Veriyi ‘en uygun yöntemle’, doğru analiz eden çok avantajlı çıkıyor


Büyük veriyi yönetme becerisi ve mobil yapılardan erişim iş zekâsı uygulamalarında öne çıkan temel başlıklar. Bu yapının doğru kurulması, hızlı veri analizi ile karar alma süreçlerinde de ‘hız’ demek.
Hangi sektörde ya da hangi ölçekte olursa olsun tüm şirketlerin artık karar alma mekanizmalarını hızlandırmaları ve bu doğrultuda gerekli yatırımları yapması gerekiyor. Bu yapıların en doğru biçimde inşası için insan, teknoloji ve süreç perspektiflerini değerlendirmek şart. Birçok araştırma kuruluşunun da önerdiği gibi, iş zekâsı yetkinlik merkezi olarak da düşünülebilecek yapılara sahip olunması, iş zekâsına odaklı bir ekibin olması, iş zekâsında kurumsal kültürün içselleştirilmesi için vazgeçilmez bir unsur. QlickView Genel Müdür Yardımcısı Müjde Işım, en az bunun kadar önemli bir diğer konunun da günümüz koşullarına uygun en doğru teknolojik araçların seçilmesi olduğunu hatırlattı. Kurumun veri yapısının sağlıklı olması da önemli. Çünkü Işım’ın da belirttiği gibi, temiz veriye dayalı bir iş zekâsı uygulaması gerçekleştiremeyen kurumlar, elde ettikleri bilginin doğruluğundan hiçbir zaman emin olamaz. Işım şöyle devam etti:
“Günümüzde, iş zekâsı çözümlerinde, temelde hızlı konumlandırılabilmesi, teknik birimler ve son kullanıcılar için kolay öğrenilebilir olması, farklı veri kaynakları ile kolay bütünleştirilebilmesi, kullanımın kolay olması, büyük veriyi de yönetebilecek yetkinlikte olması, performansının yüksek olması, görsellik ve analiz kabiliyetlerinin fazla olması, her türlü platformdan erişilebilir olması gibi unsurların ön plana çıktığını görüyoruz.”
Tekil veri kolaylığı
Kurumsal müşterilerin iş zekâsı ve iş analizi uygulamalarına yapacağı yatırımları planlarken, verinin iz bıraktığı tüm katmanları düşünmeleri gerekiyor. Bunun için öncelikli olarak kurumsal ve yönetilebilir bir iş zekâsı platformuna yatırım yapmak önemli. Eğer amaç gerçek zamanlı analizler yapmaksa, ilk önce verinin üretildiği kaynaktan anlık bilgiyi alabilecek mekanizmanın sağlıklı kurulması gerekli. Bu noktada SAP Satış Destek Direktörü Ahmet Engin Tekin, disk bazlı teknolojilerin mevcut kısıtları dikkate alınırsa, toplanan tüm verilerin bellek içi yapılarda saklanmasının kaçınılmaz bir zorunluluk olduğuna dikkat çekti. Yüksek miktarda veriyi anlık analiz edebilmenin ön koşulu da verileri bellek içi sistemlerde saklamak. Ayrıca son kullanıcılara, BT desteği almadan veri analizi yapabilecekleri, semantik katman diye adlandırılan raporlama katmanının da sunulması gerekiyor. Semantik katman sayesinde son kullanıcılar kendi raporlarını hazırlayabildikleri gibi, verinin tek doğru tanıma sahip olması sağlanıyor. Tekin bu noktada, iş zekâsı ve iş analizine yapılacak her türlü yatırımın; verilerin toplandığı, saklandığı ve nihai kullanıcılara sunulduğu üç farklı katmanın birlikte tasarlanması sonucunda gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Yatırımın geri dönüşü hesaplanmalı
İş dünyası her geçen gün çok daha verinin üretildiği, bu verilerin çok hızla işlenerek, geç kalmadan karar mekanizmalarda yer alması gereken, hızın başrol oynadığı bir dünya haline geliyor. Microsoft Türkiye Bulut ve İş Platformu Ürün Yöneticisi Gökben Utkun’a göre, burada gözden kaçmaması gereken nokta, doğru altyapının seçimi ve tanıdık bir arayüzle tüm kullanıcılara ulaşabilmek. Bekleme yaşanmadan cevap alabilen, alıştığı bir arayüzü kullanmanın rahatlığını yaşayan kullanıcılar, bu çözümlerin kendilerine sağladığı faydadan hemen yararlanmaya başlayabilir.
İnnova BI&EPM&CRM Çözüm Yöneticisi Barış Taptık’ın da belirttiği gibi, iş zekâsı alanında yatırım kararı alırken konuyu iki perspektiften ele almakta fayda var. Bunlardan biri tercih edilecek iş zekâsı çözümünün kalitesi. Diğeri ise yatırımın geri dönüşü. Burada birlikte çalışılan danışmanlık şirketinin hem teknik hem süreç analizi yapabilme konusunda uzmanlığa sahip olması, projenin başarı ihtimalini de çok yukarı çekiyor. Yatırımın geri dönüşü ise Taptık’a göre, doğal olarak her projede yeniden yapılması gereken bir analiz ve bir yönetim kararı. Her ne kadar yatırımın geri dönüşünü hesaplamak için tek bir standart yoksa da, belli kriterlerin kesinlikle değerlendirilmesi gerekir. Taptık, bunların arasında toplam sahip olma maliyeti, fayda analizi, zaman, yönetim, kurulum ve eğitim süreçlerinin sayılabileceği kanısında.
Kuruma en uygun mimari yapı kurulmalı
Günümüzde kurumsal şirketler işlerini yönetirken kendi sektörlerine uygun performans kriterlerini hesaplar ve içinde bulundukları rekabet ortamına göre gösterge (benchmark) çalışmaları yaparlar. İş zekâsı aslında diğer tüm kararların arkasındaki en kritik karar sistemini sunduğundan, kendi başına olmazsa olmaz bir yatırım olarak görülmeli, KoçSistem Ar-Ge ve İş Uygulamaları Danışmanlık Direktörü Ömer Özgür Çetinoğlu’nun da belirttiği gibi, diğer yatırımları şekillendirmeli.
“Günümüzde iş zekâsı yatırımı yapmayan nerdeyse hiçbir kurumsal şirket kalmadı” bilgisini veren Çetinoğlu’na göre, aslında “Neden” ve “Ne zaman” iş zekâsı sorusundan ziyade şirketler, “Hangi” ve “Nasıl bir iş zekâsı” sorusunu kendilerine sormalı. IBM Türk İş Analitiği Satış Lideri Merve Göral da bu yoruma şu eklemeyi yaptı: “İş zekâsı uygulamaları hayata geçirilirken özellikle mimari yapının ve yeni durum modelinin doğru kurgulanması orta ve uzun vadede sağlıklı bir büyümeye zemin sağlar.”
Hedefler baştan belirlenmeli
Öncelikle her BT projesinde olduğu gibi, iş zekâsı projelerinde de, projeye başlamadan önce kapsamlı bir planlama yapılmalı. Burada eldeki kaynaklar, hangi zamanda ne gibi çıktılar bekleniyor, detaylı şekilde planlanmalı ve paydaşlarla el sıkışılmalı. Oracle İş Zekâsı Danışmanlığı Direktörü Tolga Yıldırım’ın da dikkat çektiği gibi, veri ambarı ve iş zekâsı projeleri, kurumun büyüklüğüne, analiz edilecek veri yapılarının çeşitliliğine ve veri kaynağı sayısına göre karmaşık ve uzun soluklu projeler olabiliyorlar. Bunu göz önünde bulundurarak, fazlar fazla uzun tutulmamalı ve faz sonlarında birtakım kazanımlar ve çıktılar diğer paydaşlarla paylaşılmalı. Yıldırım, bu nedenle, veri ambarı projesinin sonunu beklemeden, iş zekâsı aracıyla bazı analizlerin ve raporların son kullanıcıyla paylaşılmasına başlanmasının iyi olacağı kanısında. Bu arada kurumlar, danışmanlık aldıkları şirketlerden net proje planı istemeliler ve Yıldırım’ın belirttiği gibi, proje sonundan önce elde edilecek kazanımlarla ilgili el sıkışmalılar.
İş zekâsı yatırım kararı alan şirketler mutlaka bu konuda uzman ve tarafsız bir danışmanlık şirketiyle çalışmalı. Intellica Genel Müdürü Kemal Ünaltuna’nın da belirttiği gibi, öncelikleri de bir danışman şirketle belirlemeli ve bir yol haritası oluşturmalılar. Teknoloji ile ilgili kararlar ise bundan sonra alınmalı. Ünaltuna da kademeli yatırım vurgusunu yaparken, “İkinci olarak, iş zekâsı ortamlarını tek bir büyük projede hayata geçirmek yerine belirlenen önceliklere göre hayata geçirmelerini öneriyoruz” bilgisini ekledi.
İhtiyaçlar ve aşamalar saptanmalı
İş zekâsı projelerinde yatırım kararı alınırken öncelikle ihtiyacın doğru tanımlanması gerek. Kurumun ihtiyacının ölçeği, ihtiyacın belirli uzmanlara veya departmana özel olup olmadığı gibi organizasyonel boyutu ve içerik olarak niş kabul edilen ürün ve teknolojilere olan ihtiyacın değerlendirilmesi de önemli başlıklar. Smartiks İş Çözümleri Direktörü A. Utkan Şanda’nın da belirttiği gibi, her halükarda yatırımın yüksek geri dönüşü ve maksimum fayda için uzun ömürlü, kurum geneline hitap eden ve kurumun tamamı için “tek doğru”nun elde edilmesine yönelik stratejiler izlenmesi şart. Bunun için de mevcut ve planlanan teknoloji altyapısına uyum ve iş zekâsı üzerinde uzmanlaşmış bir danışman şirketin kılavuzluğu hayati öneme sahip.
İş zekâsı ve analitik alanda proje yapacak kurumlarda öncelik sırası iş ihtiyaçları ve projelerin verimlilik ve gelir artırma potansiyellerine göre belirleniyor. İş zekâsı projelerinde büyük resmi planlayıp daha kısa sürede çıktı verebilecek fazlandırmalar yapmak daha başarılı projeler olmasını sağlayabiliyor. Teradata Profesyonel Hizmetler Direktörü Ali Rıza Kuyucu’ya göre, projelere başlamadan bu konuda bir analiz ve değerlendirme çalışması yapmak tavsiye edilen bir yaklaşım. Çünkü hedefleri doğru koymak, projelerdeki başarıyı etkileyen en önemli faktörler arasında.
Proline Strateji ve İş Geliştirme Müdürü Serhan Ünalan, şöyle devam etti: “Kurum ve şirketlerin; iş zekâsı uygulamalarını hayata geçirmeden önce özellikle iş süreçlerinin çok net olarak tanımlanmış olması, mevcut verilerin güvenilirliğinden emin olunması ve iş zekâsı uygulamasından nasıl bir çıktı elde etmek istediklerini kararlaştırmış olmaları gerek. Bu aşamalar tamamlandıktan sonra iş zekâsı uygulamasını seçerken, bütünleştirmenin kolay yapılmasına olanak tanıması, ölçeklenebilir ve esnek bir yapı sunması dikkat edilmesi gereken unsurlar.”
Her kurum, faaliyet gösterdiği alan ve iş süreçleri bakımından farklılık gösteriyor. İş zekâsı çözümünün ortaya çıkışında da bu farklılığın getirdiği farklı ihtiyaçlar önemli rol oynuyor. Bu bakımdan Software AG Türkiye Genel Müdürü Nil Bağdan’a göre, en doğru yaklaşım, kurumun özel ihtiyaçlarının saptanarak buna uygun bir altyapının oluşturulmasını gerektiriyor. Yeni nesil iş zekâsı uygulamalarında özellikle kurumsal süreçlerle bağdaşık ve süreç iyileştirmeye yönelik gerçek zamanlı bilgiyi sunmak ön planda. Bu da kurumların veri ya da veri ambarlarından analitik sonuçları çıkarmalarından ziyade, hızlı düşünme ve iyileştirme odaklı bir yaklaşım sergilemelerini gerektiren bir aşama. Çünkü Bağdan’ın da belirttiği gibi, artık “gerçek zamanlı” verilerin yanı sıra “doğru zamanda” harekete geçmek de önem kazandı. Bu noktada gerçek zamanlı veri miktarının günden güne arttığı, değerli olduğu anın çok kısaldığı göz ardı edilmemeli.
VERİNİN DOĞRULUĞUNDAN EMİN OLMALI
VERİ KALİTESİNE DİKKAT EDİLMELİ
DETAYLARI ANALİZ ETMEK, PLANLAMA İÇİN ÖNEMLİ