Veri depolamada kullanmayacağınız sistemlere yatırım yapmayın
Kurum ve şirketler, teknoloji yaparken bazı önemli noktalara dikkat etmeliler. Bizcon Teknoloji Uygulamaları Direktörü Arda Berkman, konuyla ilgili görüşlerini açıklarken, kurumların çoğu zaman uygun donanım ihtiyaçlarını seçmekte yetersiz kaldığını, ihtiyaçlarının çok ötesinde donanımlara yüksek yatırımlar yaparak minimum kapasite ile kullandıklarını dolayısıyla hızla gelişen teknoloji karşısında demode olan veri depolama sistemlerine yapılan bu yatırımların ölü yatırıma dönüşerek finansal kayıplara yol açtığını vurguladı.
KoçSistem Teknoloji Çözüm ve Hizmetleri Satış Grup Yöneticisi Özlem Kestioğlu da yatırım yapılan ancak kullanılmayan atıl duruma gelen veri depolama ürünlerine dikkat çekti: “Kurumlar, veri depolama stratejilerini belirlerken çoğunlukla kendi ihtiyaçlarını doğru belirleyemediklerinden, doğru ürün seçimini yaparken problem yaşıyorlar. Bunun sonucunda da yapılan yatırım, garantisi dahi sonlanmadan atıl duruma gelebiliyor. Örneğin, şirket için çok önemli bir sunucunun verilerinin bulundurulacağı bir depolama ünitesinin alımı yapılır. Ancak bir süre sonra bu sunucunun “Felaket Kurtarma” için kullanılmasına karar verilir. Bu aşamada satın alımı yapılan depolama ünitesinin replikasyon yeteneğinin çok kısıtlı olduğu ve kullanılan veritabanı için tutarlı replikasyon yapamadığı görülür. Bu da yapılan yatırımı atıl duruma getirir.”
Helyum Bilişim İş Geliştirme Müdürü Sinem Tirkeş ise veriyi depolamak ve yedekleme de güvenliğin önemini şu sözlerle açıkladı: “BT yöneticileri veri depolama altyapısını oluştururken muhakkak orta ve uzun vadeli planlar yapmalı ve felaket senaryolarının yanında güvenlik kriterlerini de hesaba katmalıdırlar. Ancak virüslü bir veriyi depolamak, depoladıktan sonra verinin bozulması, depolama cihazının bozulması veya kaybolması ve hatta içindeki bilgilerin istenmeyen ellerine düşmesi gibi birçok felaket senaryosu üretebiliriz. Bu ihtimalleri ve dahasını düşündüğümüzde sadece depolamanın anlamı olmadığı açığa çıkıyor. Güvenliğin olmadığı hiçbir ortamda verinin sürekliliğinden, güvenliğinden veya kalıcılığından bahsedilemez. Dolayısı ile bu durumda güvenliği olmayan bir depolamadan da veriyi yedekleme, veriyi garantiye alma gibi tabirlerden söz edilemez.
NGN Şirket Ortağı Volkan Duman, kurumların büyüme ya da süreklilik hedeflerini, daha önceden belirledikleri stratejik takvimleri ile paralellik içinde götürmekte sorun yaşadıklarını söyledi. Bu durumun sebebini yöneticilerin BT departmanlarından genellikle günlük ve kısa vadede çözüm oluşturmalarını beklemeleri; uzun vadeli planlara bütçe ayırmak istememeleri olarak açıklayan Duman, şöyle devam etti: “Bilişim konusundaki stratejik planlamalar için kurumlar tüm birimleri ile ortak hareket etmeliler. Yapılması gereken yatırımlar genellikle sadece BT departmanın ihtiyacı gibi görüldüğünden şirketlerin bütününü ilgilendiren bu planların “daha sonra hallederiz” mantığıyla rafa kaldırılması kaçınılmazdır. Stratejik olarak doğru karar alması gereken birimlerin, maalesef bütçe sıkıntısı ve bir an önce çözüm bulabilme telaşıyla, yeteri kadar irdelenmemiş, geçici çözümlere yönelmelerinin önüne geçilmelidir. İlk yatırım maliyeti sebebiyle ertelenen tüm kalıcı çözüm planlamaları, orta veya uzun vadede sil baştan yapılmak zorunda.”
Datateknik Sunucu ve Depolama Sistemleri Çözüm Mimarı Leyla Kuyumcu, veri depolama altyapısı çözümlerinin sonuç odaklı olabilmesi için kullanılabilir, iş sürekliliği sağlayan, esnek, enerji verimliliğini artıran, varlık yönetimi odaklı, yönetimi sade, maliyetleri azaltıcı, iyileştirici ve mevcut kullanılan teknolojiyle uyumlu olabilmesi gerektiğini belirtti. Kuyumcu, kurum ve şirketlerin bu doğrultuda BT altyapısını güçlendirdiklerinde veri depolama teknolojisinin sunduğu birçok imkandan faydalanma şansına sahip olabileceklerine dikkat çekti.
Matris Bilişim Teknolojileri Satış Müdürü Ahmet Karasu, tek bir amaca hizmet eden depolama üniteleri, ileride doğacak farklı ihtiyaçlara cevap veremediği durumlarda, farklı geçici çözümlere başvurmakta, bu çözümler ileride operasyonel ve yönetimsel maliyetleri artırmak gibi dezavantajları olduğunu söyledi. Karasu, “Birden fazla ortama hizmet verebilen, bünyesinde tümleşik mimari esnekliği barındırabilen depolama üniteleri merkezi yönetim, verinin konsolidasyonu ve yönetimi açısından kurumlara hem esneklik hem de maliyet avantajı sağlamaktadır” dedi.
Supercom Genel Müdür Yardımcısı Seyfullah Genç veri depolama sistemlerinde sanallaştırmaya dikkat çekti: “Günümüzde veri alanlarını daha çok sanallaştırmada kullanmaktayız. Teknolojik olarakta sanallaştırma sistemlerinde talep yönetiminin ve bunların otomasyonu noktasında henüz istenilen bir olgunluğa gelemediğimizi düşünüyorum. Sunucu yönetimi ve veri depolama ürünlerinin yönetiminin ayrı birim veya servislerde olması, veri alanları ihtiyaçlarında son kullanıcı taleplerinin iyi analiz edilememesi, proje çalışmalarında belirtilen alan ihtiyaçları ile gerçek ortamdaki veri alanlarının örtüşmemesi, sayısal doküman verilerinin ayrıştırılmadan depolanması, verilerin hızla büyümesi sürekli acil beklentilerin olması gibi durumlarda sistematik işleyen bir otomasyonun olmaması, veri alanlarının tek bir merkezden yönetilmemesi ve kapasite artışlarının izlenilememesi veri miktarının hızla artışının kontrolüne engel olmaktadır.”
Oytek Sistem Yönetim Müdürü Kudret Gülcan, kurumların veri depolama altyapısını verimli olarak kullanabilmesi için veri yaşam döngüsü politikaları belirleyerek uygulamaları gerektiğini belirtti ve ekledi: “Ülkemizde kurumlar veri yaşam döngüsü uygulamalarında yetersiz kalmaktadır. Sık kullanılan veri ile kullanılmayan veya çok az kullanılan verinin aynı ortamlarda saklanması kurumlarda hem yönetim hem de maliyet anlamında ciddi dezavantajlar yaratmaktadır. “