Veri değişiyor, kurum gelişiyor, depolama alışkanlıkları yenileniyor
Veri depolama çözümlerinde kurumlun ölçeğine, veri yapısına uygun bir yapıyı kurma ilgisi her ölçekte şirkette var. Profesyonel veri depolama farkındalığının geliştiğini gösteren bu yapıya rağmen, güvenlik başlığındaki duyarlılık ise emekleme döneminde.
Anadolu Bilişim Veri Merkezi Müdürü Yakup Kadri Ünal’ın da dikkat çektiği gibi, ölçek ya da sektör fark etmeksizin, tüm sektörler için veri depolama kullanımındaki ana öncelik iş sürekliliği. İş sürekliliği konusunda dikkat edilmesi gereken en önemli husus, Ünal’a göre, hedeflerin ve önceliklerin derin tahlili. Bunun için de kesintilerden etkilenecek kritik iş süreçlerini ‘iş etki analizi’ ile doğru analiz etmek, operasyonel riskleri belirlemek, acil durum senaryolarını düşünmek, senaryolar özelinde gerekli aksiyon planlarını oluşturmak yoluyla güncellik sağlamak şart.
Netaş IT Direktörü Bilgehan Çataloğlu’nun belirttiği gibi, günümüzün dinamik iş yaşamında, KOBİ’lerden çok uluslu şirketlere kadar, her ölçekteki şirket, veri depolama çözümlerine odaklanıyor. Zira çetin rekabet ortamında varlığını sürdürmeye çalışan şirketlerin hiçbiri, veri kaybından doğacak iş kayıplarını göze alamıyor. Dolayısıyla, verinin saklanması ve yedeklenmesi için daha nitelikli yatırımların yapılması gerekiyor.
“Sanallaştırmanın da iyice yaygınlaşması ile beraber veri depolama artık hemen hemen her kurumda var” yorumunu yapan Emobil Bilişim Genel Müdürü Erhan Çevik’e göre, kurumlar veri depolamayı ölçeklerine ve iş prosedürlerine bağlı olarak yerel ya da bulut üzerinde yapabiliyorlar. Kavi Bilgisayar Backup ve Veri Depolama Ürün Müdürü Ethem Ceylan’a göre, bu yüzden şirketler önceliği her zaman ‘maddi zararlara yol açabilecek veri kaybını önleme’ olarak belirledi. Bu sayede hem depolanacak verileri azaltabilirler hem de veri kayıplarında oluşabilecek zararların önüne geçebilirler. Ceylan, ‘yedekleme, sanallaştırma, veri tekilleştirme’ gibi başlıkları bu yatırımların temel kısımları olarak tanımladi.
Doğru tercihlerle hatasız ve uçtan uca bir yapı
Proline Sistem Çözümleri Yöneticisi Yasin Çolakoğlu, çerçeveyi şöyle çizdi: “Günümüzde enerji maliyetlerinin yüksek olması ve güç tüketiminin paralelinde soğutma ihtiyaçlarının da yüksek maliyetli olması nedeni ile veri merkezi projelerine yatırım yapan şirketler; daha planlı, ihtiyaçlar paralelinde genişleyebilen, verimli, işlevsel veri merkezleri oluşturabilmeyi amaçlıyor.”
“Güvenlik politikası bir şirketin üst yönetiminin talep ettiği güvenlik seviyesine göre değişiklik gösterebilir” diyen Çolakoğlu’nun da belirttiği gibi, kurumların bu konuda yetkilendirmeyi doğru anlaması gerek. Çünkü şirketlerin kendi bünyelerinde bulundurduğu bilgi ve verilerin değeri, doğal olarak, güvenlik önceliklerini de belirleyen kritik unsurlar.
Bilgi Sistemleri Satış Destek Grubu Yöneticisi Emin Kaplan’ın dikkat çektiği ‘tercih faktörleri’, aslında tüm adımların da temeli: Orta ve büyük ölçekli kurumlarda; depolanan veri miktarının artmasıyla birlikte depolanan veriye özel performans (tiering), farklı profillerde erişim ve sınıflandırma ihtiyaçları da öne çıkmaya başladı. Bunun yanı sıra cihazların yönetim kolaylığı, farklı platformlarla kolay bütünleştirilmesi, performans ve darboğaz analizi, etkin kaynak kullanımı (thin provisioning) gibi özellikler de depolama çözümü seçiminde önemli parametreler haline geldi. Güvenlik konusu ise çoğunlukla depolama sistemleri üzerinde ve bu sistemlere bağlı yedekleme sistemleri ile çözülmeye çalışılıyor. Büyük ölçekli kurumlar dışında, bu ihtiyacı çözmek adına kayda değer yatırım yapan şirket sayısı az. Ancak Kaplan, gelecek birkaç yıl içinde değişim beklentisi içinde olduklarını şu sözlerle anlattı:
“Özellikle bulut mimari üzerinden bu tip hizmetler sunan servis sağlayıcıların artmasıyla ve depolama sanallaştırma çözümleriyle birlikte pek çok orta ölçekli şirketin de felaket kurtarma hizmeti alacağını öngörüyoruz. Tabi burada güvenli ve yüksek hızlı bağlantılar için ödenen bedellerin biraz daha düşmesi gerekiyor. “
Her şeyin temeli, ‘bütünsel kesintisizlik’
VERİYE HAK ETTİĞİ GÜVENLİK SUNULMALI
“Genelde felaket kurtarmada maliyetlerin yüksek olduğu düşüncesi ile şirketler, felaket kurtarma projelerini hep ötelemekte. Aslında bunda, felaket kurtarma konusunda biraz da bizlerin yaklaşımı etkili oluyor. Çünkü sunumlarımızda hep bir deprem, kasırga gibi büyük doğa olaylarından bahsediyoruz. Ama sistem odası için felaketin, sadece bu tip büyük doğa olayları olmadığını bilmemiz gerek. Basit bir elektrik çalışmasında yapılan hata ya da yangının depremden daha fazla zarar verebileceğini düşünmek gerek.”
AKILLI DEPOLAMA SİSTEMLERİ TERCİH EDİLİYOR
SANALLAŞTIRMAYA YÖNELİK İLGİ ARTIYOR
VERİMLİ VE UYGUN MALİYETLİ ÇÖZÜMLER ÖNCELİKLİ
“Önceleri veri depolama ihtiyaçları her sunucuya bağlı bir sabit disk ya da teyp sürücü içeriyor ve doğrudan bağlantılı veri depolama ya da DAS (Direct Attached Storage) olarak biliniyordu. Günümüzde ise şirketler zorluklarla başa çıkabilmek için daha esnek, akıllı ve kolay yönetilen veri depolama çözümlerine ihtiyaç duyuyorlar. Faaliyet alanlarına göre arz talep durumunda ihtiyaçlarını belirliyorlar. Kurumların ilk veri hızına önem vermeleri durumunda, yeni nesil Solid State Disk’ler (SSD) ile anlık yoğunluğu bertaraf ediyorlar. Son dönemdeki veriyi yaşlandırma politikası da müşterilerimizin başvurduğu diğer bir çözüm.”
BULUTUN ETKİSİ YADSINAMAZ
HERŞEYİN TEMELİ İŞ SÜREKLİLİĞİ
“Günümüzde kurumsal şirketler iki önemli kavrama göre iş sürekliliğini sağlamakta. Bunlardan ilki, hedeflenen kurtarma noktası (Recovery-Point Objective). Bu çalışmada veriyi çoğaltırken ne kadar geriden kopyaların oluşturulacağı bilinmekte. İkincisi ise, hedeflenen kurtarma zamanı (Recovery-Time Objective). Bu çalışmada ise yaşanan kesinti sonrası yapının ne kadar sürede tekrar çalışır hale geleceğine bakılır. Bu iki kavrama göre verinin yedeklenmesi, verinin çoğaltılması (Aktif-Aktif veya Aktif-Pasif replikasyon) ihtiyaç doğrultusunda kurgulanabilmekte.”