Yaratıcılığınıza odaklanın, değer yaratın


Teknolojiye destek, katma değeri yüksek ürünler çıkartmak, startup firmalarına destek vermek Gebze Organize Sanayi Bölgesi (GOSB) Teknopark’ın önceliği. Zira inovasyon ticarileştiği zaman verilen tüm destekten fazlasını katma değer olarak ülkeye kazandırabilmek hiç de zor değil.
Türkiye’de 60’ın üstünde teknopark var ve bunların 50’den fazlası aktif. Teknoparkların temel özelliklerinden biri teknoloji ile katma değeri artıracak firmaların ve teknolojilerin oluşturulması ve GOSB Teknopark da bu aktif teknoparklar içinde ihracatta ilk 5 teknopark içindeyiz. “Yani temel hedef olan Ar-Ge ihracatını yapıyoruz” diyen GOSB Teknopark Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) Direktörü Tolga Bildirici, diğer teknoparklar arasında üniversitesiz bir yapı olarak önemli bir noktada olduklarına işaret etti. Teknoparkın özelliği bir girişim ekosistemi yaratmak, bu ekosistemde belirli bir büyüklüğe gelinceye kadar firmaların ayakta kalabilmesini sağlamak. Tolga Bildirici, kendileri için bu başlıktaki kriterleri de sıraladı. Bunların bir tanesi ihracat. Yani desteklenen firmaların ülkeye getirisi nedir? Buna ihracatla, ithal ikamesi ile bakmak mümkün. Bu; cari açığı kapatacak bir adım sonuçta. Yaratılacak işler doğrultusunda istidamı artırmak ve işsizliği küçültmek. “Tüm teknoparkların hedeflerinin bu üç kriter olması gerektiğini de birçok yerde söylüyoruz” diyen Tolga Bildirici ile stratejilerini ve hedeflerini konuştuk:
TTO olarak odaklandığınız başlıklar neler?
Öncelikle şirketlerin ürünlerinin ticarileşmesinde, endüstrileşmesinde etkin rol almaya önem veriyoruz. Teknoparkın görevlerinden bir tanesi 4691 nolu yasa gereği, firmalara belli muafiyetler sağlaması. Yani vergi ve SGK muafiyeti gibi başlıkların sağlanması için firmanın teknoparkta bulunması gerekiyor. Bunun için de belirli bir projesi olduğu sürece bunun dahilinde teknoparkta yerini alabiliyor. TTO ise var olan firmaların ürettikleri teknolojinin piyasaya çıkarılması, ticarileştirilmesi, firmanın büyütülmesi, ürünün satılır hale getirilmesiyle daha çok ilgili. Burada bir detaya dikkat çekerek, teknoparkımızı da tanıtmak isterim. Çünkü Türkiye’deki diğer teknoparklardan farklı bir yapı var.
Nasıl bir fark?
Teknoparklar Türkiye’de hep üniversite bünyesi, üniversitenin bir yapısı olarak hayata geçtiği için üniversitenin, üniversite eğitmenlerinin çalışmalarını teknopark firmaları kurarak devam ediyorlar. Yani esas görevleri üniversitedeki çalışmalar. Bizim özelliğimiz ise bir üniversitemiz olmaması. Yasal açıdan gerekli olan ve yüzde 1,5 civarını geçmeyen Sabancı Üniversitesi ve Kocaeli Üniversitesi var. Ama belirttiğim gibi, bunların oranı toplamda yüzde 1,5’i geçmiyor, bunların dışında üniversitemiz yok. Dolayısıyla bizim firmalarımız, aslında tamamen startup’lar, çoğunlukla üniversite ile direkt alakası olmayan küçük firmalardan oluşuyor. Üniversite bünyesinde olmanın ve lokasyonun beraberinde getirdiği farklı dinamikler var. Teknoparkların öncelikli görevi; küçük firmaların ve ihracata dönük işler yapan, yeni teknolojiler üreten, ithalat ikamesi yapan, istihdam yaratan işler yapabilecek katma değer yaratabilecek küçük ölçeli firmalara destek vermek amacıyla çalışmalar hayata geçirmek. GOSB Teknopark özelinde bakarsak, bir üniversitemizin olmaması bir yönüyle önemli bir avantaja dönüşebiliyor.
Söz konusu avantaj start-up’lara nasıl yansıyor?
Bu startup’lar hedefi 12’den, en azından 11’den vurmak zorunda. Çünkü başka şansları yok. Yapımızdaki firmaları incelediğiniz zaman göreceksiniz ki, yaptıkları işler çok özel. Bunların bazıları özellikle yazılım alanında Türkiye standartlarının üstünde işler konusunda potansiyele sahip olmasına rağmen, ister istemez yine bu pazarda iş yaptıkları için potansiyellerinin altında işlerle boğuşuyorlar. Nitelik anlamında firmaları tek tek incelediğimizde, hepsinin farklı bir hikayesi ve son derece enteresan, daha önce yapılmamış konulara odaklandıkları görülüyor. Özgün çalışmalar bu yapıyı farklı kılıyor. Doğal bir eleme var ve yapamazlarsa burada devam edemeyeceklerini biliyorlar. Teknoparkımızın bir farkı da tamamen özel sektör ortaklarından oluşması. Yani üniversite yapısında bulunmayan teknopark sayısı Türkiye’de birkaç taneyse, tamamen özel sektörün ortaklığı ile oluşmuş birkaç teknoparktan biriyiz. Ortaklarımızdan bir tanesi İsrailli Tefen Grubu ve İsrail’de 6 tane teknoparkları var. Diğeri ise Gebze OSB. OSB özelinde bakarsak, Türkiye’nin, hatta Avrupa’nın en büyük ilk üçü içinde yer alan bir yapı. OSB yapımızın dinamik ve endüstriye açık olması, daha hızlı hareket edebilmemiz de bu yapımızdan kaynaklanıyor.
Bünyemizde 140’a yakın firma var. Bunlardan 35-40 tanesi kuluçka firması dediğimiz, daha yeni firma olarak kurulmuş, fikri olan, çalışmasını yapan, sürdürülebilirliği oluşturma çabasındaki firmalar. Biz onlara yol haritası gibi belli destekler, eğitimler sunuyor, belirli etkinliklerle onların ticarileşmesi için yollar açıyor, sermaye bulabilmeleri için etkinlikler düzenliyoruz. Bize dönüşleri ışığında onların ihtiyaçlarını karşılayabilecek olan destekler vermeye çalışıyor, bunların kuluçkadaki şirkeler adına potansiyeline inanıyoruz. Alırken de kuluçka firması olabilmesi için belli kriterlere bakıyoruz.
Bu kriterler neler?
Önce fikre bakıyor, büyüme potansiyeli olabilecek firmalara dikkat ediyoruz. Bu yönüyle her geleni almıyoruz. Mesela kuluçkamızda boş yerler var, ama bunları seçerek dolduruyoruz. Kuluçkada çok sembolik bir fiyat uygulamamız var. Amacımız ise kuluçkaya destek vermek. Üsküdar Üniversitesi, kuluçka merkezini GOSB Teknopark’ta açtı. Böylece üniversitelerle daha da verimli işbirlikleri yaratabileceğimize inanıyoruz. Gebze Teknik Üniversitesi ile bir anlaşma yaptık ve benzer biçimde bir bağlantı ofis açtılar, projelerini bizim teknopark üzerinden devam edecekler.
Peki ya kuluçka dışındaki firmalar?
Bu başlıkta yaklaşık 100 firmamız var. Bunlar kuluçkanın bir üstü. Bunlar içinde daha büyük olanlar da var, büyümekte olan orta ölçekliler de var. Sonuçta belirli bir noktaya gelmiş büyüme aşamasında olup ürünlerini kanıtlamış, projelerini tamamlamışlar. Ticarileşme yolunda biraz daha desteğe ihtiyaçları olabilir, ama bundan sonra onların çoğunun yolu açık. Firmaları aşırı seçerek aldığımız için uzun yıllardır yüzde 100 dolulukla devam ediyoruz. Böylece bir bekleme listemiz de oluşuyor.
Bir girişim bu yapıda yer alabilmek için nelerle size gelmeli?
Öncelikle projesi olmalı, projesini bize detaylı biçimde anlatmalı. Biz projeyi aldıktan sonra Girişimci Kabul Komisyonu yapımız var. Bu komisyona giren girişimci, eğer projeleri uygun bulunur ise teknoparka gelmeye hak kazanıyor. Bu komisyonda herkesin onay vermesi ile girişim kabulü geçmesi gerek. Bundan sonra en önemli bölüm ise teknoparkımızda yer olup olmadığı. Buna bağlı olarak bekleme de ikinci aşama oluyor. Mesela belirttiğim gibi, şu anda yerimiz yok. Ama sirkülasyon oluyor ve böylece bekleyenler yer bulabiliyor.
Teknoparktaki girişimlerin odaklandığı temel başlıklar neler?
Her firma birbirinden çok farklı çalışmalara imza atıyor. Teknoparktaki firmaların yüzde 50’si yazılımcı. Geri kalanın yüzde 20’si ise yazılımla ilgili ama farklı sektörlere hizmet eden firmalar. Misal inşaat sektörüne yazılım odaklı çalışmalar sunuyor. Yüzde 30 da bütün sektörlere yayılmış, enerjiden sağlığa kadar değişen başlıklardan firmalar var.
Stratejiniz ve beklentileriniz neler?
TTO’ların genel anlamda çok verimli çalışmadığını, bu alanda verimlilik için daha farklı bir sistemi denemenin doğru olduğunu düşünüyoruz. Biz kendi sistemimizi yarattık, bu sistem üzerinde belirli projeler yaptık ve bu doğrultuda hareket etmeyi hedefliyoruz. Bizim üniversitemiz, dolayısıyla bilgi birikimi yaratacağımız bir havuzumuz yok. Buna karşılık firmalarımız var ve bu firmalarla da üniversitelerle ilişkiler doğrultusunda hareket etmiyoruz. Biz TTO olarak danışmanlarımızla birlikte endüstrinin ihtiyacı olan şeyleri bulup desteklemeye yönelik çalışmalar gerek ortağımız olan GOSB ile gerekse çevre OSB’lerdeki firmalarla çalışmalar yapıp bunların ihtiyaçlarını bünyemizdeki firmalarla çözmek odaklı projemiz var. Yani bünyemizdeki girişimler için yol haritası sunmayı sürdüreceğiz. Bu projemizi TÜBİTAK’a da sunduk ve orada bu projemiz onaylanarak, TTO’ların geliştirilmesi için devletin verdiği 1601 desteğini almaya hak kazandı.