Robotlar, rutin ve tekrarlanan işleri üstlenecek
UiPath Türkiye Genel Müdürü Tansu Yeğen
Robot gelişimi şu ana kadar daha çok otomasyon amaçlı ve donanım şeklinde gelişim gösterdi. Bu haliyle robotlar, çalışanların fiziksel kuvvet ya da hız gerektiren tekrarlanan işlerini üstlendi. Fakat son yıllarda yapay zeka trendi ile robotlar kavramsal becerileri de kazanmaya başladılar. UiPath Türkiye Genel Müdürü Tansu Yeğen’e göre, robot teknolojilerini bundan sonra iş hayatımızda birçok alanda göreceğiz. Robotların en önemli katkısı ise insanların hayatlarını kolaylaştırmaya devam etmek olacak. “Bu sayede insanlar daha çok analitik, iletişim ve kavramsal beceriler gereken işlere yönelecekler” tespitini yapan Tansu Yeğen, eklemeden geçmedi: “Fakat bundan sonrasında herkes için eğitim dönemi de başlıyor. Çünkü dünyada çalışanların yüzde 54’ünün becerilerinin bu yeni döneme uygun hale getirilmesi için eğitimler düzenlemesi, bir bakıma, bundan sonra ömür boyu eğitim ve teknolojinin kol kola ilerlemesi gerekiyor.”
Bu çözümü kullanan kurumlar, yapay zekanın sağladığı faydalardan yararlanıyor ve bu kurumlar, her yönden işlerinde hızlanıp, yüzde 75’lere varan verimlilik artışı yakalıyor. Aynı zamanda robot yazılımlar, çalışanların toplam işleri içinde ortalamada yüzde 40 civarında yer alan ‘tekrarlanan’ işleri üstlendikleri için şirketlerin yüzde 80’inde çalışan memnuniyeti de artış gösteriyor. Farklı süreçleri kullanıcı seviyesinde otomasyona geçirebildiği için dünyada birçok işletme tarafından tercih edilen robotik yazılımlar, şirketlerin dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırırken, rekabet avantajlarını da arttırarak, yapay zekanın yoğun kullanılacağı yakın geleceğe onları hazırlıyor. Sonuç olarak çalışanlar; zekalarını, kavramsal ve iletişim becerilerini kullandıkları işlere yönelebiliyor. Bu da özellikle sorgulayan ve çok daha fazla iletişim içinde olunmasını sağlayan bir sosyal hayat üretiyor.
Yapay zeka günümüzde çok gelişmiş durumda ve Tansu Yeğen, üç önemli trendden bahsedilebileceğini söyledi. Birincisi; yapay zeka gerçeği artık kabul edilmiş durumda ve bu konuda dünyanın dev şirketleri devamlı çözümler geliştiriyor. İkincisi kurumlar yapay zekanın kendi ihtiyaçlarına uyarlanmasını talep ediyorlar. Üçüncüsü ise yapay zeka bir sürecin parçası olduğu zaman faydasını ciddi şekilde gösteriyor. “Bu yüzden hem fiziksel hem yazılım robotları yapay zeka servislerini yoğun kullanacak ya da tamamen yapay zeka özelliklerini destekleyecekler” tespitini yapan Tansu Yeğen, “Mesela kaza yapmış bir otomobil resminden, kaza neticesinde oluşan hasarı tespit eden Google’ın yapay zeka servisi bir sigortacılık uygulaması ile entegre olduğu zaman, uçtan uca sigortanın prim ödeme sürecini ciddi şekilde hızlandırıyor” örneğini paylaştı. Tansu Yeğen, Türkiye’nin bu alanlarda teknoloji geliştirme potansiyelini ise şu sözlerle değerlendirdi:
“Ülkelerde hükümetler için yapay zeka ve robot odaklı çalışmaları koordine eden bölümler kurulmuş durumda ve yapay zeka konusunda çalışmalar sürdürülüyor. 2017’de yapay zeka girişimlerine yapılan yatırımların miktarı küresel bazda 15,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. CB Insights raporuna göre, 15,2 milyar dolarlık küresel yapay zeka yatırımlarının yüzde 48’i Çinli girişimlere, yüzde 38’lik ikinci en büyük dilimi ise ABD merkezli girişimlere yapıldı. ABD hâlâ Çin’den daha fazla yapay zeka girişimine ev sahipliği yapsa da, bu girişimlerin yatırımlardan aldıkları pay sürekli düşüş gösteriyor. 2013’te gerçekleştirilen yapay zeka yatırımlarının yüzde 77’si ABD’li girişimlere gitmişti. Ülkemizde hali hazırda yapay zeka konusunda birçok girişim bulunmakta. Üniversitelerimizde yapay zeka zorunlu ders olup, bu konuda projelerin üretilmesine çalışılması ve tüm çalışmaların merkezi şekilde koordine edilmesi ise başlangıç adımları açısından önemli olacak. Uluslararası teknoloji geliştiricileri bu konuda birçok yeni fikre açıklar, yerli girişimciler ve şirketlerle işbirliği konusunda çok sıcaklar. Bu yüzden ülkemiz şirketlerinin yurtdışında tanıtılması ve Silikon Vadisi’nde de yer almaları önem arz etmekte. Yapay zeka her ne kadar oldukça eski bir teknoloji konusu olsa da, gelişimi önümüzdeki 2-3 yılda baş döndürücü hızda ilerleyecek, köşeler tutulacak.”