Sağlık teknolojilerinin gelişimine mobil destek


Hastaların uzaktan takibi, teşhis, terapi gibi konularda geliştirilen mobil çözümler, bireylerin ve sağlık kuruluşlarının en büyük destekçisi haline geliyor.
Mobilite bilindiği üzere hayatımızda önemli bir yer kaplıyor. Artık hemen hemen herkesin elinde akıllı telefonlar mevcut. Tabii ki sağlıkta da mobilitenin yansımaları çok bariz göze çarpıyor. Günümüzde ortalama 100 bin aktif mobil kullanıcının bulunduğu düşünülürse, bunun 20 bin kadarının sağlık alanında bulunması mobilitenin artık olmazsa olmazlar arasında olduğunu gösteriyor. Sisoft Genel Müdürü Ömer Siso konuyla ilgili şu bilgileri veriyor:
“Hastaların sağlık durumlarının her an ve her yerden takibini kolaylaştıran tele ve mobil sağlık ülkemizde de aktif olarak HIMSS Analytics Stage 6 derecesine sahip hastane olan Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi’nde 13 iPad ve 4 Android cihaz ile kullanılmaktadır. Mobil ve tele-sağlıkta giderek artan talebin doğrultusunda müşterilerin beklentileri de istekleri şekillendirmektedir. Her şeyin mobil ve uzaktan yapılacağı gelecekte, en kritik alanlardan olan sağlık alanının da bu teknolojilerden en fazla yararlanacağı aşikardır.”
Microsoft Türkiye İş Geliştirme Yöneticisi Cenk Tuna da konuyla ilgili şunları kaydetti:
“Telesağlık tarafında sağlık gruplarının ve sağlık organizasyonlarının, evde sağlık hizmetleri veya uzaktan sağlık hizmetleri vermesini sağlayacak altyapı desteğini sağlıyoruz. Sağlık profesyonellerinin bir portal üzerinden veya IP tabanlı teknolojileri kullanarak sağlık hizmetlerini ulaştırabilmelerine yardımcı oluyoruz. Bunun yanı sıra sağlık organizasyonlarına özel CRM uygulamalarıyla sağlık kurumuna başvuran kişinin daha önceki teşhis ve tetkik bilgilerine hızla erişim sağlayarak, ihtiyacın hızla adreslenmesine olanak tanıyoruz. Tüm bunların yanında birçok sağlık kuruluşunda doktorlara dağıtılan Windows 8 tabletlerle ve doktorlara özel uygulamalarla, hasta vizitlerinde oluşturulan verinin hastane bilgi sistemiyle hızla bütünleştirilmesini ve doğru tedavinin hızla planlanmasını sağlayabiliyoruz. Windows 8’in yaygın kullanımıyla aslında her bir Windows kullanıcısının doğal olarak bu uygulamalara hızlı erişim sağlayarak daha sağlıklı bir yaşam sürmesini sağlayabilecek uygulamaları kullanmaları mümkün. Diğer taraftan bu uygulamaların sağlık organizasyonları tarafında da anlamlı bir bilgi olması önemli. Dolayısıyla biz uygulamaların geliştirilmesinde özellikle sağlık profesyonellerinin ihtiyaçlarını da gözeterek doğru çözümler üzerinde çalışıyoruz.”
“Kişisel Bakım İletişimi” adlı yeni Mobil Sağlık İzleme Çözümü (Personal Care Connect) konusunda bilgi veren IBM Türk Teknoloji Lideri Kıvanç Uslu da şu bilgileri kaydetti:
“IBM Sağlık ve Yaşam Bilimleri ve Araştırma Birimi, tıbbi cihaz üreticileri, cep telefonu operatörleri ve kablosuz hizmet sağlayıcılarıyla işbirliği yaparak, her zaman her yerde en önemli sağlık koşullarının ve ölçülerinin izlenmesini mümkün kılacak yenilikçi bir çözüm geliştiriyor. Bu çözüm; hastanın yaşam kalitesini artırmaya yönelik olarak şu gibi görevleri yerine getiriyor:
• Bir hastanın sağlığını tehdit eden riskleri sınırlamak
• Rahatlık düzeylerini artırmak
• Temel bakım ziyaretlerinin yanı sıra acil bakım ziyaret sayılarını ve hastane giriş prosedürlerini azaltmak
Kişisel bakım iletişimi, sağlık hizmetlerini sunarken uzaktan tıbbi sensörlerden faydalanıyor. Bu sensörler, sanal olarak her ortamdan her saat hastanın temel sağlığına ilişkin göstergeleri ve tedavi kapsamında reçetede belirtilen ilaçları izlemek için kullanılıyor. Bu çözüm, genel olarak maliyetleri azaltmaya yardımcı olurken, hasta bakım kalitesini artırır.”
Tele sağlık, mobil sağlık ile gelişiyor
“Bu ürün ve uygulamaların topladığı veriler, daha iyi bir teşhis ve tedavi sürecinin olmasını sağlayarak tele sağlığın yaygınlaşmasında etkili oluyor. Şu sıralar akıllı bileklikler mobil sağlık uygulamalarında en çok öne çıkan örnekler arasında yer alıyor. Gün içinde vücudunuzun aldığı kaloriyi hesaplayıp size uyarı veren örnekler bile ürünler var. Ayrıca üzerinde çalışılan ve prototip olarak üretilen, bireyin vücut hareketlerini, ısısını, kalp atışını toplayan elektronik deriler bile mevcut. Önümüzdeki 10 yılda tüyden bile hafif olan bu yapışkan jelatinlerin yaygınlaşması ile sağlık sektöründe büyük değişikliklerin olacağını öngörebiliriz.”
4G ile hizmetler sınırsızlaşıyor
“Mobil teknolojiler sayesinde, hasta günlük yaşamına devam ederken yalnızca sensörler vasıtasıyla sağlık kuruluşuna ulaşan değerler, kaynağını hastanın gündelik yaşam dinamiklerinden almasından ötürü daha isabetli oluyor. Hastane müdahalesi gereken hastalıkların tedavisinin ardından hastanın gözlenme süreci hem uzun hem de maliyetli olabiliyor. ABD’de yapılan araştırmalar kronik hastalıkları uzaktan gözleme teknolojilerinin yayılması ile birlikte önümüzdeki 25 yıl için Amerikan sağlık hizmetlerinde 197 milyar dolarlık bir tasarruf sağlanabileceğini ortaya koyuyor. Doktor hasta iletişiminde kolaylaşma, 4G’ye geçiş ile hızlı iletişim, akıllı cihazlar ile iş gücü ve zaman kaybında azalma gibi avantajlardan dolayı günümüzde sağlığın mobil teknoloji ile bütünleştirilmesi bir gereklilik haline gelmiştir.
Mobil yenilikler hızla artıyor
“Tansiyon, şeker, astım gibi kronik hastaların rutin ölçümlerini uzaktan doktorlarına ileten mobil sağlık çözümleri bu alandaki önemli yeniliklerden. Alzheimer hastaları ya da yardıma ihtiyaç duyabilecek yaşlı bireylerin kullanabileceği GPS özellikli alarm bileklikleri de yaşamı kolaylaştırıyor. Uyku kalitesini ölçebilen, düşme durumunu algılayabilen sensörler, kameralar ile kontrol edilerek hastane yerine ev konforunda fizik tedavi yapılabilmesi; akıllı ev kavramının sağlıklı ev kavramına dönüştürülmesi de diğer yenilikler arasında sayılabilir.”
Tele sağlık ve bakım hizmetlerine talep arttı
“Sosyal bakım ve sağlık hizmetlerine ihtiyaç duyan kişilerin daha uzun süre bağımsız olarak yaşayabilmelerine yardımcı olan bu sistemler alarm, sensör ve diğer donanımları içeriyor. Uzaktan takibe olanak tanıyan bu mobil hizmetler, ihtiyaç halinde bakımdan sorumlu hizmet personelini uyarmaya yarayan düğmelerden başlayarak, sensörler sayesinde otomatik olarak devreye giren yangın ve su baskını alarmlarına uzanan geniş bir uygulama yelpazesinden oluşuyor. Tele sağlık ve mobil sağlık hizmetlerinde yaşanan yeniliklere özellikle yardıma muhtaç yaşlı ve hasta kişilerin kullanımına sunulan elektrikli sensörler ile kapı, pencere, buzdolabı gibi araçların ve ev içindeki diğer ihtiyaç alanlarının otomatik olarak kontrol edilmesini örnek verebiliriz. Yakın zamanda uzaktan koruyucu sağlık hizmetleri ve mobil sağlık hizmetleri alanında en az dünyada olduğu kadar Türkiye’de de yeniliklere tanık olacağımızı söyleyebiliriz.”