Veri merkezi tercihleri yeniden şekilleniyor


Değişen ihtiyaçlar doğrultusunda şirketlerin veri merkezlerinden beklentileri dönüşüyor.
Büyük veri ve bulut bilişim gibi kavramlar, veri merkezlerinin yapısını ve kurumların beklentilerini kökten değiştirdi. Süreklilik olmazsa olmazlar arasında ilk sırada yerini alırken veri merkezi seçimlerinde dikkate alınan kriterler değişiklikler göstermeye başladı.
Uzun vadede hedef maliyet kontrolü
Kurumların, artan veri miktarına paralel olarak veri merkezlerine daha fazla önem verdiklerini gözlemlediklerini belirten EMC RSA Özel Müşteriler Müdürü Vedat Finz, “Kurumlar her bir bağlantı tipi için ayrı veri depolama platformu almak yerine, bütün bağlantı ve veri tiplerini destekleyen bütünleşik veri depolama platformlarını tercih ediyor. Bunu yaparken de elbette güvenilir, hızlı ve uzun vadede maliyet kontrolü sağlamayı amaçlıyorlar” ifadelerini kullandı.
Kendi çözümleriyle ilgili bilgiler veren Finz, şunları söyledi:
“Bizim teknoloji çözümlerimizin faydaları kaynak kullanımının optimize edilmesi yoluyla işletme maliyetlerinin düşürülmesine birçok sistemi sunuyor. Karmaşıklığın ve veri merkezinde kapladığı alanın azaltılmasıyla enerji tüketiminin azaltılmasına kadar uzanıyor. Aynı zamanda, iş hayatının değişen ihtiyaçlarına karşılık verebilme ve talep üzerine çok kısa bir zaman içerisinde BT hizmetleri sunabilme esnekliğine sahip dinamik bir ortam yaratarak şirketlere çeviklik kazandırıyor. Bütün bu faydalar sayesinde, kuruluşlar BT altyapısının bakımına daha az harcama yaparak ana işlerine daha fazla yatırım yapabiliyor. Müşterileri için yeni hizmetleri pazara daha hızlı sunabiliyor. Böylece müşterilerine sundukları hizmet kalitesini artırmalarına, yeni müşteriler kazanmalarına ve mevcut müşteri tabanlarını korumalarına yardımcı olmuş oluyoruz. “
Büyük veri bakış açısını değiştirdi
Bütün dünyanın ‘big data – büyük veri’den konuştuğu günlerde doğal olarak veri merkezlerine olan bakış açısında da değişim olduğunu belirterek sözlerine başlayan İnnova Teknoloji Çözümleri Grup Yöneticisi Ersel Karşal, “Öncelikle, veri merkezlerinin verimli yönetiminin kurumların operasyonel giderlerinde ciddi tasarruf sağladığını tespit etmek gerekiyor. Uluslararası birçok araştırma, bu tasarruf oranının yüzde 20’ler seviyesine kadar çıkabildiğini ortaya koyuyor” dedi.
Kurumlar veri merkezinin bir zorunluluk değil, bir ihtiyaç ve kendilerine rekabet avantajı sunan bir araç olduğunu fark etmiş olduğunu sözlerine ekleyen Karşal, “Güçlenen internet altyapısı ve bulut servislerindeki gelişimlerle kurumların İnnova gibi güvenilir ve güçlü servis sağlayıcılara olan inancı da aynı şekilde artıyor” beyanında bulundu.
Planlı olmak yerine günlük çözümler tercih ediliyor
KoçSistem Teknoloji Çözüm ve Hizmetleri Satış Grup Yöneticisi Özlem Kestioğlu’na gore, günümüzde iç veya dış denetimlere tabi olmayan şirketler, günlük operasyonel işleri, bütçe kısıtları ve güvenlik konusunda yetkin olmayan iş ortakları sebebi ile planlı ve stratejik güvenlik yaklaşımları yerine, günlük pratik çözümler ile ilerlemeyi tercih edebiliyor. “Bu pratik çözümler ile belirli bir düzeyde, ağ ve son kullanıcı güvenliği sağlayabilmek mümkün olsa da uçtan uca bir güvenlikten bahsedilmesi mümkün olmamaktadır” diyerek sözlerini sürdüren Kestioğlu, iç ve dış denetime tabi olan şirketlerin, kurumsal güvenlik stratejileri ile uyumlu bir politika işletmek durumda olduğunu belirtti. Kestioğlu son olarak, bu şirketlerin güvenlik ihtiyaçlarını karşılamakta yaşadığı en büyük sıkıntı ise yetkin insan kaynağı olduğunu vurguladı.
Deneyimli bir danışma grubu gerekiyor
Şirketlerin tercihlerini yönlendiren birçok başlık olduğunu aktaran Microsoft Türkiye Sunucu ve Bulut Platformu Yöneticisi Kadir Şener, “Bulut bilişime uyum sağlamak üzere veri merkezinin sanallaştırma yetkinliklerinin artırılması, BT kaynaklı operasyon maliyetlerinden tasarruf edilmesi, mobil çalışmaya uyum sağlamak için yeni nesil teknolojilerin veri merkezine uyarlanması, performans ve genişleme amaçlı sunucu ve işletim sistemi güncellemeleri, depolama ihtiyacının artması ve felaket kurtarma yeteneklerinin iyileştirilmesini bu sebepler arasında saymak mümkün” ifadelerini kullandı.
Veri merkezi kurulum işi, çok detaylı bir araştırma ve analiz süreçlerini içeren uzun soluklu bir çalışma gerektirdiğine dikkat çeken Şener, sadece BT değil, iklimlendirme, elektrik, inşaat, yangın önleme gibi birçok disiplinin birbiriyle koordineli çalışmasını gerektiren bir sürece ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi. Şener, bu işi yapmanın en iyi yolunun deneyimli mühendislerden oluşan bir danışma grubu eşliğinde proje öncesinde ihtiyaçları şekillendirmek ve alınan kararlara sadık kalmaktan geçtiğini belirtti.
Çevreci yaklaşım bilinci oluşmadı
İhtiyaçlar arasında en önemli kısmın iş sürekliliği olduğunu söyleyen Proline Teknik Müdürü İbrahim Erturan, özellikle ağ açısından yedekliliğin ön plana çıktığını vurguladı. Çevreci yaklaşımlar da önemli olan ve dünyada birçok örneği bulunan bir başka boyut olsa da ülkemizde maalesef bu düşünce yeterince benimsenmiş olmadığına değinen Erturan, “Özellikle veri merkezleri artık BREAM ya da LEED sertifikasına göre tasarlanıyor ya da bu sertifikalara göre inşa ediliyor. Binanın bitmesi ile birlikte yapı söz konusu iki sertifikasyondan hangisine proje aşamasında kayıt ettirildiyse daha sonradan ona göre sertifikalandırılıyor” dedi.
Şirketlerde veri merkezi altyapı ve enerji yatırımlarında son dönemlerde Toplam Sahip Olma maliyeti ve düşük PUE (Power Usage Efficiency – Güç Kullanım Verimi) oranının önem kazandığına işaret eden Erturan, “Günümüz dünyasında enerji maliyetlerinin yüksek olması ve güç tüketiminin paralelinde soğutma ihtiyaçlarının da yüksek maliyetli olması nedeni ile veri merkezi projelerine yatırım yapan şirketler, daha planlı, ihtiyaçlar paralelinde genişleyebilen, verimli, işlevsel veri merkezleri oluşturmayı amaçlıyor” şeklinde konuştu.
Güvenliği garanti edecek merkezlere eğilim var
“Günümüzde veri merkezi yatırımlarında, değişken iş hedefleri, buna paralel olarak artan kurumsal ihtiyaçlar ve teknolojik eğilimler belirleyici faktör oluşturuyor” diyerek sözlerine başlayan Telehouse İstanbul Genel Müdürü Alper Selçuk, “Pazar dinamikleri gereği kurumların bilgiye hızlı, ihtiyaç duyulduğu anda, zaman ve mekan bağımsız fakat güvenli olarak ulaşma ihtiyacı, bilgi teknolojilerinin etkin ve verimli kullanmasının önemini arttırıyor” şeklinde görüş belirtti.
İnternetin gelişmesi, yüksek kapasite ve trafik gerektiren uygulamaların artması, iş süreçlerinin online platforma taşınması, sosyal ağlarda paylaşılan verinin hızla artmasının önemine değinen Selçuk bu durumun sonuçlarını şu şekilde özetledi:
“Kurum ve kuruluşların sunucu barındırma ihtiyaçlarını kendi konumlarında karşılamasını efektif olmaktan çıkarttı. Altyapı, erişim ve işgücü anlamında arzulanan sürekliliği sağlayacak yatırımların yapılması ve her ay değişkenlik gösterebilecek bu ihtiyaçları karşılamak için kaynak ayrılması gerekliliği kurumları veri merkezi hizmeti sağlayan firmalara yönlendiriyor. Firmaların bu ihtiyaçları için altyapı yatırımı (UPS, klima, jeneratör, elektronik güvenlik, yangın söndürme vb.) yapma gerekliliğini ortadan kaldıran veri merkezleri; yer, işletme, insan kaynağından da tasarruf edilmesini sağlıyorlar.”
Şirketlerin en önemli varlıkları haline gelen verilerinin güvenliğini ve işlerinin devamlılığını sağlamanın zor ve maliyetli olduğunun bilincinde olduğunu belirten Selçuk, bu durum için kalifiye eleman bulmak ve yönetmenin de oldukça zor olduğunu söyledi. “Bu sebeplerden ötürü, iş sürekliliği ve veri güvenliği konularında uzman, felaket durumlarında şirketlere veri kaybı yaşatmayacak, en kısa sürede operasyonların tekrar çalışmasını sağlayacak ve verilerinin güvenli ortamlarda depolandığını garanti edecek veri merkezi sağlayıcılarına büyük yönelim var” diyen Selçuk kurumlar için veri merkezlerinin tercih edilme nedenlerini şu şekilde sıraladı:
“İş sürekliliğinin sağlanması, verilerinin güvenli ve profesyonel ortamlarda depolanması ve yedeklenmesi, enerji, iklimlendirme ve altyapı maliyetlerinde tasarruf sağlanması.”
Sistemlerin sürdürülebilir olması gerekiyor
Doyma noktasını önlemek gerekiyor
HP MEMA Bölgesi Pre-Sales Uzmanı Hakan Durgut, veri merkezi yatırımlarında birincil yönlendiricileri aşağıdaki zorunluluklarla özetledi:
“ Maliyetlerin düşerken verimliliğin artma ihtiyacı,
“ Hizmet Seviyesi Anlaşması (SLA),
“ Yeni iş talepleri ve hızlı servis ihtiyacı,
“ BT organizasyonlarının ve kaynaklarının doyma noktasına gelmesini önlemek.
Durgut’a gore, veri Merkezleri yatırımlarındaki öncelikler ise konsolidasyon, sanallaştırma ve güvenlik ve merkezi yönetim olarak gözüküyor.
Kurumların hangi konulara dikkat ettiğine değinen Empatiq Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tolga Ertem şunları söyledi:
“Yaygın olarak tümleşik iletişim altyapısının veri merkezi üzerinde planlanmasın baş faktör her yerden kesintisiz, yedekli ve hızlı erişim sağlama gibi başlıklardır. Felaket kurtarma yapıları da göz önünde bulundurulduğunda tümleşik iletişimin devamlılığının da önemli olduğunu söyleyebiliriz.”
Kurumlar artık verinin sahip olunan en değerli bilgi olduğunun ve bilginin de çağın en değerli kavramları arasında yer aldığının farkında olduğunu belirterek sözlerine başlayan Anadolu Bilişim Hizmetleri Veri Merkezi Hizmetleri Müdürü Yakup Kadri Ünal, “Stratejilerini bu gerçekliğe paralel bir şekilde oluşturmaya gayret ediyorlar. Ayrıca küçük ölçekli şirketler, büyük ölçekli şirketlerin veri merkezi yatırımlarından nasıl avantaj elde ettiklerini görerek bu alana daha fazla odaklanıyorlar. Artık Türkiye’de kurumlar belirli güvenlik, performans ve sürdürülebilirlik kriterleri karşılandığında tereddüt etmeden veri merkezi hizmetlerinden faydalanmayı daha ekonomik ve doğru bir seçim olarak değerlendiriyorlar” dedi. Ünal’ın verdiği bilgilere göre, veri merkezi hizmetleri pazarı Türkiye’de 2012 yılında 350 milyon dolar seviyesinde. Ayrıca, pazarın bu bölümü ortalama yılda yüzde 18 civarında bir büyüme gösteriyor ve genel olarak veri merkezi hizmetlerinin müşteri tabanı Türkiye’nin en büyük şirketlerinden oluşuyor.
Veri merkezi yatırımlarında şirketler için yönlendirici konuların başında; kurumların değerli verilerinin güvenliğinin sağlanması ve verilerin tek bir noktada toplanıp alanında uzman ekipler tarafından yönetilmesi geldiğine dikkat çeken Ünal, “Şirketler tarafından dikkat edilen bir diğer kriter ise herhangi bir olağanüstü durumda felaket kurtarma hizmetini de alabiliyor olmak. Bu kapsamda yedekten geri dönme süresindeki hız ve performans değerlerinin iş sürekliliğini kesintiye sokmayacak makul değerler içerisinde yer alması da şirketlerin yatırım kararlarını etkileyen unsurlardan birini oluşturuyor” şeklinde konuştu.