Sağlıkta bilgiler ‘sağlıklı’ bir biçimde bütünleşiyor
Sağlık sektöründe hastanın, doktor ve hemşirenin bütünleşik bilgi paylaşımı, süreçlerin kısalması, beraberinde azalan maliyet, kontrol ve tüm tarafların memnuniyeti demek. Bilişim sektöründe farklı uygulamalar bu yolda önemli bir bütünleştirici güç ve bunun bir örneği, InCare.
“InCare; Türkiye’nin, TÜBİTAK destekli ilk yoğun bakım bütünleşik klinik bilgi sistemi” bilgisini veren BDY Bilişim Ar-Ge ve Yazılım Geliştirme Direktörü Özgür Öztürk, bu sistemle ilk etapta hastaya, ardından doktora ve hemşireye yardımcı olmak istediklerini vurguladı. Geliştirme sürecinde tıp doktorlarından da destek aldıklarını söyleyen Öztürk, test amaçlı kullanıcıların ardından, bu yıl bazı noktalarda ürünü kuracaklarını hatırlattı. Öztürk, proje ile ilgili detayları şöyle paylaştı:
Projeye ne zaman başladınız ve bu çalışmada hangi aşamadasınız?
Yoğun Bakım Entegre Klinik Bilgi Sistemi projesi, Zirve Şirketler Grubu’na bağlı BDY Bilişim çatısı altında teknik olarak 10 Ocak 2013 tarihinde başladı. Bu tarihe kadar TÜBİTAK proje başvurusu ve ön değerlendirme gibi süreçlerden geçildi. Geldiğimiz noktada Ar-Ge sürecini geride bırakmış durumdayız. Ürünümüzü yoğun bakım klinikleri ile görüşecek noktaya getirdik. Bu anlamda irtibat halinde olduğumuz yerler mevcut. Yazılım geliştirme faaliyetlerinin doğası itibariyle, geliştirilen ürünler o ürünü kullanan kurum ile birlikte gelişiyor, güncelleniyor. Özellikle sağlık sektörü için geliştirilen yazılım ürünleri için bu çok belirgin bir durum. InCare adını verdiğimiz bu ürün de, yoğun bakım kliniklerine girdikten sonra o kliniğin özel ihtiyaçlarına göre güncellenebilir olacak. Ürünün altyapısı buna müsait.
Bu sistem, gerek hastanelere gerekse hastalara ne gibi faydalar sunuyor?
InCare Yoğun Bakım Entegre Klinik Bilgi Sistemi projesinde amacımız öncelikli olarak hastaya, sonra da doktora ve hemşireye yardımcı olmak. Ürünümüzün çalışacağı yoğun bakım kliniğinde bir ‘yardımcı unsur’ olarak görev yapmayı hedefliyoruz. Yoğun bakım klinikleri ve orada çalışan insanlar, ister doktor ister hemşire olsun, gerçekten çok yoğun çalışan insanlar ve görevleri çok ciddi. Bu ürünün faydalarını aslında kategorize ederek anlatmak lazım.
Doktorlar ve hemşireler için InCare neler getirecek?
Yoğun bakımda yatan hastalar için her gün yapılması gereken birçok işlem var ve bu işlemler hastaların bulunduğu yer itibariyle çok önemli. Örneğin, hastalar için iş emirleri (order) oluşturulması, ilaçların belirlenmesi, bu ilaçların zaman programlarının yapılması, skorların hesaplanıp değerlendirilmesi, HBYS gibi dış sistemlerden o hastaya ait verilerin alınması gibi pek çok işlem var. Yazılım bu işleri mümkün mertebe otomatize ediyor. Örneğin, hastalar için iş emirlerinin oluşması, ilaç ve ilaç saatlerinin belirlenmesi, saati gelen işlerin, ilaçların ilgili kişilere hatırlatılması, ilaç etkileşimleri gibi konularda ilgili personelin uyarılması, HBYS ya da PACS gibi sistemlerden gelen verilere bu ürün üzerinden doğrudan ulaşabilme imkânı, hasta skorlarının hesaplanması ve skor tarihçesinin tutulması, hasta ile ilgili verilere hastanenin her yerinden mobil cihazlar aracılığı ile ulaşılması, hasta verilerinin görselleştirilmesi ve anlamlandırılması gibi pek çok konu yazılımın görevleri arasında. Belirttiğim gibi, amaç; yardımcı bir unsur olmak.
Peki ya hastalar?
Burada asıl konu yoğun bakım hastaları tabi. Yoğun bakım hastalarına birtakım cihazlar bağlı. Bu cihazlardan gelen veriler de geliştirdiğimiz ürünün içerisine akıyor. Bu veriler üzerinde doktorlar kendi kurallarını ya da cihazdan bağımsız olarak alarm mekanizmalarını kurgulayabiliyorlar. Bununla birlikte, doktorların yıllar içerisinde oluşturdukları tecrübelerine göre kendilerine ait hasta skor sistemleri olabilir. Bu özel skor sistemlerini de ürüne bütünleştirebiliyorlar. Burada temel olarak, hasta ile ilgili yapılması gereken işlerin unutulmamasını sağlamak ve hastaya uygulanacak tedavi noktasında ona teknik olarak yapabileceğimiz yardımı yapmayı hedefliyoruz. Doktorların hastalara uyguladıkları tedavi sürecinde onlara gerekli ve yeterli verileri sağlamak, doktorların ve hemşirelerin hastaları daha hızlı bir şekilde takip etmelerine yardımcı olmak yine ürünün görevleri arasında.
Bu çalışmada kaç kişi görev alıyor?
Bu projede, yazılım geliştirme faaliyetleri anlamında 7 kişi görev alıyor. Ürünün geliştirilmesi sırasında İstanbul’da ve Ankara’da beraber çalıştığımız tıp doktoru hocalarımız oldu. O hocalarımız ile ilişkilerimizi devam ettireceğiz. Satış ve pazarlama konusunda da kadromuz var.
Sistem, hastanelerde kullanılıyor mu?
Ürünümüz henüz çok yeni. Ticarileştirme faaliyetleri yeni başlamış durumda. Dolayısıyla ticari olarak ürünü sattığımız bir yer yok. Fakat test amaçlı olarak kullanıcıları mevcut. Şu anda görüşmelerini devam ettirdiğimiz, bize ulaşan ve ürünü kliniğinde kullanmak isteyen noktalar var. Bu yıl içerisinde ürünü kuracağımız yerler olacak.
TÜBİTAK desteği, bu sistemle ilgili görüşmelerde nasıl bir referans?
TÜBİTAK, kontrollü bir proje geliştirme süreci sunuyor aslında. Dolayısıyla, bu tarz bir projenin TÜBİTAK tarafından izlenmesi, bizim böyle bir sorumluluk altında bu işi yapmamız işe ayrı bir ciddiyet katıyor. Görüştüğümüz kişi ve kurumların bu noktada çok olumlu yaklaşımları oluyor.
Sistemi hangi açılardan geliştirmek gündeminizde?
Ürünü daha klinik profesyonellik seviyelerine çekmek ana hedeflerimizden birisi. Daha önce de bahsettiğim gibi ürün, gireceği kliniklerde ister istemez bir evrim geçirecek. Mutlaka daha iyi yönde gelişecek. Bu ürünün devamı olacak başka proje fikirlerimiz de var. Bunu paylaştığımız tıp doktorlarından olumlu tepkiler alıyoruz. Dolayısıyla, şirket bünyesinde bu projenin devamı olacak başka projeler şu an hazırlık aşamasında.
Bu yapıyı geliştirmek için yerli ve yabancı melek yatırımcılarla, risk sermayesi şirketleri ile bağlantılar kuruyor musunuz?
Şu an bu tarz girişimlerimiz yok. Tamamen ürüne ve pilot uygulamalarına odaklanmış vaziyetteyiz. İleride bu tarz bir ürüne ilgi duyan yatırımcılar ya da şirketler ile tabi ki görüşebiliriz.
