Bazı gerçekleri kabul etmek gerekiyor…
Teknoloji neredeyse ışık hızıyla yarışıyor, teknolojiyi kullanan kuruluşlar da rekabet konusunda avantaj yakalıyor. Dolayısıyla hiç ummadığınız bir anda ülkenin ya da dünyanın çok farklı bir bölgesinden bir rakibinizi karşınızda bulabiliyorsunuz. Türkiye’nin dinamosu konumunda olan küçük ve orta ölçekli işletmeler yani KOBİ’lerin, diğer kuruluşlar gibi bu gerçeğe inanması gerekiyor. Gerçi rekabetin zorluğunun farkına varıldığını düşünüyorum. Farkına tam varılamayan ya da biraz daha farkındalığın oluşması gereken konu ise bilişim.
Verimli, hızlı ve esnek bir işletmeye dönüşümün yani rekabet edebilir bir konuma gelmenin yolu bilişim teknolojilerinden geçiyor.
ERP, e-defter, e-fatura, CRM, iş zekası, iletişim, mobil teknolojiler, güvenlik, bulut bilişim gibi konular KOBİ’lerin gündeminde yer alıyor. Bulut bilişim konusunda işletmelere yoğun bir bilgi aktarımı olurken, aynı tepki işletmeler tarafından gelmiyor. Bunun en büyük nedenlerini ise güvenilirlik ve önyargılar oluşturuyor. Güven ve güvenilirlilik konusunda ya da diğer konularda ne kadar ön yargı olursa olsun, kısa bir süre sonra bu ön yargılardan vazgeçilmek zorunda kalınacak.