İnovasyon bir kurum kültürü olarak benimsenmeli
Teknoloji hızla ilerliyor. Bugün inovasyon olarak nitelendirdiğiniz bir konu yarın geçerliliğini yitirebiliyor. Bu açıdan baktığımızda inovasyon stratejileri zaman ve gelişmelerden bağımsız oluşturulmalı. Experteam Yazılım Geliştirme Merkezi ve Ar-Ge Direktörü Burak Akusta, Experteam olarak inovasyon stratejisi kriterlerini belirlerken temel olarak; sürdürebilirlik, teknolojik ilerleme, yenilikçilik ve topluma sağlayacağı katkıyı göz önüne aldıklarını kaydetti. Akusta, “Belirlediğimiz kriterleri güncelleme konusunda sabit bir periyot düşünmek pek doğru değil, güncellenmesine ihtiyaç duyduğumuz anda bunu yapabiliriz. Inovatif fikirlerin geliştirilmesi sırasında paralelde stratejilerimizi ve kriterlerimizi de gözden geçirerek gerekli revizyonları yapıyoruz” dedi. Poldy İK Yönetim Sistemleri Genel Müdürü Kadri Demir de, inovasyonun kurumun misyon ve vizyonuna uygun yapılması gerektiğini vurgulayarak “Bir kurumun misyonu, varoluş amacının ne olduğunu anlatır. Buradaki amaç; devamlılık ve sonuçta ne elde etmek istediğimiz şey olmalıdır. Vizyon ise; misyonu yol haritası olarak alıp 10 yıl sonra kurumumuzu getireceğimiz durumu, resmedeceğimiz halini gösterir; ‘kurumumuzda ne olmasını, neler olmasını, neler yapılmasını istiyoruz’un yanıtına karşılık gelir. Misyon ve vizyonu ‘Kutup Yıldızı’ gibi yönümüzü gösteren araçlar olarak alıp her yıl kurumumuzu belirleyeceğimiz kriterlere göre değerlendirerek, oluşacak yeni ihtiyaçlara göre revize etmeliyiz” yorumunu yaptı. Labris Networks CTO’su Oğuz Yılmaz, inovasyonun ancak buna ortam oluşturabilecek bir kültür içerisinde var olabiliceğine dikkat çekerek öncelikle inovasyonun cesaretlendirildiği ve özgürce önerildiği ortamlar oluşturulması gerektiğini söyledi.
İK politikaları tüm süreçte uygulanmalı
Şirket çalışanlarının inovasyon stratejisini benimsemeleri, hatta katkılarıyla paydaş olabilmeleri için geliştirilmesi gereken İK politikalarıyla ilgili bilgi veren Oğuz Yılmaz, “Labris Networks olarak stratejik önemde bir sektörde; siber güvenlik alanında bilgi ve ürün üretiyoruz. Bunu yaparken çok hızlı büyümeye mecburuz. Rekabet avantajımızı koruyarak aynı hızla büyümeye devam edebilmek için inovasyonu bir kurum kültürü olarak benimsiyoruz.
Inovasyon kültürü; entelektüel ekonomi kavramının doğuşu, hızlı gelişen teknolojik ilerlemeler ve sürekli gelişimin doğal bir sonucu olarak ortaya çıktı. Teknolojinin takipçisi olmaktansa, yaratıcısı olmak için inovasyon kapsitemizi hızla değişen sektör eğilimlerine yön verebilmek için kullanıyoruz” açıklamasını yaptı. Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Entelektüel ekonominin bir parçası olabilmek için 12 yıldır bilgi, tecrübe ve üretim becerisine yatırım yapıyoruz. İnovasyon kapasitemiz ‘Inovasyon ve Fikir Yönetimi’ sürecimizden besleniyor. Bigi ve yaratıcı fikirleri yeni ürün, süreç ve sistemlere dönüştürüyoruz. Çalışanlarımızdan, müşterilerimizden ve rekabetten öğrendiklerimizle oluşturduğumuz ‘Kurumsal Entellektüel Zeka’, şirketin bir sonraki aşamaya kolay ve rekabetçi ulaşabilmesin sağlıyor. ‘Açık İnovasyon Kültürü’ yaratmanın en iyi yolu insana duyduğumuz saygı ve güven. Bu nedenle en büyük yatırımı çalışanlarımıza yapıyoruz. Labris IK politikalarımız da yaratıcılığı cesaretlendiren bir çalışma ortamı ve inovatif yaklaşımı motive edici ödüllendirme sistemleri üzerine kurulu. Bu kültürün ilk girişten itibaren şirket çalışanlarına hissettirilmesi, başarısız da olsa inovasyon denemelerinin yüceltilmesi, kültürün şirket içinde akışı için bilgi paylaşımı ve özgürce konuşma ortamlarının geliştirilmesi, inovasyondan şirketin edindiği kazanımların çalışanlar tarafından da doğrudan hissedilmesinin sağlanması diğer IK gündemimiz arasında sıralanabilir.” Burak Akusta, İK politikası deyince aslında çok geniş bir kavramın söz konusu olduğunu ifade ederek “İnovasyon stratejilerinin benimsenmesi konusunda İK politikalarını tüm süreçte, her adımda düşünerek uygulamak gerekli. İşe alımda adayların geçmiş tecrübelerinde ne tip projelerde çalıştıkları, bu projelerde kendi kendilerine neler öğrendikleri, neleri keşfettikleri çok iyi sorgulanmalı. Standart kalıplar içinde projeler ve ürünler geliştirmiş adaylar bir süre sonra bu kalıplara sıkışıp kalıyorlar ve otomatikman inovasyona karşı bir körlük oluşabiliyor. İşe alınan adayların şirket bünyesinde geçirdikleri süreçte eğitimleri innovasyon stratejileri doğrultusunda planlanmalı. Gerek teknik, gerek fonksiyonel ve gerekse duygusal yeteneklerinin geliştirilmesine yönelik eğitim programları yapılmalı, bu programlar doğrultusunda kişilerin hayal güçlerini kullanabilecekleri ortamlar oluşturulmalı. Ayrıca teorik bilgi kaynağı olarak üniversiteler ve akademik kuruluşlar çok önem taşıdığından, personelin yüksek lisans/doktora programlarına katılımları teşvik edilmeli” dedi.
Vizyon ve misyonlar çalışanların rahatlıkla söylediği cümlelerden oluşmalı
“İnsan kaynakları hedef ve misyonu kullanarak kurum içinde tüm çalışanlar tarafından benimsenmesi ve kullanması için yöntemler geliştirmelidir” diyen Poldy İK Yönetim Sistemleri Genel Müdürü Kadri Demir kurumlarının vizyon ve misyonlarının herhangi bir yerde yazılı değil, her bir çalışanın rahatlıkla söylediği cümlelerden oluşması gerektiğini söyleyerek “ Örneğin bizim şirketin vizyonu; ‘İnsan Kaynağının Yönetimi’ne fark yaratan ve yaşam kalitesine değer katan evrensel bir güç olmak.’, misyonu ise ‘Hizmet kalitesine önem verenler için, sürdürülebilir müşteri sadakatini sağlamayı ilke edinen yetkin ve yenilikçi çalışanlarıyla ileri teknolojiyi kullanarak insana ve topluma duyarlı yazılım çözümleri gerçekleştirmek.’ Şirketimizde vizyon ve misyonu kurum kültüründen başlayarak çalışanların gelişim planlarına dahil ederek, eğitimlerle bu süreci destekleyecek şekilde çalışanlarımızın paydaş olmasını sağlamalıyız” açıklamasını yaptı.