Veri depolama ve sanallaştırmada yeni çözümler


Veri depolama konusunda gerek geleneksel gerekse sanallaştırma çözümleri içeren birçok seçenek kurumlara sunulmuş durumda. Uzmanların görüşlerine göre veri depolamada konusunda tekilleştirme, klonlama, sıkıştırma ve katmanlandırma gibi birçok çözümün yanında bulut bilişimin sağladığı olanaklardan da yoğun bir şekilde faydalanmak mümkün. Özellikle verimlilik ve maliyet açısından bulut bilişim üzerinden sağlanan çözümler şirketlere büyük avantajlar sağlıyor.
Anadolu Bilişim Hizmetleri Veri Merkezi Hizmetleri Müdürü Yakup Kadri Ünal, özellikle sanallaştırma teknolojilerinin şirketlere kattığı esnekliğe dikkat çekerek, ihtiyaç olarak şirketlerin herhangi bir felaket durumunda kesintisiz çalışmalarını destekleyecek Olağanüstü Durum Merkezi hizmetlerinin ön plana çıktığını belirtti. Bulut bilişim üzerinden “kullandığın kadar öde” modeli ile veri depolama hizmetlerinin esnek bir şekilde kullanılabildiğini belirten Ünal, ortak bir veri depolama altyapısı kullanarak ölçek ekonomisi sağlaması, Tekilleştirme, sıkıştırma, Application Avare Archive Teknolojisi gibi çözümlerle maliyet ve performans yönünden fayda sağlandığını söyledi.
Ünal, ortak veri depolama altyapısı kullanmayı tercih etmeyen müşterilere, dedike disk havuzları üzerinden yüksek hızlı I/O (Input/Output) hizmetininin tiering teknolojisi kullanılarak SSD, SAS ve SATA disk havuzu oluşturarak ve tercihe göre otomatik ayarlama seçeneği ile sunulduğunu sözlerine ekledi.
Avnet Teknoloji Türkiye İş Geliştirme Müdürü Harun Öztürk ise fiziksel sunuculardaki işlemci ve belleklerin ortak kullanımına ek olarak disklerin ve ağ bileşenlerinin de sanallaştırılarak tamamen yazılım tarafından yönetilen veri merkezleri kurulması ihtiyacı doğmasına yönelik olarak, sanallaştırma yazılımı üreticilerinin, mevcut sanallaştırma yazılımı ile bütünleşik çalışabilecek, yönetim, izleme, otomasyon ve felaket kurtarma çözümlerini de geliştirme yoluna gideceklerini belirtti.
Bizcon’un küçük ölçekli sanallaştırma projelerinden büyük ölçekli sanallaştırma altyapılarına kadar çözüm sağladığını belirten Bizcon Teknoloji Uygulamaları Direktörü Arda Berkman kurumların ihtiyaçlarına göre sanallaştırma projelerinde VMware, Netapp, EMC, HP, Dell ve Microsoft çözümlerin mevcut olduğunu sözlerine ekledi.
EMC Sanallaştırma Uzmanı Burak Uysal sunucu sanallaştırma ile sanallaştırma teknolojilerine başlamış olan birçok şirketin, depolama ve ağ altyapısında bu teknolojiyi gerçekleştirmek istediklerini belirtti. Uysal, şirketlerin BT ihtiyaçlarını, esnek bir altyapıya sahip, tamamı sanallaştırılmış, otomasyon kullanan, kendini optimize edebilen, kullanıcı tarafında kaynak tahsisi yapılabilen, dinamik bir bulut mimarisi üzerine kurulmuş bir altyapı üzerinden karşılamayı istediklerinin altını çizdi.
Windows Server 2012’nin, yeni geliştirilmiş özelliklerinden bahseden Microsoft Türkiye Sunucu ve Bulut Platformu Ürün Pazarlama Yöneticisi Kadir Şener, SQL veritabanlarının sanallaştırılmasında kullanılan Hyper-V, ağ sanallaştırması, depolama alanlarında sanallaştırma, bulut ölçeğinde sunucu yönetimi için, 2400’ün üzerinde cmdlet sağlayan Powershell gibi uygulamalarla çözümler sunduklarını belirtti.
Oracle Türkiye ve Orta Asya Bölgesi Donanım Satış Direktörü Serdar Sayar ise şunları söyledi:
“Oracle tarafından bakılırsa; NAS Depolama Sistemleri, SAN Depolama Sistemleri, Teyp Kütüphanesi Çözümleri, Flash Depolama Sistemleri, Depolama Ağı Çözümleri ve Veri Depolamaya yönelik yazılım çözümleri Oracle’ın genel veri depolama çözümlerini oluşturmaktadır.”
Oytek Bilişim Sistemleri Müdürü Kudret Gülcan ise tiering, deduplication gibi özelliklerin artık veri depolama sistemlerinde birer ek özellik olarak gelmediğini belirtti. Tiering için flash disklerin kullanımının oldukça yaygın olduğunu söyleyen Gülcan, çok yoğun I/O yapan ortamların sadece flash disklerden oluşan veri depolama sistemleri de kullanabildiğini belirtti.
Turcom Kurumsal Sistem Çözümleri Proje Yöneticisi Levent Çelikbaş, mevcut ekipmanın teknolojisinin uygun olması durumunda, yeni geçilecek sanal yapıda da kullanılmasının, başlangıçtaki maddi yükün hafiflemesi için önemli olacağını belirtti. Çelikbaş, farklı marka ve modeldeki veri depolama ünitelerinin tamamını ya da büyük bir kısmını yönetecek, heterojen yapılara adapte olabilecek ürünlerin seçiminin, ilerleyen zamanlardaki büyüme ihtiyaçları için de büyük avantaj sağlayacağını sözlerine ekledi.
Siztek Kurucu Ortağı Elzer Hara, kurumun gerçek talebine en uygun çözümlerin, uygulamalar kurum yapılarında çalıştırılarak, iops, kapasite, responsi time ve benzeri performans kriterleri üzerinden belirlenmesinin sağlıklı olacağını belirtti. Bu tarz çözümlerin şu anda geleneksel veri depolama sistemlerinden daha fazla bir yatırım gerektiriyor gibi görünmekle beraber, aslında orta ve uzun vadede toplam sahip olma maliyetini düşürdüğünü sözlerine ekledi. Hara sözlerine şöyle devam etti:
“Ayrıca, yeni nesil veri depolama sistemlerinde, bütün bu özelliklerin yanısıra, hayat boyunca ihtiyaç duyabileceğini tüm yazılımsal fonksiyonların artık ücretsiz ve ürünle beraber geliyor olması da maliyet faktöründe inanılmaz bir avantaj sağlıyor, zira eski nesil ya da geleneksel veri depolama sistemlerinde bu tip yeni özellikler ve fonksiyonlar sağlayan yazılımlar ek ücretle tedarik ediliyor.”
İnnova Teknoloji Çözümleri Grup Yöneticisi Ersel Karşal, İnnova tarafından sunulan sanallaştırma çözümlerinin, hem sunucu hem de veri depolama sistemleri katmanında donanım kaynaklarından bağımsız hale gelmeyi sağlayan ve bulut mimariye geçmek için altyapı bileşenlerini oluşturan çözümler olduğunu belirtti. Karşal, tek bir donanım üzerinde, birden fazla uygulamanın birbirinden izole olarak çalışmasını sağlayan sanallaştırma çözümleri sayesinde, donanıma yapılan yatırımın tam anlamıyla verime dönüştüğünü ifade etti.
Software AG Türkiye Başkan Yardımcısı Gökhan Arıksoy ise şunları söyledi: “Kamu sektörünün ve şirketlerin sahip olduğu yüksek değer taşıyan bilgilerin tüm süreçlerde en iyi şekilde yönetilmesi gerekir. Bunun da mutlak bir iş zekâsı gerektirdiği muhakkak. Bu nedenle son yıllarda “İş Süreçlerine Dayalı İş Zekâsı” (Process Intelligence) adı verilen sistemlere yönelik eğilim artmaya başladı.”
Arıksoy, Industry 4.0 veri dizgilerinden aktarılan verilerin, büyük veri kaynaklarıyla ve yerinde konuşlandırılan işlem verileriyle bütünleştirilmesinin, kurumlara 360 derecelik gerçek zamanlı bir pazar öngörüsü sağladığını da belirtti.
Matris Bilişim Teknolojileri Bilgi Teknolojileri Danışmanı Tolga Şentekin ise konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Veri depolama sistemlerinde en önemli ihtiyaç olarak, verinin kesintisiz olarak ulaşılabilmesi ve veri depolama ünitesi katmanında bu verilerin günün şartlarına çok çabuk uyum sağlaması olarak ortaya çıkıyor.Günümüzde, herhangi bir sebepten veri akışının kesilmesi sanallaştırma ortamının tamamını etkileyebildiği için, en önemli faktör kesintisiz 7/24 çalışan bir ortama sahip olmaktan geçiyor.
Kurumlar kesintisizliği sağladıktan sonra ikinci adımda verilerin kaynakta sınıflandırılması, hızlı ve güvenli şekilde verinin işlenebilmesi adımlarına önem veriyor. Kendi içerisinde bu tutarlılığı sağlayan kurumların bir sonraki adımı ise felaket kurtarma sistemlerini konumlandırmak oluyor.”
Turkcell Global Bilgi Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı A. Fahri Arkan ise Türkiye’de de geleneksel sunucular üzerinde veri depolamaya bağlı bilgi işlem yönetiminin yerini hızlı bir şekilde sanal veri depolamaya bıraktığını söyledi. Arkan, veri kaybını önleyebilmek amacıyla yedekli veri depolama yapılarının yanı sıra, yedekleme stratejilerinin belirlenip farklı ortamlara yedeklerinin alınmasının da ihtiyaçlar arasında yer aldığını belirtti. Replikasyon, tekilleştirme ve ölçülü kaynak sağlayan yazılımların da sanal veri depolamada büyük önem teşkil ettiğine değinen Arkan, şirket olarak merkezi verilerini İstanbul ve İzmir’deki iki ayrı veri merkezinde yöneterek güvenliğini de hem veri merkezi bünyesindeki yedekli yapılarla hem de tekilleştirme tabanlı ayrı VTL kutuları ile sağladıklarını sözlerine ekledi.
Bireysel anlamda kullandığımız sabit diskler, USB bellekler ve bulut temelli veri depolama çözümleri işimizi kolaylaştırdığını söyleyen Türk Telekom Kurumsal Müşteri Başkanı Mehmet Ali Akarca benzer bir ihtiyacın bireysel ihtiyaçlardan farklı olarak, kurumlar için çok daha büyük ölçekte ve yüksek güvenlikli depolama çözümleri şeklinde geliştiğini söyledi. Sanallaştırmanın güvenli depolama, kesintisiz iletişim ve esneklik avantajları ile bu ihtiyaca uygun çözümleri kolay bir şekilde üretilebildiğini söyleyen Akarca, Türk Telekom veri merkezi üzerinden sunulan BuluTT Depo, BuluTT Sunucu, BuluTT Göz, BuluTT E-posta, Barındırma servisleri gibi birçok hizmetle müşteri ihtiyaçları karşılanabildiğini ifade etti.
Veri merkezinde sunulan hizmetleri “Co-location Alan Hizmetleri,” “Co-location Bant Genişliği Hizmetleri,” “Yönetilen Hizmetler” ve “Bulut Hizmetler” olmak üzere dört ana grup altında topladıklarını söyleyen TurkNet Teknik Operasyon Sistem Birim Müdürü Tardu Demirel, 1U ile 42U (Tam Kabin) arası alan kiralamanın yanı sıra, 6/12 kabinlik kafes kiralama seçenekleri de sunduklarını söyledi. Demirel, TurkNet olarak bulut bilişim hizmetlerinde sanallaştırmanın avantajların yanı sıra, sanallaştırma teknolojisi olarak VMware vSphere ESXi 5 platformu kullandıklarını belirtti.
Artan kapasite ihtiyaçlarına karşı tekilleştirme ve sıkıştırma gibi çözümlerin geliştirilerek sistemlerin verimliliğinin artırıldığını söyleyen Prolink Sistem Mühendisi Emren Turan performans konusundaki ihtiyaçlara yönelik olarak da veri depolama veya sunucu sistemleri üzerinde SSD/Flash tabanlı katmanlandırma çözümleri sunulduğunu sözlerine ekledi.
Sanallaştırmanın getirdiği yönetim kolaylığı ile sistemlerin konsolide olduğunu fakat veri depolama sistemlerinde meydana gelen kapasite artışı ile sistemin yönetimi daha zor bir hal aldığını belirten KoçSistem Teknoloji Çözüm ve Hizmetleri Satış Grup Yöneticisi Özlem Kestioğlu, depolama sistemlerinde daha verimli kaynak kullanımının sağlanması için tekilleştirme (deduplication) ve thin-provisioning yetkinliklerin gerekli olduğunu ifade etti.
Farklı sağlayıcıların ürettiği veri depolama ürünlerine örnek veren Glasshouse Türkiye Kıdemli Danışmanı Fuat Altındal, tekilleştirme (de-duplication), klonlama (cloning), ihtiyaca uygun RAID mimarisi ve sanal alan kullanımı (thin provisioning) olarak söylenebilir. Uygulamanın ihtiyacına göre verinin depolandığı sistemlerde farklı teknolojiler kullanılarak çok daha verimli bir şekilde veri iletişimi sağlanabilir. Artık akıllı veri depolama sistemleri üzerinde barındırılan datanın sınıflandırmasını yapabiliyor ve verimli kullanabilme adına en uygun disk ortamına otomatik taşıyabiliyor.
Cloudturk Genel Müdürü Mustafa Yazıcı ise veri depolama yapılanmasındaki asıl amacın, verilerin her an kullanıma hazır olması olduğunu vurguladı. Yazıcı, kendilerinin de Google ve Facebook gibi depolama alanı ağını (Storage Area Network [SAN]) kullanmadıklarını belirtti. Onun yerine dağıtık depolama çözümünü (Distributed Storage System [DSS]) tercih ettiklerini ifade eden Yazıcı, DSS’in herhangi bir SAN çözümünün sunabileceğinden çok daha fazla yedeklilik ve dayanıklılık seviyesine ulaşmalarına olanak verdiğini belirtti.
Veri depolamada SAN/NAS/DAS çözümleri ile bugüne gelindiğini söyleyen Bilişimcim Genel Müdürü İbrahim Arslan, artık veri depolama konusunda yeni bir yaklaşım gerektiğini sözlerine ekledi. Arslan, klasik yaklaşımların maliyet ve ölçeklenme açısından yetersiz kalmalarından dolayı Nutanix gibi yeni üreticilerin artık bu büyük uygulamalarda kullanılan veri depolama yaklaşımını tüm diğer kurumlara sunan çözümler ortaya koyduğunu belirtti. Nutanix çözümünün esasında SAN/NAS gibi sonradan çıkmış, varlığını daha çok IOPS limitasyonlarına borçlu olan çözümleri ortadan kaldırmak olduğunu söyleyen Arslan artık işlemci ile veri depolamayı aynı platformda, buluşturmanın Nutanix tarzı teknolojilerle mümkün olduğunu sözlerine ekledi.