Kurumsal bütünlük ile verideki fayda buluşuyor
İş zekâsı çözümlerinde kurumsal yapıya, sektöre ve ihtiyaçlara göre bir mimari oluşturmak, bu konuda gerekirse danışmanlık desteği almak, belli aralıklarla güncellemelerle şirket bütününü kapsamak önemli. KOBİ’ler de artık bu gerekliliğin farkında.
İş dünyası her geçen gün çok daha verinin üretildiği, bu verilerin çok hızla işlenerek, geç kalmadan karar mekanizmalarda yer alması gereken, hızın başrol oynadığı bir dünya haline geliyor. Bu noktada iş dünyasının dinamizmine hizmet edecek iş analitiği altyapıları çok büyük bir önem kazanıyor. Burada gözden kaçmaması gereken nokta, doğru altyapının seçimi ve tanıdık bir arayüzle tüm kullanıcılara ulaşabilmek. Burada sundukları çözümlere dikkat çeken Microsoft Türkiye Bulut ve İş Platformu Ürün Yöneticisi Gökben Utkun, Türk şirketlerindeki ilgiyi şöyle yorumladı:
“Günümüzde Türkiye’de gerek büyük ölçekli gerekse de küçük ve orta ölçekli işletmelerin konuya çok ilgi duyduğunu ve planlamalarında mutlaka iş zekâsına yer verdiklerini söyleyebiliriz. Doğal olarak iş zekâsının etkisi özellikle yoğun veri üreten sektörlerde, örneğin finans, telekomünikasyon, enerji ve kamu gibi sektörlerde ortaya çıkıyor. Benzer şekilde büyük veri de özellikle veri yoğun ve tüketici odaklı hizmetler sunan kurumların odaklandığı konuların başında geliyor. Türk Ticaret Kanunu’nun beraberinde getirdiği, şirketlerin bilgi işlem vizyonunu genişletecek ve internetle bütünleşmesini hızlandıracak uygulamaların iş zekâsı çözümlerine giden yolda önemli bir başlangıç olabileceğini düşünüyoruz.”
Doğru yatırım için doğru soruları sorun
İş zekâsı alanında doğru bir yatırım ve sonrasında başarılı bir proje gerçekleştirmek için BT ve iş birimlerinin ortak çalışması gerek. Yatırım kararı ve proje aşamalarının üst yönetimden bir sponsor desteği ile yürütülmesi, iş zekâsı konusunun kurum içinde sahiplenilmesi anlamında çok faydalı. Yönetici seviyesinden, iş birimlerindeki kullanıcılara kadar, herkesin ihtiyaçları, iş zekâsından beklentileri net olarak belirlenmeli. İş birimleri kendi raporlarını hazırlamak istiyor mu, iş zekâsı uygulamalarına her ortamdan, örneğin mobil cihazlardan erişim isteniyor mu, ağırlıklı olarak düz/statik rapor ihtiyaçları mı var, yoksa veri üzerinde esnek analiz yapabilecek, bir kullanıcı kitlesi mi söz konusu? Bu soruları soran QlikView Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Müjde Işım’a göre, beklentileri tam olarak karşılayan doğru araca yatırım yapılmaması, sonrasında son kullanıcı memnuniyetsizliğine neden olur. Bunun yanı sıra, çalışılacak olan verinin büyüklüğü, bu verinin temiz ve raporlamaya uygun olup olmadığının belirlenmesi de önemli. Temiz veriye dayalı bir iş zekâsı uygulaması gerçekleştiremeyen kurumlar, elde ettikleri bilginin doğruluğundan emin olamaz. “Kurumların geleneksel raporlama araçları yerine, iş birimlerinin ihtiyaçlarını karşılayan, büyük veri üzerinde hızlı analiz imkanı sunan, görselliği yüksek, mobil ortamlarda rahatlıkla kullanılabilen araçlara yöneldiğini görüyoruz” diyen Işım’a göre, son dönemde KOBİ’lerde bu konuda ciddi bir farkındalık var. Yani büyük şirketler kadar olmasa bile, KOBİ’ler de iş zekâsı araçlarına yatırım yapmaya başladılar.
İş zekâsı yatırımı erişilebilir hale geliyor
İş zekâsının amacı, veriyi analiz ederek soruları yanıtlamak. Hangi verinin kullanılabilir olduğunu (domain expert), verinin nerede bulunduğunu (BT) ve hangi soruların yanıtlanmasının gerektiğini (yönetim ve iş ihtiyaçları) bilmek burada önem taşıyor. “Bir iş zekâsı projesi yalnızca bir BT projesi değildir” hatırlatmasını yapan CSC Türkiye Genel Müdürü Alev Alp Esen’in de belirttiği gibi, iş ihtiyaçları en yüksek önceliğe sahip. Türkiye’de iş zekâsı uygulamalarının özellikle finans, telekom, perakende ve hızlı tüketim sektörlerinde gittikçe artan oran ve verimlilikte kullanıldığını görüyoruz. Şirketler, hızlı ve doğru karar alabilmek için artık kendi bünyeleri içinde ve dışındaki verileri eş zamanlı olarak işleyip, analiz etmek ve karar mekanizmaları ile bütünleştirmek zorunda. Küçük ve orta ölçekli şirketler için de aynı şey geçerli. Günümüz ekonomik koşullarında KOBİ’lerin bu alanlara sermaye yatırımı yapmakta zorlanabildiği gerçeğine dikkat çeken Esen şu eklemeyi de yaptı:
“Ancak SaaS hizmetlerinin artması ile onlar da iş zekâsı uygulamalarından artan ölçüde ve etkinlikte yararlanmaya başlayacaklar. Dar kâr marjları ile çalışılan sektörlerde, müşteri odaklı servis ve ürünleri kısa zamanda piyasaya sunabilmek için artık iş zekâsı uygulamaları olmazsa olmaz duruma geldi.”
Adım adım şirket bütününe ilerleyiş
Büyük kurumsal yapılar daha bütünleşik iş zekâsı çözümlerini tercih ederken, orta boy şirketlerin öncelikle belli bir veya CRM, İK, tedarik, muhasebe gibi birkaç iş fonksiyonunu hedefleyen çözümlere yatırım yaptıkları görülüyor. Özellikle analiz ve raporlama araçları, şirketlerin verilerinden anlamlı sonuçlar çıkartabilmek için yöneldikleri iş zekâsı yeteneklerinin başında geliyor.
Müşterilerine iş zekâsı yatırımları yaparken, mümkün olduğunca ‘şirket genelinde’ kullanılacak ortak platform ve ortak bir ‘kurumsal iş zekâsı’ modeli etrafında ilerlemelerini tavsiye ettiklerini söyleyen Smartiks İş Çözümleri Direktörü Utkan Şanda, “Bu sayede giderek daha kapsamlı ve verimli bir altyapıya sahip olunabiliyor ve yatırımın geri dönüşü elde edilebiliyor” dedi. Platform seçiminde ise bulut çözümleri, büyük veri ve mobil yetenekleri ile vizyoner çözümlerin öncelikli olarak tercih edilmesi Şanda’ya göre, elde edilecek değeri artırır. Birçok büyük ölçekli şirket kısmi veya kapsamlı da olsa iş zekâsı yatırımları yapmış durumda. Ancak iş zekâsı altyapıları da devamlı yenilenmek, güncellenmek ister. Şanda ekledi: “KOBİ’lerde de iş zekâsı kavramına karşı bir bilinirlik, farkındalık var. Bunun yatırımlara dönüşmesi elbette zaman alacaktır. Ancak bir iki yıl içinde hızla görüleceğini düşünüyoruz.”
Farkındalığı yaratın, ihtiyaçlarınızı belirleyin
İş zekâsı yatırımlarıyla orta ve uzun vadede sağlıklı bir büyüme sağlamak adına kurumların mimari yapılarının ve yeni durum modellerinin doğru kurgulanması şart. Seçim yapılmadan önce ihtiyaçların ve seçilecek iş ortağının çözüm portföyünü, daha önceki deneyimlerini detaylıca incelemek de fayda demek. IBM Türk İş Analitiği Satış Lideri Merve Göral’a göre, Türkiye’de iş zekâsı uygulamaları pazarı halen Avrupa’nın gerisinde. Bunun sebebi birçok kurumun iş zekâsı ve analitik gibi uygulamaları gereklilik olarak değerlendirmemesi. Küçük ve orta ölçekli işletmeler de elle yapılan raporlama ve özellikle planlama süreçlerinden daha profesyonel ortamlara geçecekleri yollar aramaya başladılar. Bu tablo karşısında Göral, “Bu durumda biz iş analitiği uzmanlarına düşen görev, bu şirketlere uygun maliyetli, ölçeklenebilir çözümler sunmak ve yaptıkları yatırımların geri dönüşlerini hızlıca almalarına yardımcı olmak” dedi. Kora Genel Müdürü Betül Onat’ın da dikkat çektiği gibi, öncelikle şirketlerin karar destek sistemleri için hangi raporlara ihtiyaç duyduğu saptanmalı. Bunun için detaylı bir analiz yapılmalı. Sonuca göre hangi alanlarda iş zekâsına gereklilik olduğu belirlenmeli. Sonuçta KOBİ’ler de büyük şirketler kadar iş zekâsı raporlarına ihtiyaç duymakta. Hangi ERP veya bütünleşik program kullanılırsa kullanılsın, sonuçta şirketlere yön verme ya da karar aşamasında farklı alanlarda bulunan verilerin karşılaştırma veya konsolidasyonu gerekli olduğundan tüm şirketlerin iş zekâsına ihtiyacı var. Bu nedenle Onat’a göre, gereksinimin farkındalığını yaratmak lazım.
Danışmanlık desteği yol gösterici oluyor
İş zekâsı projelerinde yatırım kararı alınırken öncelikle ihtiyacın doğru tanımlanması gerek. Burada önemli olan konu; her halükarda yatırımın yüksek geri dönüşü ve maksimum fayda için uzun ömürlü, kurum geneline hitap eden ve kurumun tamamı için “tek doğru”nun elde edilmesine yönelik stratejiler izlenmesi. Bu tespiti yapan Metric Genel Müdürü Gökhan Arıksoy, bunun için de mevcut ve planlanan teknoloji altyapısına uyum ve iş zekâsı üzerinde uzmanlaşmış bir danışman şirketin kılavuzluğunun hayati öneme sahip olduğunu vurguladı. İş zekâsı uygulamaları aslında şirketlerin kuruluşlarından beri ihtiyacı olan çözümler olmalarına rağmen, ülkemizde genellikle belirli bir olgunluğa ulaşan şirketler tarafından tercih ediliyor. Türk şirketleri, teknolojiyi yakından takip ediyor ve uyum sağlamaya çalışıyor. Ancak bazı durumlarda iş ihtiyacı ve faydası doğru belirlenemiyor ve bu teknolojileri kullanacak personele yatırım yapılmayabiliyor. Analitik uygulamalar, iş birimleri tarafından sahiplenilip BT tarafından desteklenmesi gereken projeler ama Arıksoy’a göre, bazen bunun şirketlerde tersini görebiliyoruz. Arıksoy şöyle devam etti:
“Zorlu ekonomik koşullarda KOBİ’ler de daha akıllı, daha çevik ve etkin hale gelebilmek için önemli bir araç olarak iş zekâsı platformlarından yararlanmalı. Genel olarak sektöre baktığımızda istenilen düzeyde olmasa bile, iş zekâsı konusunda en azından bir farkındalık oluştu. Bu alanda kullanılan araçların ucuzlaması ve daha kolay kullanılabilir hale gelmesi, küçük ve orta ölçekli şirketlerin de bu alana yatırım yapmalarına imkân sağlamakta.”
Bütünleştirmenin faydaları anlaşılıyor
Yeni nesil iş zekâsı uygulamalarında özellikle kurumsal süreçlerle bağdaşık ve süreç iyileştirmeye yönelik gerçek zamanlı bilgiyi sunmak ön plana çıkıyor. Bu noktada gerçek zamanlı veri miktarının günden güne arttığı, verinin değerli olduğu anın çok kısaldığı gerçeği göz ardı edilmemeli. Software AG Türkiye İş Geliştirme Müdürü Ebru Kılıç bu yorumu yaparken, Türkiye’de özellikle son yıllarda KOBİ’lerin de iş zekâsı yatırımlarına ilgi gösterir hale geldiğine dikkat çekti. Teknolojinin ilerlemesi, mobilite ve sosyal medya ile birlikte artan veri ve gelişen müşteri beklentilerine daha iyi yanıt verebilmek için KOBİ’ler de bu alanlara yatırım yapmaya başladı. Kılıç, “Şirketler büyük veriler ile CRM ve ERP sistemlerini bütünleştirme ve 360 derece müşteri algısı oluşturma konusunda destek talep ediyorlar” yorumunu da ekledi.
Mobilite iş hayatının artık bir parçası
Kurumların iş zekâsı uygulamalarına yönelirken, öncelikle faaliyet gösterdikleri sektörü değerlendirerek kendi ihtiyaç ve isteklerini göz önünde bulundurmaları gerekiyor. İş zekâsı çözümlerini tasarlayan hizmet sağlayıcı iş ortağının da kurumların iş hedeflerini anlayarak en yüksek faydayı üretecek çözümleri geliştirmeleri önemli. Anadolu Bilişim Kurumsal Uygulama Hizmetleri Direktörü Atakan Karaman’ın belirttiği gibi, sunulan çözümler günümüz hızlı yaşamının içinde ofise ya da sabit bilgisayara bağlı kalmak zorunda değil. Artan mobilite eğilimini gözeterek, her an her yerden mobil cihazlarla erişime imkan verecek çözümler geliştirdiklerini söyleyen Atakan Karaman, kendilerinden büyük şirketlerle rekabet etmek isteyen KOBİ’lerin de bu dönüşüme kayıtsız kalmadığının altını çizdi. Artık KOBİ’ler iş zekâsını, veri analizini ve bu çözümlerin mobil uygulamaları hızla iş süreçlerine uyum sağlıyor. Daha küçük ölçekli şirketler de rakiplerinin yararlandığı avantajların farkına vararak verinin en doğru kullanımının yollarını aramaya başladılar. Doğal olarak bu bilgi yığınından en doğru şekilde yararlananlar, oyunun kazananı oluyor.
BELİRLİ BİR OLGUNLUK SEVİYESİ YAKALANDI
Geçen her an dünya üzerinde üretilen veri miktarı orantısal olarak değil üstel bir şekilde artmakta. Üretilen verileri bilgiye dönüştürmede ve görsel olarak sunmada yani semantik bir anlam katmada kurumlar eskiye nazaran daha başarılılar. Acron Ürün Yönetimi ve Ar-Ge, İş Analitikleri Birim Yöneticisi Fatih Bilgin’e göre, iş zekâsı teknolojilerini aktif olarak kullanma noktasında belirli bir olgunluk seviyesi yakalandı. Ancak ‘büyük veri’, gündemi bir hayli meşgul ediyor. “Klasik anlamda veritabanları ve veri ambarları ile işlenemeyecek büyüklükte olan veri miktarı, kurum içerisinde ve sosyal platformlardan üretilmekte olup, elde edilmesi, depolanması, araştırılması, sorgulanması, analiz edilmesi ve görselleştirilmesi noktasında farklı teknolojik ihtiyaçları doğurmakta” tanımını yapan Fatih Bilgin ekledi: “Bu ihtiyaçlara yönelik çözüm platformları özel platformlar olup, donanım ve yazılım sistemlerinden oluşmakta ve bu ihtiyaçlara yüksek performansta çözüm üretebilmekte.”
HER TÜRLÜ PLATFORMDAN ERİŞİLEBİLİR OLMALI
“Günümüzde, iş zekâsı çözümlerinde, temelde, hızlı konumlandırılabilmesi, teknik birimler ve son kullanıcılar için kolay öğrenilebilir olması, farklı veri kaynakları ile kolay bütünleştirilebilmesi, kullanımın kolay olması, büyük veriyi de yönetebilecek yetkinlikte olması, performansının yüksek olması, görsellik ve analiz kabiliyetlerinin fazla olması, her türlü platformdan erişilebilir olması gibi unsurların ön plana çıktığını görüyoruz.”
TEKNİK BİR ÇALIŞMADAN ÇOK DAHA FAZLASI
veri pazarının 2016 senesi itibariyle 23,8 milyar dolar seviyesine ulaşacağını öngörüyor. Serhan Ünalan da şunları söyledi:
“Buna göre, söz konusu pazarın senelik ortalama büyüme hızının yüzde 31,7 seviyesinde olması beklenmekte. Bu büyüme hızı, toplam küresel bilgi teknolojileri pazarının büyüme hızının yaklaşık yedi kat üzerinde. Küresel eğilimlerin Türkiye’deki şirketlere de yansıdığını ve hali hazırda talebin arttığı iş zekâsı uygulamalarının kullanım oranlarının da artacağını öngörebiliriz.”
ETKİLEŞİMLİ VE ANLIK ANALİZ RAPORLARINA ERİŞİM
“Türkiye’de büyük ve orta ölçekli birçok şirkette bilgiye dayalı yönetim anlayışı artıyor. Şirketlerin daha verimli iş modellerine yönelik arayışı sosyal medya ve mobil araçların kullanımını ve iş zekâsına bakış açısını değiştirdi. İş zekâsı araçları ile sosyal CRM ve mobil iş zekâsı çözümleri ile şirketler etkileşimli ve anlık analiz raporlarına istedikleri yerden anında ulaşabilir, stratejik kararları daha hızlı alabilir hale geldi. Veri görselleştirme, veri keşfi, arama tabanlı iş zekâsı uygulamaları kategorilerinde yeni fonksiyonaliteler projelere eklenmeye başladı. Büyük şirketlerin yanı sıra bugün birçok danışmanımız KOBİ düzeyinde gelen talepleri de karşılamak için çalışmakta.”