Veri merkezleri enerji verimliliği ve modüler sistemler üzerine kuruluyor


Günümüzde veri merkezi altyapıları için gündemde enerji verimliliği sağlayan, aynı zamanda genişlemeye göre tasarlanmış modüler sistemler yaratan teknolojiler var. Her geçen gün artan veri ve uygulama sayısına paralel olarak daha karmaşık hale gelen veri merkezlerinin güçleşen yönetimini destekleyen teknolojiler de gündemdeki teknolojilerin bir diğer kısmında yer alıyor. Bu doğrultuda da veri merkezlerinde sanallaştırma, yedekleme ve bulut bilişim teknolojileri kullanılıyor. Son dönemde ise bulut bilişim hizmetleri kapsamında kuruluşlar, BT altyapı teknolojilerine yatırım yapmaktansa bu hizmetleri bulut bilişim altyapısı üzerinde servis olarak satın almayı değerlendirmeye başlıyor.
Yeni strateji sanallaştırmayı şeffaflaştırmak
Cisco İş Geliştirme Yöneticisi Özay Uyanık’a göre de günümüzün veri merkezi altyapılarında, programlama, sanallaştırma ve ağ kaynakları birbirinden bağımsız ayrı adalar gibi ve her adanın sanallaştırma ile ilgili farklı bir perspektifi bulunuyor. Her siloyu yönetmek giderek maliyetli ve çeşitli kırılma noktaları ile kontrol edilmesi zor bir hale geliyor. Buna alternatif yeni çözümün sanallaştırmayı şeffaflaştırmak olduğunu belirten Uyanık, kendi stratejilerinin de bu doğrultuda olduğunu belirtti. Veri merkezlerlerinin geleceğinde sanallaştırma ve özel bulut mimarilerinin ana rolü üstleneceğine inandıklarını da dile getiren Uyanık, şöyle konuştu: “Veri merkezi 3.0 mimarimizdeki ürünler tamamen sanallaştırma ve bulut mimarisini destekleyecek şekilde geliştirildi. Mimarinin temeli tamamen BT operasyonel giderlerini azaltmak, enerji, soğutma, kablolama, yer gibi giderlerini minimum seviyeye indirmeye dayanmaktadır. Buna neden gerek duyuyoruz; Gartner’a göre 2010 sonu itibariyle günümüzde kullanılan veri merkezlerinin yüzde 50’sinin gücü ve soğutma kapasitesi yüksek yoğunluklu ekipmanın taleplerini karşılamaya yetmeyecek. Sadece açık, akıllı bir ağ platform, adalar arasında görünürlük sunarak otomasyon ve veri merkezi altyapısına dinamik konfigürasyon sağlayabilir” şeklinde konuştu.
Veri merkezleri altyapıları da dönüşüm yaşıyor
Probil Proje ve Servis Hizmetleri Yöneticisi Cem Tokbay’a göre artık kurumlar, düşük enerji kullanımı ve yüksek özellikli ürünlere veri merkezlerinde daha fazla ihtiyaç duyuyor. Buna bağlı olarak da yüksek kapasiteye sahip veri merkezleri şu anda bir dönüşüm içerisine girmiş durumda. Bu dönüşümü tetikleyen faktörlerin başında sanallaştırma teknolojilerinin ve sunucu donanımlarının gelişmesi ve güçlenmesinin geldiğini ifade eden Tokbay, “Veri merkezlerinde sunucu donanımı olarak ‘rack’ tipi sunuculardan şasi (blade) tipi sunuculara hızlı bir geçiş başlamıştır. Bir diğer eğilim ise verilerin sunuculara doğrudan bağlı olan sabit diskler yerine, Storage Area Network (SAN) adı verilen merkezi yapıların üzerinde tutulması. Artık verilerin yanı sıra işletim sistemlerinin ve işletim sistemlerinin üzerine kurulan programların kendileri bile SAN’lar üzerinde yer alabiliyor.
Disk alanlarındaki bu konsolidasyon da yedekleme, yönetim, boş kapasitenin verimli kullanılması gibi avantajlar sağlayabiliyor. Artan bant genişliği ile veri merkezlerinde pozisyonlandırılacak anahtarların, yüksek backplane kapasitelerini desteklemesi gerekmektedir. Bu ihtiyaçlar doğrultusunda 10 Gbps portlara sahip anahtarların da yaygın bir şekilde kullanımı başlamıştır. Ancak artan uygulamalar, kullanıcı sayıları ve daha fazla bant genişliği ihtiyacı, teknolojiyi daha yüksek hızlara çıkabilen portları geliştirmeye zorlamaktadır. Sunucuların sanallaştırılması yanında bu sunucuların kullandığı ağ altyapısı da sanallaştırılıyor. Ağ sanallaştırması ile veri merkezi ağı katmanlara ayrılabilmektedir. Bu katmanları oluşturabilmek için ayrı ayrı anahtarlar kulanmak yerine mevcut anahtarlar sanal anahtarlara ayrıştırılırlar” diye konuştu.
KoçSistem Veri Merkezi Çözüm ve Hizmetleri Altyapı Birim Yöneticisi İbrahim Sezgi’ye göre veri merkezlerinde en önemli kriter verimlilik. Enerjiyi verimli kullanmak için işe enerjiyi tüketen noktadan yani BT ekipmanlarından başlamak gerekiyor. Bu noktada sağlanacak 1 Watt’lık tasarrufun veri merkezinin verimliliğine göre toplamda 2,5 – 3 Watt kazanç olarak geri döndüğünü belirten Sezgi, şöyle konuştu:
“Bu amaçla BT ekipman üreticileri de daha az enerji tüketen cihazlar piyasaya sürüyorlar. Diğer yandan BT ekipmanlarının olmazsa olmazı olan enerji ve soğutma konularında sürekli yeni teknolojiler geliştiriliyor. Kabin arası soğutma (in–row cooling), free-cooling iklimlendirme cihazları, yüksek verimliliğe sahip kesintisiz güç kaynakları ve diğerlerinin ortak özelliği enerjiyi daha az kullanarak veri merkezinin verimliliğini yükseltmek. Bu çalışmalar iklimlendirme ve kesintisiz güç kaynakları ile de sınırlı değil. Kabin şirketleri de gelişen sistem odası mimarisine uygun olarak bacalı, kendinden soğutmalı kabinler gibi kabin tasarımı yapmaktalar. Altyapı izleme sistemi üreticileri kabinlerin içindeki sıcaklığı, kabinin çektiği enerjiyi takip eden sistemler geliştirmekte.”
“Yeşil” kavramının yani enerji verimliliğinin birçok alanda öncelikli değerlendirme kriterlerinden biri haline geldiğini belirten Terremark Türkiye Satış Müdürü Hakan Kul’a göre, bir şirketin bilişim teknolojileri ile ilgili harcamaları ele alındığında en önemli kısmın veri merkezlerinde tüketilen enerjiye ödenen masraf olduğu görülüyor. Birçok şirketin yeni bir veri merkezi yapımı projesinde “Yeşil Veri Merkezi” tasarımına odaklanmış durumda olduğunu ifade eden Kul, bu doğrultuda veri merkezi profesyonellerinin gündemini ise şöyle değerlendirdi: “Enerji verimliliğini odağa alan genişletilmeye uygun modüler sistemler veri merkezi altyapısını oluşturma aşamasında değerlendirilen teknolojiler artık. Diğer taraftan veri merkezi profesyonelleri hem ilk yatırım maliyetlerinini hem de operasyonel maliyetleri erteleyen ‘ihtiyaç oldukça öde’ modeli üzerine yoğunlaşmış durumda. Veri merkezlerinde yer alan veri miktarının her geçen gün artması, uygulama sayısının artışı veri merkezlerini karmaşıklaştırıyor ve yönetimini güçleştiriyor. Şirketler, etkin yönetim için bulut bilişim, sanallaştırma gibi teknoloji ve hizmetlere yöneliyor her geçen gün. Verinin artışıyla önem kazanan bir diğer noktada güvenlik ile ilgili çalışmaların da öneminin artması.”