Türkiye’de nanoteknoloji çalışmaları için yeni bir adres
Sabancı Üniversitesi bünyesinde yer alan SUNUM, nanoteknoloji alanında hizmet vermek üzere Mayıs ayında faaliyete geçiyor. İnsanoğlunun zaman tünelinde geçirdiği teknolojik devrimler zincirine bir yenisi daha ekleniyor. Buharlı makine, raylı sistem, otomotiv, bilgisayardan sonra nanoteknoloji de yeni teknoloji devrimini adresliyor. 1997’de ilk evrelerinin yaşandığı 2000 yılında ABD ve Avrupa’nın gündemine aldığı nanoteknoloji için ülkeler yatırımlarını artırıyor. AB çerçeve programları içinde de bu teknoloji önemli yer tutuyor. ABD kaynaklı nano ürünlerin başı çektiği dünyada, küresel nanoteknoloji pazarının 2015 yılında 1,1 trilyon dolar olacağı öngörülüyor. 2025 ve 2081 döneminde de nanoteknolojilerin yaygınlaşma evresine geçeceği düşünülüyor. Ulusal nanoteknoloji politikaları geliştirilirken, nano teşvik yasaları çıkarılıyor.
Teknoloji yarışında geri kalanlar için de nanoteknoloji, doğru adımlar izleyerek araştırma yapıları ve mekanizmalarını oluşturabilenler için yeni bir fırsat kapısı aralıyor. Türkiye’de de başta TÜBİTAK olmak üzere nanoteknoloji odaklı araştırma merkezleri bu alanda faaliyetlerini sürdürürken, tekstil ve boya sektörü ağırlıklı olarak 70 Türk şirketi, nano teknolojiyi ürünlerinde kullanıyor. Üniversiteler bünyesinde 15 araştırma merkezinin faaliyet gösterdiği ve son olarak Bilkent Üniversitesi’ndeki Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi’nin (UNAM) hayata geçtiği nanoteknoloji alanında, bu yıl da Sabancı Üniversitesi bünyesinde yeni bir araştırma merkezi kuruluyor.
Mayıs ayında kapılarını açmaya hazırlanan merkez, Sabancı Vakfı ve DPT tarafından karşılanan 52 milyon TL’lik yatırımla hayata geçiriliyor. SUNUM Direktörü Dr. Volkan Özgüz, Türkiye’nin bu konudaki konumu hakkında şu bilgileri verdi:
“Bu teknoloji ağırlıklı dünyada Türkiye’nin yerini alabilmesi ve dünya ekonomisindeki payını artırabilmesi için, hızla nanoteknoloji alanlarında çalışmalar yapılması gerekiyor. Bildiğiniz gibi, bu alanda bazı çabalar var. Ancak bu çalışmaların uygulama ve ürüne odaklı ve işbirliği içinde yapılması lazım. Söz gelimi bir fizikçi veya kimyacının bir ziraat mühendisi ile veya bir inşaat mühendisi ile beraber çalışması, bu çabaları, ticari, askeri ve kamusal alanlarda uygulamaya dönüştürmek için en büyük koşul. Bu konuda çalışma alışkanlıklarımızı ve kültürümüzü takım çalışmasını en iyi şekilde yapabilmek için değiştirmemiz lazım. Türkiye’de nanoteknolojiye duyarlığımız yüksek. Bazı şirketler piyasaya nanoteknoloji kullanan ürünler vermeye başladılar. Nanoteknoloji daha çok malzeme ve kimya dalında çalışan şirketler tarafından kullanılıyor. Üniversitelerde nanoteknoloji odaklı araştırma merkezleri kuruluyor. Bu konuda bazı üniversitelerde araştırma kurumlarında ve bazı şirketlerde önemli adımlar atılıyor. Anadolu Üniversitesi bünyesindeki Seramik Araştırma Merkezi, Bilkent’teki UNAM gibi ileri ve yetkin araştırma merkezleri ile MAM Malzeme Enstitüsü, Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi gibi çok önemli uygulamalı araştırma ve geliştirme merkezlerimiz oluşuyor. Ancak ülkemizde nanoteknoloji alanında kritik bir büyüklüğe ulaştığımız söylenemez. Burada “başarıyı teşvik” yani verilen kaynakları doğru kullanıp katma değer sağlayan kuruluşlara daha fazla destek vermek süreci hızlandırmak için önemli. Yeni ürünleri ve teknolojileri kullananları da teşvik yani çekici güç yaratmakta planın bir parçası olmalı. Nanoteknolojinin disiplinler üstü özelliği nedeniyle tematik yani birleştirici ve uygulama odaklı projeler, işbirliği ağları gibi yaklaşımlar önemli.”
Başında nanoteknoloji alanında küresel şirketlerden Irvine Sensors Corp.’un Teknoloji Başkanı Dr. Volkan Özgüz’ün bulunduğu SUNUM isimli Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde sanayinin hızla kullanabileceği ve uygulamaya ve ürüne dönüştürebileceği teknolojiler geliştirilmesi amaçlanıyor. Faaliyete geçmesine çok az bir süre kalan merkezle ilgili olarak biz de sorularımızı SUNUM Direktörü Dr. Volkan Özgüz’e yönelttik:
l SUNUM’un oluşum süreci ve yapacağı çalışmaların kapsamı hakkında bilgi verir misiniz?
Nanoteknoloji alanında kapsamlı bir yatırım kararı Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyelerinin yarıdan fazlasının farklı disiplinlerden fakat nano ve nanobiyo ilişkili alanlarda çalışmalara yatkınlığının belirlenmesi sonucu alındı. Yaklaşık bir yıllık bir süreç içinde, 30’a yakın öğretim üyesinin katkısıyla bir DPT altyapı projesi teklifi hazırlandı. DPT’nin onayı 2009 yılının sonuna doğru alındı ve merkezin kuruluş işlemleri başladı. Merkezde, Sabancı Üniversitesi’nin bölümsüz yapısına uygun olarak, nanoteknolojinin fizik, elektronik, mekatronik, malzeme, kimya ve biyoloji gibi çeşitli alanlarında disiplinlerarası çalışmalar ve ülkemizin önceliklerine göre seçilmiş uygulama alanlarında, sanayinin ihtiyaçlarına odaklanmış olarak yürütülecek.
l SUNUM’un amacı ve çalışma modeli nasıl kurgulandı?
Merkezimiz amaçları ve yaklaşımları ile Türkiye’de ilklere imza atmak üzere kurulmakta. Sabancı Üniversitesi’nin “birlikte çalışmak ve geliştirmek” vizyonu ve alanında öncü, yaratıcı ve yenilikçi felsefesi, merkezimizin de temel çalışma kuralı. Merkezimizde değişik disiplinlerde çalışan bilim adamları, işbirliği içinde, ülkemizin önceliklerine göre seçilmiş uygulama alanlarına odaklanmış çalışmalar yapacaklar. Üzerinde çalışılacak konuları seçerken bir yandan da üniversitemizde çalışan bilim insanlarının önderlik ve kişisel yaratıcılıklarını ön planda tutacağız. Merkez sanayi ile de yakın bir çalışma içinde olacak. Bu çalışmayı güçlendirmek amacıyla, merkezimizin koordinasyon kurulunun büyük bir bölümü, herbiri kendi alanında önder sanayicilerden oluşuyor. Sabancı Üniversitesi’nin de katılımıyla oluşturulan Ulusal Nanoteknoloji Girişimi, Türkiye’de nanoteknoloji politikalarının ve sektörel stratejilerin geliştirilmesi süreçlerine “sanayici bakış açısından” katkı yapabilmek için faaliyetler sürdürmekte. Vizyonumuza ulaşabilmek, merkezimizi uluslararası bir mükemmellik merkezi haline getirebilmek için çeşitli uluslararası ve ulusal ortak projeler ve araştırma personeli değişimi yapılacak. Bu ortaklıklar, uluslararası yönetim, danışma ve yürütme mekanizmaları ile de güçlendirilecek. Merkezimiz bu vizyonu ile altyapısı ve insan kaynaklarıyla uluslararası çapta rekabet edebilecek bir mükemmellik merkezi olacak.
l SUNUM’un bir araştırma merkezi olarak Türkiye’deki diğer nanoteknoloji araştırma merkezlerinden ayıran farklılıklar neler?
Merkezimiz gerek özgün çevre dostu binası gerekse en iyi cihazların yer aldığı disiplinlerarası laboratuvarları ile altyapı olarak ülkemizdeki en iyi birkaç merkez arasında. Yeni merkez laboratuvar binası yüksek yapı teknolojisi ile yapılmış, uluslararası ‘Green’ yaklaşıma uygun, çevre dostu, enerjiyi etkin biçimde kullanan, LEED (ABD) ve BREEAM (Birleşik Devletler) sertifikalı. Disiplinlerarası ve uygulama odaklı çalışmaların yapılması ve bu çalışmaların yapılabilmesini sağlayacak insan kaynakları ve yönetim yaklaşımı ise merkezimizin en büyük özelliklerinden olacak.