Karmaşık hale gelen BT altyapılarını yönetmek uzmanlık istiyor


Kurumlar artık iş süreçlerini BT destekli yapılara kaydırıyor. Tabii bu teknolojileri kurum bünyesinde onlara uygun şekilde kurmak yeterli değil. Çünkü hayatımızı kolaylaştırmak için gelişen teknolojiler, diğer yandan daha karmaşık hale geliyor. Bu altyapıları yönetmek ise uzmanlık gerektiriyor. Bu noktada kurumsal BT yönetimi devreye giriyor. Kurumsal BT yönetiminde standartlar ve bunun göstergesi olan sertifikasyon önemli bir rol üstleniyor. Kaliteli ürün ve hizmet ortaya koymak isteyen kurumlar, iş süreçlerini standartlarla şekillenen sistemlerle yönetmeyi tercih ediyor. Standartlara uyum gösteren kurumlar, sahip oldukları sertifikasyonlarla sadece yurtiçinde değil yurtdışında da rüştünü ispatlamış oluyor. BT yapılarında standartların ve sertifikasyonların etkisi gün geçtikçe kendini daha fazla hissettirirken, kaliteli hizmet üretebilmek için teknolojilerin belirli bir disiplinde yönetilmesi gerekiyor. Bu nedenle ITIL (Information Technology Infrastructure Library), CMMI gibi kavramlar ortaya çıkmış ve standart haline gelmiştir. Bu standart sayesinde BT yönetim yazılımı geliştiren teknoloji üreticileri ile bu yazılımı kullanacak kurumlar arasında bir ortak dil geliştiriliyor. Aynı zamanda bu standartlar kullanılan BT yönetim sistemlerinin gerçekten verimli kullanılıp kullanılmadığının denetlenmesine yardımcı oluyor. Standartlara uyumlu çözümlerle kurulan altyapıların yönetimi çok daha sağlıklı şekilde gerçekleşiyor. Karmaşıklaşan yapıların doğru şekilde kontrolü standartlardan geçiyor. BT yapılarına ve yönetimine olan ihtiyaç artarak devam edecek. Kurumlar, bu yapıları bünyelerinde uygularken dikkat etmeleri gereken kritik nokta ise ihtiyaçlarını doğru şekilde belirleyip stratejilerini buna göre ortaya koymaktan geçiyor.
Özellikle vatandaşlara doğrudan hizmet veren kurumlarda iş sürekliliği konusunun çok önemli olduğunu belirten Deloitte Türkiye Sorumlu Ortağı Oktay Aktolun, şunları kaydetti:
“Bu aşamada atılması gereken çok fazla adım olduğunu düşünüyoruz. Bu projelerde belirli standartlara uyumun sağlanması gerektiğini 25999, 27001 gibi standartların önkoşul olması gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle hem özel sektöre örnek olması gereken hem de dünya standartlarına uyum sağlayan projelere imza atılmalı. Ancak bu konularda maalesef kamuda farkındalık ve bütçe gibi nedenlerden bu konulara yatırımlar çok fazla yapılmıyor. Özellikle güvenlik konusunun stratejik bilgilerin işlendiği kurumlarda ciddi olarak ele alınması gerekir. Bu tür projelerde dünya üzerinde uygulanan en iyi uygulamaları hayata geçirmek amaç olmalı.
Bu tür projeler hangi kurumlarda yapılırsa yapılsın, ilk aşama kurum çalışanlarının konu hakkında eğitilmesi ile başlıyor. Farkındalığı ve dolayısıyla bilinci artırabildiğiniz ölçüde projeler başarılı oluyor. Tabii ki bu tür projeler danışmanlık içerdiği için bu tür danışmanlıkların kamuda KİK yolu ile alınması her zaman doğru danışmanlığın alındığı anlamına gelmiyor. En büyük sıkıntı içerik kalitesi ve bütçe de yaşanıyor. Ancak yine de bu tür konularda uluslararası şirketle çalışma konusunda kamu çok isteksiz. Yabancı şirketlere para kazandırıldığı ve paranın yurtdışına çıktığı, ayrıca bilginin yabancıların eline geçmesi gibi korkular bu isteksizlikte ciddi rol oynuyor.”