Sektör ve ölçekten bağımsız ‘süreklilik’ devri


Birkaç yıl öncesine kadar belli başlı sektörlerde tercihen büyük ölçekli şirketlerin gündemi olan iş sürekliliği yatırımları, gelişen uygulamalar sayesinde her ölçekte ve sektörde şirketin hizmetinde. Bulut odaklı çözümler, bu yayılımı daha da hızlandıracak.
Faaliyet gösterilen sektör ne olursa olsun, iş sürekliliği ve sürdürülebilirlik her kurumun kârlılık ve büyüme hedefleri için en önemli unsurlardan biri. TurkNet Ürün Yönetimi ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Rana Karaküçük’ün tabiriyle, belki de birincisi. İnternet üzerinden sunulan e-ticaret, portal tarzı hizmetler hızla büyürken, şirketler için altyapı hizmetlerinde süreklilik ve kesintisiz desteğin özellikle rekabet açısından belirleyici olduğu gerçeğinden yola çıkan Karaküçük’e göre, bu açıdan bakıldığında yoğun ziyaret alan, e-posta, e-ticaret, sanal barındırma ve içerik sağlama hizmetleri veren, sunucu üzerinde çeşitli internet uygulamaları çalıştıran, ara bağlantı ihtiyaçları olan, operatör altyapı hizmetlerine ihtiyaç duyan kurumların enerji kesintileri, hat kesintileri, bant genişliği ve kapasite sorunları ile zamanlarını kaybetmemeleri gerek.
IBM Küresel İş Hizmetleri İş Sürekliliği ve Altyapı Hizmetleri Yöneticisi Ali Gündüz’ün de dikkat çektiği gibi, içinde bulunduğumuz konjonktürde her tip işletmenin öngörülebilir olaylara karşı olduğu kadar, beklenmedik durumlara karşı da hazırlıklı olmaları ve çevik bir şekilde yanıt verebilmeleri gerekiyor. Ama bu her zaman kolay olmayabilir. Gündüz, “Türkiye özelinde düşünüldüğünde, kurumların finansal ve iş gücü kaynaklarının kısıtlı olması, kendi varlıklarını daha özenle koruma ihtiyacını doğuruyor” diyerek şu detayları paylaştı: “Türk sanayisinin ve iş dünyasının büyük çoğunluğunun olası deprem ve doğal afet risklerine yatkın bölgelerde yer alması bu ihtiyacı artırıyor. Marmara bölgesinde ve tüm ülke genelinde yaşanan depremler ve sel felaketleri, talihsiz nedenlerden ötürü kurumların karşı karşıya kalabileceği sorunları ortaya koyan örneklerin başında geliyor. Ayrıca Türkiye ekonomisinin gelişmesi doğrultusunda yürürlüğe konan yeni yönetmelikler, iş sürekliliği hizmetini çeşitli sektör şirketleri açısından zorunlu hale getiriyor.”
Oracle Türkiye ve Orta Asya Bölgesi Satış Danışmanlığı Direktörü Sedat Zencirci’ye göre artık neredeyse her sektör, iş sürekliliğini çok fazla önemsiyor. “Bir kurum vardır ki on dakikalık bir kesintiye bile tahammül edemeyebilir” diyen Zencirci, “Bu iş kolunuzla çok alakalı bir şey, büyük veya orta ölçekli olmakla çok alakalı olduğunu düşünmüyorum. Önemli olan ölçek değil, yaptığınız iş” açıklamasını ekledi.
StorageCraft Türkiye Ürün Müdürü Can Erginkurban’ın da işaret ettiği gibi, geçtiğimiz yıllarda yalnızca finans kurumları ve büyük ölçekli şirketler bu alana yatırım yaparken, BT altyapısının genişlemesi ve hemen her verinin sayısal ortamda işlenir duruma gelmesi sonucu her ölçekten işletme kendi imkânları doğrultusunda bir şekilde iş sürekliliği yatırımlarına ağırlık veriyor.
İş sürekliliği, her sektörün önceliği halini aldı
EMC Kıdemli Teknoloji Danışmanı Emin Çalıklı’ya göre, artık Türkiye’de iş sürekliliği kültürünün oluştuğunu söylemek mümkün. Bugün olağanüstü durum, merkezi ve felaket kurtarım merkezi gibi tanımlar artık yabancı tanımlar değil. Birkaç sene öncesine kadar, iş sürekliliği amacı ile kurulan merkezlerdeki sistem ihtiyaçları çoğunlukla ana sistemlerden çıkan eski donanımlarla sağlanırken, Çalıklı’ya göre, günümüzde iki merkezde de yaşayan güncel sistemler için yatırım yapılır hale geldi.
İnform Elektronik Pazarlama Müdür Yardımcısı Kubilay Han Çetiner, iş sürekliliği için sektör farkı ayrımı kalmadığı gibi, sektördeki şirketlerin ölçeğinin de iş süreklilik yatırımı için ayırt edici özellik teşkil etmediğini vurguladı. “İş sürekliliği konusunu sektörlerden ve şirketlerden bağımsız olarak kişiler seviyesine bile indirgeyebiliriz” örneğini veren Çetiner, şunları ekledi: “Son dönemde sürekli gelişme kaydeden akıllı telefon pazarında bile tüm kişisel veriler olası bir kayba karşı servis sağlayıcı ve teknoloji üreten şirketler tarafından yedekleniyor. Bu konu bile iş sürekliliğinin ne kadar önemli bir hale geldiğinin en açık göstergesi.”
Turkcell Global Bilgi Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı A. Fahri Arkan’ın da işaret ettiği gibi, bilişim, bankacılık, telekomünikasyon, enerji, ulaşım gibi, kesinti tahammülü en az olan, iş sürekliliğini sekteye uğratacak riskleri göze alamayan büyük ölçekli kuruluşlar, bu alanda yatırımlara daha fazla bütçe sağlıyorlar. Bununla beraber, günümüzde iş sürekliliğindeki aksamalardan etkilenmeyecek bir sektör neredeyse hiç yok. Bu gerçekten yola çıkan Arkan, “İş sürekliliği kesintilerine tahammül dereceleri farklı olsa da, her kurum ya da kuruluş, bu alanda yatırımları gündeme almak, işleyiş sistemlerini bu yatırımlar ile güvence altına almak durumunda” yorumunu yaptı.
Sürekliliğin kaynağı bulut oluyor
Double-Take Availability Türkiye Dağıtıcısı Stratus Teknik Müdürü Erkan Tuğral da, yakın bir zamana kadar ağırlıklı olarak finans kuruluşları, büyük ölçekli şirketler ve büyük kamu kurumlarının bu başlık altında yatırımları gündemlerine alırken, “Günümüzde temel süreçleri BT altyapısına sıkı bir şekilde bağlı, verilerinin kaybı şirket yaşamını ciddi şekilde etkileyecek her boyuttaki şirket iş sürekliliği yatırımını gündemine almış durumda” yorumunu yaptı. Tuğral, bu noktada bulut servisleriyle ‘kullandığın kadar öde’ mantığında olan iş sürekliliği sağlayacak veri merkezi şirketlerinin de kısa vadede pazarın lider konumuna yerleşeceğine inandıklarını eklemeden geçmedi.
Siztek ortaklarından Barış Kuşak, önde gelen holding, üretim şirketleri, telekomünikasyon ve finans sektörü oyuncularının bu konularda çeşitli çözümler uyguladıklarını söyledi. “Bu şirketlerin büyük kısmı buradaki altyapıları iyileştirme ve geliştirme konularında çalışmalar yapmakta” diyen Kuşak, “KOBİ başlığında orta ve büyük ölçekli şirketleri, 2013 ve önümüzdeki dönemleri ciddi olarak iş sürekliliği konusunda yatırımlara başlayacak” yorumunu da ekledi.
GlassHouse Türkiye Ankara Satış Yöneticisi Neşe Bayar’ın da dikkat çektiği gibi, iş sürekliliği konusunda lokomotif grup şüphesiz PCI, Basel II ya da SOX gibi uluslararası standartlara ve düzenlemelere uyum zorunluluğu olan kurumlar. Bu kurumlar arasına son giren ve hızla en önemli oyuncular arasına yerleşen sektör ise Bayar’a göre, bulut operatörleri. Zira bu sektörün kendini kanıtlamasıyla birlikte, iş sürekliliği çözümlerini mevcut imkânlarla kendi içinde tamamlamak zorunda olan pek çok şirketin birinci tercihinin, iş sürekliliği yatırımlarının teknolojik kısımlarını bulut servisleriyle tamamlamak şeklinde olması kaçınılmaz görünüyor. Bayar, “Ama bunun ilk aşaması, bu operatörlerin güvenilirliklerini kanıtlayıp devamlılık konusunda güven veren bir çizgide olduklarını ispat etmeleri” eklemesini yaptı.
Mirsis Genel Müdürü ve kurucu ortağı Gül Düzgider ise şu yorumları yaptı: “Günümüzde kurumların büyüklüğüne ya da faaliyet alanına göre yaptığı iş sürekliliği yatırımları farklılaşsa da, bu tarz çalışmaların verilen hizmetin sürekliliği ve iş ilişkisinin devamlılığı adına büyük ya da küçük ölçekli tüm şirketler tarafından önemle ele alınması gereken bir konu olduğunu düşünüyoruz. Finans ve bankacılık sektörü başta olmak üzere, telekomünikasyon, ulaşım, kamu gibi yüksek risk içeren ortamlarda faaliyet gösteren kuruluşlar için bu özellikle gerekli.”
KÖTÜ DENEYİMLER DERS OLABİLİYOR
MALİYET AVANTAJI FARKI
BULUT BİLİŞİMDE YATAN FIRSATLAR
“Uygulamaları bulutta barındırma iş kritik uygulamaların kesintiye uğramaksızın ve düşük maliyetle barındırılmasını kolaylıkla sağlamaktadır. Bu sayede planlı ve plansız kesintilerin kontrolü, altyapı maliyetini karşılama, test ve bakımını yapma gibi iş yüklerinin altına girilmesinin önüne geçilebilecek. Sunduğumuz farklı katmanlardaki farklı çözümlerle, kurumların iş sürekliliği hedeflerine ulaşmalarına yardımcı oluyoruz. Burada kurumlar çözümlerini kendi bünyesinde barındırmayı da tercih edebilirler, çözümlerini bulutta konumlandırmayı da tercih edebilirler ya da melez çözümlerle servis verebilirler.”
ŞİRKETE ÖZEL BİR YAPILANMA GEREK