Sanallaştırma veri depolama merkezleri üzerinde beklentileri artırıyor


Sanallaştırma ile veri depolama sistemlerinin dönüşümü incelendiğinde, veri depolamanın önemi tekrar ortaya çıkıyor. Uzmanların görüşü sanallaştırma ile birlikte veri depolama sistemlerine yönelik beklentilerin arttığı ve ihtiyaçların farklılaştığı yönünde birleşiyor. Veri depolama sistemlerinin üreticilerinin de bu ihtiyaçlara cevap vermek üzere performans, güvenlik ve süreklilik anlamında bir değişim çabası içersinde oldukları öne çıkan dönüşümlerden bir tanesi.
Anadolu Bilişim Hizmetleri Veri Merkezi Hizmetleri Müdürü Yakup Kadri Ünal, sayısal evrenin önümüzdeki yıl yüzde 50 oranında genişleyerek 4 zetabayt olması beklendiğini ve bu doğrultuda hem veri depolamaya hem de veriyi anlamlı şekilde analiz edecek iş zekası çözümlerine yönelik talebin artacağını belirtti. Bu anlamda önümüzdeki dönemde BT kaynaklarının merkezileşerek veri merkezleri ve servis sağlayıcılar tarafında toplanacağını belirten Ünal, sanallaştırma teknolojisinin gelişmesinin de bu eğilimi destekleyici bir rol oynayacağını söyledi.
Sanallaştırmanın, gerek sunucu, gerek masaüstü veya uygulama sanallaştırması bakımından değişen boyutlarda veri depolamaya ihtiyaç duyduğunu belirten Bilişimcim Genel Müdürü H. İbrahim Arslan, sunucu sanallaştırma durumunda, sunucu üzerinde çalışan uygumaların veri depolama ihtiyacı konusunda belirleyici olduğunu söyledi.
Fiziksel sistemler ile kurumsal verilerin kesintisiz saklanmasının çok maliyetli ve riskli olduğunu fakat daha verimli çalışan sanal sistemlerin BT yöneticilerinin imdadına yetiştiğini söyleyen Glasshouse Türkiye Kıdemli Danışman Fuat Altındal sanal sistemlerle artık verilerin hızlı şekilde erişilebilir ve kesintisiz olarak kullanılabilir hale geldiğini söyledi.
KoçSistem Teknoloji Çözüm ve Hizmetleri Satış Grup Yöneticisi Özlem Kestioğlu ise sanallaştırma kullanımının yaygınlaşması ile veri depolama sistemlerinin de daha güvenli, kolay ulaşılabilir, şekillendirilebilir ve esnek yapılar haline geldiğini söyledi.
Bilişim dünyası tamamen sanallaştırma tarafına yönelmekte olduğunu söyleyen Oracle Türkiye ve Orta Asya Bölgesi Donanım Satış Direktörü Serdar Sayar, çok yakın bir gelecekte bütün kurumların sanal makineleri daha çok kullanacağını öngördüklerini belirtti.
Sanallaştırma öncesinde veri depolama altyapısının oldukça basit olduğuna değinen Oytek Bilişim Sistemleri Müdürü Kudret Gülcan, sunucular üzerinde 1-2 uygulamanın çalıştığını ve veri depolama ihtiyacının oldukça düşük olduğunu ifade eden Gülcan, sanallaştırma ile veri depolama sistemleri ve kanal kapasitelerindeki performans problemlerini engellemek için de tiering ve flash disk kullanımlarının arttığını ifade etti.
Sanallaştırmanın, veri depolaması ve güvenliği açısından BT’yi olumlu bir şekilde dönüştürerek, maliyetleri azaltmayı ve çevikliği artırmayı vaat ettiğini belirten Symantec Güneydoğu Avrupa ve Türkiye Bölge Teknoloji Müdürü A. Burak Sadıç bu dönüşümde fiziksel ve sanal ortamları adresleyen etkili bir strateji kurulması ve yedeklenmesi ile güvenlik gibi hizmet düzeyi süreçlerini etkileyen zorlukların üstesinden gelinmesinin hayati önem taşıdığına dikkat çekti.
Teknoser Kurumsal Sistem Çözümleri Müdürü Ahmet Kahraman ise sanallaştırma çözümlerinin kullanılması ile sunucu sistemlerinde konsolide olmasıyla, daha yüksek oranda kullanımdan dolayı veri depolama tarafında da beklentilerin artmaya başladığını ifade etti.
Treo Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü Evren Ballı, sanallaştırma adı verilen kaynak paylaştırma ya da birleştirme teknolojisi ile veri depolama cihazlarının kullanımı ve yeteneklerinin arttığına
dikkat çekti.
Ballı şunları ekledi:
“Üreticiler veri depolama cihazlarının yönetimini sanallaştırma platformları üzerinden yapabilmek adına yeni uygulamalar ve ara yüzler çıkarmıştır. Hatta sanal sunucuların replikasyonunda sunucu üzerindeki servisin bütünlük garantisini vermek için bir takım paketler çıkartan üreticilerde mevcuttur.
Sanallaştırılmış sistemler üzerine hazırlanan birçok sanal veri depolama cihazı bulunmakta ve bunların şirketlere kazandırdıklarının yanında maliyetleri oldukça düşüktür.”
Sanallaştırma yapısı, BT tarafındaki tüm yazılım ve donanım ihtiyaçlarının yeniden yapılandırılmasına sebep olduğunu belirten Turcom Kurumsal Sistem Çözümleri Proje Yöneticisi Levent Çelikbaş, ağ ve sunucu yapılarının iyileştirilmesinin yanısıra, tüm sanal makinelerin üzerinde çalışacağı veri depolama ünitelerinin ise eskiye göre çok daha yetenekli ve güvenilir olma gerekliliğine dikkat çekti.
Siztek Kurucu Ortağı Elzer Hara ise sanallaştırmada sunucu kaynaklarının veri depolama sistemleri ile bütünleştirilmesinin önemine vurgu yaptı. Uygulamaların ana kaynağı olan CPU gücü ve bellek ihtiyacının sunucular tarafından karşılanırken, IOPS ve kapasite gibi ihtiyaçların diskler tarafından karşılandığını söyleyen Hara, bu disklerin merkezileştirilmesinin hem süreklilik, hem büyüme esnekliği hem de performans açısından birçok katkı sağladığını söyledi.
Diğer bir sanallaştırma – veri depolama sistemi ilişkisinin ise bu sistemlerin sanallaştırılıp kullanıcıya sunulabilmesi olduğunu söyleyen Hara, fiziksel katmanda kaç adet HDD, hangi tip HDD yada nasıl bir veri depolama HW kaynağı olduğu ile ilgilenilmeden, ön tarafta ihtiyaç duyulan IOPS ve kapasite değerlerine uygun bir veri depolama sistemi ile hizmet verilebildiğini belirtti.
Sanallaştırma ile veri depolama sistemlerine yönelik beklentilerin değiştiğini söyleyen İnnova Teknoloji Çözümleri Grup Yöneticisi Ersel Karşal, sanallaştırmanın yaygınlaşması ile depolama ortamlarında ve veri koruma süreçlerinde yeni ve farklı ihtiyaçların ortaya çıktığını belirtti. Sanal ortamlarda sunucuların veri depolama alanını kullanımında farklılıklar oluştuğunu söyleyen Karşal, geleneksel yöntemde kullanıcı hareketlerinden kaynaklı I/O oluşurken, sanal ortamlarda aynı anda onlarca işletim sisteminin, çok daha sık isteklerle I/O isteği oluşturduğunu belirtti.
Prolink Sistem Mühendisi Emren Turan ise sanallaştırma ile birlikte birçok farklı iş yükünün aynı platform üzerinde çalışır duruma geldiğini söyledi. Bu yapı ile birlikte farklı iş yüklerinin oluşturduğu farklı gereksinimlere yanıt verebilmek için veri depolama sistemlerinde verimlilik, esneklik, performans ve yönetim konularında yeni özellikler sunulduğunu belirtti.
TurkNet Teknik Operasyon Sistem Birim Müdürü Tardu Demirel, sanallaştırmanın verimlilik, yönetilebilirlik, donanım konsolidasyonu, yedeklilik, güvenlik konularında sağladığı avantajlar ile son beş yıla damgasını vuran önemli bir teknoloji olduğunun altını çizdi. Bulut bilişimin temel olarak sanallaştırma teknolojisi üzerine inşa edildiğini söyleyen Demirel, sanallaştırma ile fiziksel kaynaklar üzerine sanal kaynaklar atanması sağlanırken, bulut bilişim de ise dağıtık sanal kaynaklar üzerinden IaaS, ITaaS, PaaS, SaaS gibi farklı katmanlarda hizmet sunulmasının sağlandığını belirtti.
Emobil Genel Müdürü Erhan Çevik ise konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Sanallaştırma teknolojisinin belkide en önemli parçasının veri depolama sistemleri olduğunu düşünecek olursak, tabiki onların dönüşümlerinde de ne denli rol oynadığını tahmin etmek çok da zor değil. Kurumların kullandıkları uygulamaların artışı ve buna bağlı olarak veri boyutunun her geçen gün büyümesi ile gerek sunucular ile ara bağlantı, gerekse disk okuma ve yazmalarındaki performans ihtiyacı, veri depolama cihazlarının dönüşümlerini daha da hızlandırıyor.”
Sanallaştırmanın en optimum şekilde kullanılabilmesinin, arka planda düşünülerek hazırlanmış veri depolama ve ağ sistemlerine bağlı olduğunu belirten Turkcell Global Bilgi Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı A.Fahri Arkan, sanallaştırmayla birlikte bu altyapının da geleneksel depolamadan uzaklaşarak sanal ortamlar olarak geliştirilmesini sağladığını ifade etti. Arkan, farklı döngülere sahip verilerin yaşam döngülerine uygun alanlarda depolanması, az kapasite ile yüksek miktarda verinin saklanması ve verilerin lokasyon bağımsız erişilebilir olmasının sanallaştırma altyapısında kullanılan veri depolama sistemlerinin olmazsa olmazları arasında olduğunu belirtti.
EMC Sanallaştırma Uzmanı Burak Uysal ise konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
“ Hızla yaygınlaşan sunucu sanallaştırma teknolojileri ile beraber, depolama sistemlerinin de, fiziksel ortamlarından bağımsız kılınarak sanallaştırılması yaygınlaşıyor. Disk kapasitesini belirli disk sistemlerine bağlı olarak kullanmak ve yönetmek yerine, disk sanallaştırması kullanarak toplam disk yapısını bir veya birden fazla havuz olarak yönetebilmek mümkün. BT yöneticilerinin öncelikleri de sanallaştırma ve artan veri miktarının yönetilmesi olarak değişti. Her geçen gün daha fazla iş kritik uygulamalar sanal ortamlara taşınıyor. Bu da, uygulamaların değişen ihtiyaçlarını hızlı bir şekilde adresleyen altyapı ihtiyaçlarını doğurdu. Yeni nesil veri merkezlerinin temel bileşenlerinden bir tanesi, yaratılan sanal sunucuların performans ihtiyaçlarını karşılayacak güçlü çok çekirdekli (multi-core) işlemciler oldu. Blok tabanlı(SAN), dosya tabanlı, obje tabanlı farklı ihtiyaçları tek bir veri depolama ünitesi ile adresleyebilen “bütünleşik” çözümler de yeni nesil veri merkezlerinin temel bileşenleridir. Böylece farklı ihtiyaçlar, tek bir ürün ile cevaplanabiliyor ve artan veri miktarını yönetim kolaylığı elde ediliyor.”
Veri depolamadaki kapasite kullanım problemleri için sanallaştırmanın bir çözüm olarak ortaya çıktığını ifade eden Proline İcra Kurulu Başkanı Mehmet Doğanyiğit, sanallaştırma projelerinin başarıya ulaşmasının, sanallaştırılacak ortamın doğru analiziyle mümkün olduğunu söyledi. Doğanyiğit şunları ekledi:
“Sunucuların işlemci, bellek ve disk ebatlarının yanı sıra sunucuların üzerinde çalışan uygulamaların I/O yapma biçimleri de iyi analiz etmede önemli rol oynuyor. Lokal disklere yapılan I/O işlemlerinin hepsinin toplanarak bir depolama ünitesinin üzerine yapıldığı düşünüldüğünde veri depolama ünitesinin, bütün sunucuların performans isteklerini karşılayacak şekilde tasarlanması gerekiyor.”
İşlemci hızlarının, uygulamaların ihtiyaç duyduğu performansın daha da ötesine geçmesinin sanallaştırmaya yönelik teknolojilerin hızla yaygınlaşmasında önemli etkenlerden biri olduğunu söyleyen Bizcon Teknoloji Uygulamaları Direktörü Arda Berkman, sanallaştırmanın temel olarak bir şeyin birden çok kopyasını tek bir şey üzerinden yürütmek anlamına gelidiğini belirtti. Sanallaştırmanın BT bazında başlıca ağ sanallaştırması, yedekleme sanallaştırması ve sunucu sanallaştırması şeklinde üç ana başlık altında yer aldığını Berkman, genel amacın ise, ölçeklenebilir iş yükünü geliştirirken yönetimsel görevleri merkezileştirmek olduğunu sözlerine ekledi.
Avnet Teknoloji Türkiye İş Geliştirme Müdürü Harun Öztürk ise sanal ortam için gerekli performansı sağlayan ve sanal makinelere ait tüm veriyi bünyesinde barındıran, ayrıca yedekleme ve replikasyon teknolojileri ile bütünleşik çalışan ortak nokta olduğundan dolayı, veri depolama sistemlerinin sanallaştırmanın kalbi olduğunu belirtti.
Kritik uygulamaların sanal ortamda performans kaybı yaşamadan, iş sürekliliğini gözeterek çalışabilmesinin, veri merkezlerinde sanallaştırmayı çok daha önemli bir yere taşıdığına değinen Erkan, bu gelişmelerle birlikte sanallaştırma yazılım üreticilerinin, veri depolama ürünleri ile daha bütünleşik çalışabilmek için, belirli bütünleştirme noktaları (VADP, VAAI, VASA) oluşturma yoluna gittiğini, böylelikle sanal katman ile veri depolama ünitelerinin çok daha performanslı ve çok daha bütünleşik çalıştığını sözlerine ekledi.
Sanallaştırma ile birlikte veri depolama sistemlerinin kullanımının ciddi olarak yaygınlaştığını belirten Double-Take Availability Türkiye Distribütörü Stratus Teknik Müdürü Erkan Tuğral, günümüzde sanallaştırma yapan neredeyse her işletmede, sanallaştırmanın sunduğu ekstra nimetlerden (vMotion, Livemotion vb.) faydalanabilmek için küçük boyutlu da olsa depolama cihazlarının kullanıldığına değindi. Ayrıca sanallaştırma ile test sistemi kurmanın kolaylığına dikkat çeken Tuğral, şirketlerde gerçek sistemler kadar, büyük test sistemi verileri oluşmasının da, daha fazla disk alanı ve dolayısıyla depolama sistemi ihtiyacı yarattığını belirtti.