Büyük veri, iş süreçlerinde
Software AG, son dönemlerde farklı şirketleri satın alarak farklı çözümleri bünyesine kattı. Bu gelişmeler doğrultusunda BT ve iş birimlerine farklı yaklaşımlar geliştiren Software AG Türkiye’nin Genel Müdürü Nil Bağdan, sorularımızı yanıtladı.
Software AG son yıllarda birçok şirketi satın aldı. Bu satınalmalarla neler hedefleniyor?
Geçtiğimiz birkaç yıl Software AG’nin dönüşümüyle geçti. Merkezi sistemden açık sistemlere geçiş yaşadı. Burada Software AG, kendi konusunda en iyi çözümü satın alma stratejisini uyguluyor. Belirli bir strateji doğrultusunda yeni ve farklı çözümlere sahip firmaları satın alıp buradaki ürünleri birbirleriyle entegre ediyor. Buradaki vizyona baktığımızda, kurumlarda en can damarı olan alan iş süreçleri. İş süreçlerinizi doğru bir şekilde bilmediğinizde, tasarlamadığınızda ve yapınızı bunun üzerine kurmadığınızda, onun üzerine aldığınız bütün uygulamaların, tüm teknolojilerin, yazılım ve donanımların çok da efektif bir şekilde çalışması mümkün olmuyor. O yüzden de Software AG, yeni çözümleri ile iş birimlerinin; iş süreçlerini tanımlamalarını ve modellemelerini sağlıyor. Hatta bu konuda modelleme de yeterli olmuyor bunu bir şekilde kurumsal sistemlerin içerisine işlemek gerekiyor. Bu kısımda da webMethods’ı satın aldı. webMethods da BT tarafındaki iş süreçlerini yönetiyor. Sonrasında webMethods ile Aris entegrasyonuyla, BT ve iş birimlerinin kendi dünyasını yönettiği ama ortak bir platformda da buluştuğu bir ortam sağlanmış oluyor.
Software AG’nin satın aldığı bir diğer şirket olan Alfabet de şirketlere kurumsal mimari yapısının tasarlandığı, sistemlerin ve servislerin birbirleriyle ilişkilerinin tanımlanıp yönetildiği ve geri dönüşlerin takip edildiği bir ortam sunuyor. Bu teknolojilerin devamı olarak büyük veri alanına da yatırımlarını artıran Software AG, büyük veriyi de iş süreçlerine daha entegre etmeye başladı. Böylece sadece büyük verinin alınması ve saklanması değil, verinin daha önce belirlenen kurallar çerçevesinde anlamlı iş sonuçlarına dönüştürülmesi hedefleniyor.
Bu gelişmeler çerçevesinde iş ortaklarınızı nasıl konumlandırıyorsunuz?
İş ortaklarıyla çalışıyoruz. Kendimiz de proje yapabiliyoruz. İş ortaklarımızı, belirli noktalarda konunun uzmanı olan danışmanlarımızla destekliyoruz. Genelde projelerimizi iş ortaklarımızın anahtar teslimi şeklinde yapmasını destekliyoruz. Danışmanlarımız iş ortaklarımıza belirli konularda destek veriyorlar.
Yerel pazar yaklaşımınız nasıl?
Türkiye pazarına yaklaşımımız aslında küresel ile çok doğru orantılı. Her kurumda, her alanda çözüm sağlayıcı olmak gibi bir isteğimiz yok. Kurumların kendi sektörlerinde değer yaratacağı çözümlere odaklanıyoruz. Biz biraz daha butik projeler yapmayı hedefliyoruz. Hem iş hem de BT ekipleriyle konuşarak projeler geliştiriyoruz. Sadece teknoloji, lisans sağlamak değil, her bir kurumun kendi sektöründeki ihtiyaçlarını anlayıp o ihtiyaçlara yönelik çözümler sağlama şeklinde bir yaklaşımımız var. Böylece iş ortaklarımızın da ciddi anlamda bize katma değeri oluyor. İş ortaklığı konusunda da seçici davranıyoruz. Sadece satış yapacak iş ortakları değil, ürünleri ve sektörü anlayan, çözümlerimizi o sektörün ihtiyaçlarına göre uyarlayabilecek iş ortaklarıyla çalışıyoruz.
Eskiden bilgi işlem kapalı kapılar arkasındaydı büyük veri de öyle. İş süreçlerini ve büyük veri konusunu biraz açar mısınız?
Kurumlar artık müşterilerine sadece yüz yüze hizmet vermiyor. Sosyal medya hayatımıza girdi, mobil dünya var, müşterilerle kurumlar artık farklı kanallar üzerinden temas halinde. Her alanda da hizmet vermek durumundalar. Bütün bunların gelişmesiyle birlikte büyük verinin tutulması konusu konuşuldu. Büyük veri tutuldu ama kurumların çok da işine yaramadı. Sonrasında büyük veri analiz edilmeye başlandı. Ama analiz ettiğiniz zaman geçmişe yönelik olarak analiz ediyorsunuz. Aksiyon aldığınızda artık çok geç olmuş oluyor. Dünya artık öyle ilerlemiyor.
Aksiyon almayı düşünüyorsanız anında almanız lazım. Büyük veriyi iş süreçlerinizden ayrı tutarak, ayrı bir yerde analiz edip, geçmişe dönük olarak inceleyip geleceğe yönelik olarak aksiyon almak şirketlere karlılık avantajı sağlamıyor. Artık büyük veriyi iş süreçlerinize entegre edebilirseniz istediğiniz sonuçları elde edebilirsiniz. Biz de bu yönde bir yaklaşım geliştirdik.
Bu yaklaşım sektörlere nasıl yansıyor?
Müşteriye daha fazla satış yapabilmek ya da müşteri memnuniyetini artırmak adına günümüzde farklı sektörlerden şirketler birbirlerine yaklaşıyorlar ve ortak kampanyalar gerçekleştiriyorlar. Bankalar, perakendeciler, telekom şirketleri ortak bir platformda buluşuyorlar. Bu model her geçen gün biraz daha da artacak ve gelişecek. Biz de bu doğrultuda tüm bu şirketlere çözüm sağlayabilecek bir seviyedeyiz.
Bu çözümlerin bir platforma dönüşmesi olabilir mi?
Bizim farkımız şirketlerin doğru zamanda doğru kişiye ulaşmalarını sağlayacak akıllı teknolojileri sağlamak. Ancak o zaman bir geri dönüşü oluyor. Yoksa çok büyük çabalar sarf ediliyor, paralar harcanıyor ama ne bunu sağlayan firma memnun oluyor ne de tüketici memnun oluyor.
Mesela perakende tarafında böyle bir şeyler konuşuluyor. Bir platform kurulup bütün şirketlerin üye olması ve burada ortak kampanyalar yapılması gibi konulardan bahsediliyor. Tabii bu bir iş konusu. taraftaki iş yapış şeklinin bu noktaya gelmesi lazım ki o noktada biz en doğru teknolojiyi sağlayalım. Ama bu bir BT projesi olmamalı. BT projesi olarak ele alındığında ve arkasında bir iş modeli olmadığında çok başarıya ulaşması mümkün değil.