5G bağımsız (SA) ağlar ve gelecekteki 5G kullanım alanlarının sunacağı yeni fırsatlar için de zemin hazırlamış oluyor.
Nokia olarak güçlü SaaS portföyümüz, veri, ses, abone yönetimi, yapay zeka, servis ve güvenlik operasyonlarını kapsayan bulut mimarisini erken ve kapsamlı şekilde benimsememize olanak tanıyan bulut yaklaşımımız yarattığımız bu farkın parçalarını oluşturuyor. Yatay bulut stratejimiz sayesinde yazılımlarımızı Red Hat, Google Cloud, Azure ve AWS gibi ortak platformlarda çalıştırma esnekliği sunuyoruz. Böylece müşterilerimiz yetkin bulut altyapısı üzerinde çalışan Nokia yazılımlarından faydalanabiliyor.
Hibrit bulut konseptinin gelişimine paralel olarak, servis sağlayıcı sayısını, hizmet kalitesi gibi kriterleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hibrit bulut konseptinin gelişim hızının çok etkileyici olduğunu düşünüyorum. Omdia’ya göre, şu anda yaklaşık 14,7 milyar dolar, yani sektörün sermaye harcamalarının yaklaşık %4’ü, ağ işlevlerinin bulutlaştırılmasına ayrılmış durumda. İş süreçlerinin buluta taşınması, CSP’lere daha fazla esneklik ve operasyonel dayanıklılık sağlayarak, hizmetlerini gerektiği gibi ölçeklendirmelerine ve maliyetleri optimize etmelerine olanak tanır. Hibrit buluttan tam anlamıyla faydalanmak için CSP’lerin düzenleme araçlarına yatırım yapması, mevcut iş yüklerini değerlendirmesi ve bir geçiş planı oluşturması gerek. Ancak bu şekilde, bulutun benimsenmesinin stratejik bir zemine oturması, ağ performansını artırırken müşteri ihtiyaçlarına hızlı bir şekilde uyum sağlaması mümkün olur.
Bulut ve ağ yapılarının buluşması, özellikle 5G, yapay zeka, IoT ve M2M gibi gelişimler ışığında edge mimarisini nasıl geliştiriyor?
Bulut ve ağ yapılarının yakınsaması, özellikle 5G, AI, IoT ve M2M bağlamında uç mimarinin gelişimini yönlendiriyor. 5G’nin düşük gecikme süresi ve yüksek bant genişliği, uç bilişim (edge computing) için büyük öneme sahip. Ancak bu sayede kaynağa daha yakın gerçek zamanlı veri işleme ve veri analizine olanak tanıyarak gecikmeleri azaltmak ve yanıt verme hızını artırmak mümkün. Yapay zeka algoritmaları da verileri yerel olarak analiz etmek için uçta konuşlandırılabilir. Böylece daha hızlı karar verme ve otomasyon sağlanabilir. Bu durum; otonom araçlar, endüstriyel otomasyon ve akıllı şehirler gibi uygulamalar açısından önem taşıyor. Bağlı cihaz sayısındaki hızlı artış, büyük miktarda veri üretimini beraberinde getiriyor. Uç bilişim, bu verilerin verimli yönetilmesine yardımcı olarak merkezi bulut altyapısı üzerindeki yükü azaltır. Uç bilişim ayrıca makineler arası iletişim için gereken güvenilir bağlantıların sağlanabilmesi için cihazlar arasında güvenli veri alışverişi ve kontrolünü mümkün kılan bir platform sağlar.
Nokia olarak çok erişimli uç bilişim (MEC), buluta özel altyapı, yazılım tanımlı ağ (SDN) ve sanallaştırma ile güvenlik ve gizlilik konularına odaklanarak uç mimariye yönelik yenilikleri aktif olarak geliştiriyoruz. Nokia’nın uç yeniliklerine örnek olarak, uç uygulamaların ve hizmetlerin dağıtımı için güvenli ve ölçeklenebilir temel sağlayan Nokia Cloud Infrastructure for Edge; uç uygulamaların geliştirilmesini ve dağıtımını basitleştirerek daha hızlı pazara sunma süresi sağlar. Benzer şekilde 5G çekirdek şebeke çözümlerimiz ile düşük gecikmeli uygulamalara ve hizmetlere olanak sağlıyoruz. Nokia, ölçeklenebilir, esnek ve gelişen ihtiyaçlara uyarlanabilir, çok çeşitli uygulama ve hizmetleri destekleyen bulut tabanlı uç platformları oluşturuyor.
Örneğin; uç bilişim için ortak bir çözüm sunmak üzere AWS ile ortaklık kurarak Nokia’nın ağ uzmanlığını AWS’nin bulut yetenekleriyle birleştirdik. Ayrıca, çok çeşitli uygulama ve hizmetleri desteklemek üzere tasarlanan kendi uç bilişim platformumuz Nokia Cloud Infrastructure for Edge’i piyasaya sürdük. Edge mimarisine olan bağlılığımızı, devam eden Ar-Ge çalışmalarımızla, endüstri liderleriyle ortaklıklarımızla ve çeşitli sektörlere yönelik yenilikçi çözümlerin geliştirilmesiyle ortaya koyduğumuza inanıyorum.
Hizmet Olarak Yazılım (SaaS) odaklı öncelikleriniz neler?
SaaS ile ilgili olarak, CNS portföyümüzü ‘SaaS’laştırmak için yatırımlar yapıyoruz. Enterprise Campus Edge ve SaaS’taki yeni iş modelleri aracılığıyla yinelenen gelir yüzdemizi artırmaya devam ediyoruz. SaaS odaklı hedeflerimiz, şebekelerin ve dijital hizmetlerin sorunsuz şekilde birleştiği bir geleceği mümkün kılma taahhüdümüzün doğal sonucu. Müşterilerimizin dijital dönüşüm yolculuklarını ve yeni hizmetlerin değer kazanma süresini hızlandırmalarını sağlayan yenilikçi, buluta özgü çözümler sunmaya odaklı çalışıyoruz.
SaaS stratejimiz hem telekoma özgü ihtiyaçları hem de daha geniş bilişim zorluklarını ele alan bir dizi çözümü kapsıyor. Örneğin; telekom alanında, ağ güvenliği, 5G çekirdeği, analitik ve operasyonlar için SaaS çözümleri sunarak CSP’lerin ağlarını optimize etmelerine, müşteri deneyimlerini geliştirmelerine ve yeni gelir akışlarının kilidini açmalarına yardımcı oluyoruz. Ayrıca uç bilişim ve özel kablosuz ağlar gibi alanlar için çözümler geliştirerek işletmelerin kendi özel sektör ihtiyaçları için 5G’nin gücünden yararlanmalarını sağlıyoruz. Telekomun da ötesinde, daha geniş bir bilişim ortamına hitap etmek için veri yönetimi, ağ altyapısı ve güvenlik gibi alanlardaki uzmanlığımızdan yararlanan SaaS çözümlerini araştırıyoruz. Ağ teknolojileri konusundaki anlayışımızı da SaaS yeteneklerimizle birleştirerek daha geniş bir müşteri yelpazesine değer sunabileceğimize ve birçok sektörün dijitalleşmesine katkıda bulunabileceğimize inanıyoruz.